Öğretmenlere Mektup

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Öğretmenlere Mektup - Prof. Dr. Necati Cemaloğlu
Mektubuma, 15 Mart 1985 yılında ilk görev yerim, Trabzon’un Çaykara ilçesi, Uzuntarla Köyü’ndeki bir anımı anlatarak başlamak istiyorum.

Öğretmenliğe, ilk atama yazımı elime aldığımda, artık resmen bir öğretmendim ve çok heyecanlıydım. Gideceğim ilk görev yerimdeki çocukları düşünüyordum. Çocukların; mutlaka çok heyecanlı olduğunu, kalemlerini, kitaplarını, defterlerini hazırlayıp dört gözle beni beklediklerini tahmin etmekteydim. Beldeye ulaşır ulaşmaz, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne evraklarımı teslim edip, görev yapacağım köye geçtim. İlk günlerde pek fazla kişiyle karşılaşmadım. Çünkü okul, köyün biraz dışındaydı. Ne ilginçtir ki, köyün içinde, çocuklar beni görünce yollarını değiştiriyor, köşe bucak kaçıyorlardı. Bu durum biraz tuhafıma gitmişti. Benim hayallerimin tam tersi bir durum söz konusuydu: Beni dört gözle bekleyen köy halkı, öğrenciler neredeydi? Bu sebeple ilk günlerde motivasyonumu kaybettim. Yaşamış olduğum hayal kırıklığı sonucunda öğretmenlikten istifa edip, memleketime dönmeye ve sonrasında askere gitmeye karar verdim. Askerden geldikten sonra ise, ‘Allah kerimdir, bir iş bulur çalışırım’ diye plan yapmaya başlamıştım. Eşyalarımı tekrar bavula yerleştirip toparlanırken, bir taraftan yaşadıklarımı tekrar düşünüyordum: Kendi çocukluğumu, ailemi, arkadaşlarımı, komşularımızı… Hangimiz eğitime karşı duyarlıydık? Bu sorunun bendeki cevabı sonucunda, istifa dilekçemi yırttım, attım. Çünkü istifa etmek yenilgiyi kabul etmekti. Kararımı değiştirmiştim; iyi öğretmen olmak adına emek verecek ve hayallerimi gerçekleştirecektim. Uzuntarla köyünde 5 yıl görev yaptım. Öğrencilerim okulu, ben de onları ve mesleğimi çok sevdim. Köy halkından çok büyük destek gördüm. Bu anı, beni her zaman; hayal kurup çaba sarf etmeden hayallerin gerçekleşmesini beklemek yerine, tüm gücümüzle çalışıp, iyi bir öğretmen, lider bir öğretmen olmanın, ne kadar doğru bir karar olduğunu düşünmeme sebep olur.

Yıllar sonra, Ankara’da öğretmenlik yaptığım zamanlarda sıklıkla duyduğum kavramlardan birisi, ‘lider öğretmenlik’ kavramıydı. Herkesin dilinde ‘lider öğretmen olun’, tavsiyesi çok tekrarlanıyor olmasına rağmen lider öğretmenliğin ilkeleri, koşulları ve yöntemi konusunda çok az kişi fikir öne sürüyordu. Mesleki çalışmalarımın neticesinde, lider öğretmenliğin; yaşantılarla ve deneyimlerle doğru orantılı bir kavram olduğunu gördüm. Örneğin; lider öğretmen olabilmenin ilk ilkesi, öğretmenin güçlü bir alan bilgisine, formasyona ve genel kültüre sahip olmasıdır. Alan bilgisine sahipseniz sadece ‘öğretmen’; alan bilginiz ve formasyonunuz iyi ise “iyi öğretmen”; alan bilginiz, formasyonunuz ve genel kültürünüz iyi ise “lider öğretmen’siniz demektir. Lider öğretmen, dersle ilgili konularda fıkra, örnek olay, drama, anekdot anlatma ve rol oynama yöntemlerini kullanır, bilimsel araştırma sonuçlarını paylaşır ve öğrenme konularıyla, yaşantıları ilişkilendirirse, öğrenci, öğretmene yönelmeye başlayacaktır. ‘Siyah-beyaz’ öğretmenin ‘lider’ olması mümkün değildir. Ancak renkli, sıra dışı ve aktif öğretmenler, liderlik rollerini iyi oynayabilir. Öğrenciler; öğretmenin mimik ve jestlerini kullanmaya, anlattıklarını ders dışında paylaşmaya ve ailesine de anlatmaya başlamışsa, bu durum, öğretmenin liderlik rolünün, öğrenciler tarafından onaylanmaya başladığının en önemli göstergelerinden birisidir.

Lider öğretmenliğin ikinci ilkesi ise, öğrenciyi şaşırtarak dikkatini çekmeyi başarabilmektir. Öğretmen, öğretilecek konuları, öğrencinin beynine sıradan, alışagelmiş yöntemleri kullanarak aktarmaya çalışıyorsa, rutin bir öğretmen profili yaratmış olur. Örneğin, Rize’de bir kişi “Alabalık tesisleri, 150 metre geride…” yazılı bir tabela asmış. Şu anda tahmin ederim ki güldünüz ya da size biraz ilginç geldi. “Alabalık tesisleri 150 metre ileride” tabelasını asmış olsaydı, bu mektupta bu tabeladan bahsedilmeyecekti ve üzerinde konuşmayacaktık. Her öğrenme ürününü, öğrencinin zihnindeki alışılagelmiş formatın dışarısına çıkaracak şekilde gönderirseniz, öğrencinin ilk dikkat çekme sürecinde başarılı olabilirsiniz. (Öğrencinin dikkatini çekme sürecinde başarılı olmak istiyorsanız, her öğrenme ürününü, öğrencinin zihnindeki alışageldiği zihin formatının dışına çıkacak şekilde göndermelisiniz.)

Lider öğretmenliğin diğer üçüncü ilkesi ise, “ayrımlı pekiştireç” yaratabilmektir. Her öğrenme ürününü, öğrencinin zihninde ‘ayrımlı pekiştireç’ haline getirmeniz gerekir. Bu konuyu bir örnekle açıklayalım: Çamurlu bir yolda bir yetişkin ve bir çocuk nasıl yürür? Çocuk sert adımlarla zemine vurur. Yetişkin ise, pantolonunun paçalarını yukarı çekerek ve elbiselerini kirletmeden yürümeye çalışır. Neden? Çünkü, çamur, yetişkin için ayrımlı pekiştireç iken, çocuk için değildir. Her öğrenme ürünü, öğrencide, ayrımlı pekiştireç olacak şekilde kodlandığında, öğrencilerinizin sizi izlemeye ve size odaklanmaya başladıklarını çok rahat gözlemleyebilirsiniz.

Lider öğretmenliğin dördüncü ilkesi ise, öğrencinin yüreğine dokunmaktır. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, öğrencinin pin kodunu bilmek ve şifrelerini çözebilmektir. Bir öğrencinin pin kodunu bilmezseniz, şifreleri yanlış girersiniz. Bu durumda puk kodu ister. O da yanlış olursa, telefon kilitlenir. Öğrenci de böyledir. Potansiyel disiplin sorunu yaşayan öğrencilerin büyük çoğunluğu, yüreğine dokunulamamış öğrencilerdir. Bir öğrencinin yüreğine nasıl dokunulur ve pin kodu nasıl öğrenilir? Aslında çok kolay bir durumdur. Öğrenci ile yaptığınız özel görüşmelerde, öğrenci size bu şifreleri verir. Feraset sahibi öğretmenler, bu şifreleri tek tek almasını bilir. Bu konuyu size, yaşadığım bir örnek olayla açıklamaya çalışayım: Ankara’da halk otobüsü ile üniversiteye giderken, arkamdaki koltukta oturan karı-kocanın konuşmalarına gayri ihtiyari kulak misafiri oldum. Erkek, kadına: ‘Sevgilim, aşkım’ dedi. Kadın da bu konuya sinirlenip;’ Cıvık cıvık konuşma… Bırak bu lafları, sen adam olsan, evleneli 5 yıl oldu; bir bilezik alıp koluma takamadın’ diyerek tepki verdi. Doğal olarak, olası romantik anlar, soğuk rüzgârların estiği, şimşeklerin çaktığı bir alana dönüşüverdi. Burada, ‘sevgilim ve aşkım’ ifadelerini kullanan erkek, kadına ‘Benim iletişim dilim; güzel ve onaylayıcı sözlerdir. Beni etkilemek istiyorsan, pin kodumun ilk şifresi olan, güzel sözleri kullan’, mesajı veriyordu. Bu adam eve geldiğinde, kadın,’ Vay! Vay! Kim gelmiş, evimin kahramanı gelmiş!’ dediğinde, adam bu sözlerle en az 10 yıl mutlu olabilirdi. Kadının sevgi dili ise ‘hediye’dir. Adam eve gelirken, bir bilezik getirseydi, kadını en az 10 yıl etkileyebilecek ortamı yakalamış olurdu. Kısaca ifade etmek gerekirse, öğrencilerinizle sık sık ders dışında sohbetler yapınız. Onların sevgi dillerinin şifrelerini yakalamaya çalışınız.

Lider öğretmenliğin beşinci ilkesi, ‘dinleme’ davranışıdır. Lider öğretmen; öğrenciler, en saçma, konuyu konuşsalar bile, onların gözlerine bakarak, etkili bir şekilde dinler ve kırıcı yorumlardan kesinlikle kaçınır. Ne anlatmak istediklerini anlamaya çalışır. Ne anladığını, uygun sözcükler kullanarak onlara iletir ve öğrencilerine öğretmenleri tarafından anlaşılmış olduğunu hissettirir. Böylece öğrenci, kendine değer verildiğini bilir ve öğretmenine güvenir. Lider öğretmen, öğrencileri ile arasında, sağlıklı iletişim kanalları oluşturur. Sürekli yorum yapan, öğrenciyi rencide eden öğretmen, ringe çıkmış boksör gibidir.

Lider öğretmenliğin altıncı ilkesi ise, sorunlara ani, müdahale etme davranışıdır. Bu süreçte lider öğretmenler, Kırık Cam Kuramı’nı etkili kullanırlar. Zimbardo (1969) plakası bulunmayan iki otomobili Bronx ve Kaliforniya Palo Alto'da bulunan mahallelere bırakır. Bronx'taki (Sosyo-ekonomik düzeyi düşük bir semt) araba, "terk edildikten" 24 saat içinde talan edilir. Palo Alto'da (Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek bir semttir) bulunan araca kimse dokunmaz. Zimbardo, bir hafta sonra Palo Alto’daki arabanın kelebek camını kırar. Sonrasında, bir hafta içerisinde sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan bu semtte de, araba talan edilir. Bu araştırma, öğretmenlere şu mesajı vermektedir: İlk cam kırıldığında tedbir alıp, sorunu çözmek için harekete geçmezseniz, disiplin sorunlarının, okulda normal bir süreçmiş gibi algılanmasına neden olursunuz. Her disiplin sorunu, okullarda kartopu etkisi ile büyüyebilir! Bu bağlamda lider öğretmenler; reaktif değil, proaktif davranış sergilerler. Reaktif öğretmenler ilgi alanlarına, proaktif öğretmenler ise, etki alanlarına odaklanırlar. Proaktif öğretmenler, sorun ortaya çıkmadan önce sorunu çözme ve sorunun türevlerini engellemeye çalışır. En iyi sorun çözme davranışı, sorun ortaya çıkmadan önce, öncülleri iyi okuyup, sorunun oluşumunu önleme davranışıdır. Bu aşamada, lider öğretmenin karizmatik özelliği önemli rol oynayabilir.

Lider öğretmenliğin, yedinci ilkesi, farklı etnik, dini, siyasi, ekonomik ve kişilik özelliklerine sahip öğrencileri aynı amaç doğrultusunda yönlendirme kapasitesidir. Bu sebeple, homojen yapıları oluşturmada kısa dönemli zorlayıcı gücü kullanabilir. Bu aşamada öğretmen, “Çelik el kadife eldiven” rolünü etkili oynamalıdır. Öğrencilerin bilişsel özelliklerine odaklanmalı, öğrencilerin, öğrenciliğe, öğrenmeye ve okula ilişkin algılarını değiştirebilmelidir. Bu aşamada bilgi, tutum ve davranışları değiştirme sürecini başlatmalıdır. Bilgiyi değiştirmeden tutumu; tutumu değiştirmeden davranışı değiştirmek çoğu zaman imkânsızdır. Bu konuda, yaşadığım bir örnek olayı sizinle, paylaşmak isterim: Derse çalışmayan ve altı zayıfı olan bir çocuk babasıyla beni ziyarete geldiler. Babası, çocuğun derse çalışmadığını ve ilgisiz olduğunu söyledi. Çocuğa, neden derse çalışmadığı sorduğumda, derse çalıştığını fakat başarısız olduğunu söyledi. Babasına dışarıya çıkmasını, çocukla yalnız konuşmak istediğimi söyledim. Çocuğa neden derse çalışmadığını sorduğumda; kel kalmak istemediğini, saçlarının dökülmesinden çok korktuğunu söyledi. Bu kanaate nasıl ulaştığını sorduğumda, eğitimli insanların genellikle saçlarının döküldüğünü, kel olduklarını, bu durumun da tek nedeninin çok derse çalışmak olduğunu iddia etti. İnternette eğitimli ama saçları dökülmemiş, eğitimsiz ama saçları dökülmüş kişilerin fotoğraflarını gösterdim. Saç dökülmesi ile genetik yapı ve bazı biyolojik özellikleri anlattım. Babası beni arayıp, çocukla ne konuştuğumu sordu. Çünkü, çocuk o günden sonra derse çalışmaya başlamıştı. Aslında yaptığımız tek şey, çocuğun bilgisini değiştirmekti. Saç dökülmesi ile ilgili bilgi değiştikten sonra, ders çalışmaya karşı tutum da değişti. Sonrasında ise, ders çalışma hususunda davranış değişikliği ortaya çıktı.

Lider öğretmenliğin sekizinci ilkesi, öğrencilerin var olan potansiyel güçlerini doğru tanımlamak ve bu potansiyeli daha iyi hale nasıl getirebilirim sorusuna cevap aramaktır. Lider öğretmen için, öğrencilerinin, ilgi alanları, becerileri, eğilimleri, hedefleri ve deneyimlediği gerçek yaşantıları, yol ve yön belirleme açısından ana ulaşım arterlerini oluşturur. Lider öğretmen öğrencisini analiz eder ve onun bireysel özelliklerini keşfeder. Sonrasında ise, ‘Bu malzeme ile en mükemmel eseri nasıl yaratabilirim?’ sorusuna cevap arar. Michelangelo’ ya mermer heykelleri nasıl yaptığını sorduklarında, Michelangelo, mermere baktığında bir taş yığını görmediğini, mermerin içerisine gizlenmiş bir heykeli, o şaheseri gördüğünü, tek yaptığı şeyin ise, heykelin güzelliklerini engelleyen parçaları, kendi çekici ile atmak olduğu söylemiştir. Buna göre, lider öğretmen; öğrenciye baktığında, onda varolan güzellikleri görebilen, becerileri farkeden ve ona hedef koymasında rehberlik ve koçluk yapan kişidir.

Lider öğretmenliğin, dokuzuncu ilkesi, öğrencilerden önce sınıfa girip, sınıfı eğitim-öğretime hazırlamaktır. Lider öğretmen, öğrencilerini sınıfın kapısında karşılar. Sınıfta zamanı etkili kullanır. Ders işlerken, öğrenciler kranoslara (saatteki zaman dilimi) değil, kariosa (hissedilen zaman dilimi) odaklanır. Öğretmen olmadığı saatlerde, öğretmenli saatler gibi verimli çalışma yapılır. Lider öğretmen olup olmadığınızı anlamak istiyorsanız, sizin olmadığınız zamanlarda, öğrencilerinizin sınıf içindeki davranışlarına bakınız. O görüntüler, size çok fazla veri sunacaktır.

Lider öğretmenliğin onuncu ilkesi, değişmeye ve gelişmeye açık olmaktır. Görev yaptığı okulu, öğrenen okul haline getirmek ve birlikte öğrenme sürecinin yolcusu olabilmek, lider öğretmen olma yolunda, yapılan iyi bir başlangıçtır. Takım halinde öğrenebilme, sağlıklı ve dengeli bir sistemin önemli değişkenleri arasında yer alır. Unutmayın ki, öğretmenler odasının gündemi, okulunuzun eğitim kalitesinin önemli göstergelerinden birisidir. Öğretmenler odasının gündemini; Ayşegül öğretmenin sivilceleri, Hatice öğretmenin çantası, Yavuz öğretmenin eşofmanı, oluşturuyorsa; eğitimde kalite, lider öğretmenlik, akademik başarı ve farklılaşma sadece ütopik bir kavram olarak kalabilir.
Prof. Dr. Necati Cemaloğlu

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber