Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bugün Gaziosmanpaşa da bir İmam Hatip Orta Okulu nu ziyaret ederken okul müdürünün söyledikleri bana oldukça düşündürücü geldi.
-Öğretmeni izlemek için sınıfa girdim. Arka sıralarda bir çocuğun masasında ne defter- kalem ne de herhangi bir kitap yoktu. Bir süre çocuğu göz ucuyla yokladım ders falan da dinlemiyor camdan dışarıyı gözlüyordu. Yanına yaklaştım
-Senin defterin kitabın nerede, diye sordum.
-Yok, dedi getirmiyorum.
-Olur mu evladım, kalemsiz deftersiz, kitapsız öğrenci olur mu?
Çocuk bir şey demedi. Öğrenciler dağıldıktan bir süre sonra hiddetle bir veli odama girdi.
-Müdür Bey bugün bizim çocuğa bağırmışsın buna senin hakkın yok, dedi.
-Bir soluklan dedim, işin aslı şu şekilde oldu diye izah ettim.
-Olsun dedi yine de hakkınız yok.
-Ben sadece çocuğun yarınlarını düşünerek kendisini uyarmak istedim, hepsi bu. Bunun için buradayım.
-Siz işinizi yapın Müdür Bey deyip ayağa kalkarak odayı terk etti. Şimdi öğretmen arkadaşlara nöbette çocuklar sizi görünce kendilerine çeki düzen veriyorlar mı diye sordum. Bana dediler ki isterseniz bir gözleyin Müdür Bey. Hakikaten okul koridorunda öğretmen var mı yok mu hiç belli değildi. Şimdi velilerin bu tavrından okul müdürü olarak ben ürkmeye başladım, öğretmen ne yapsın ki?
İşte öğretmenin ahvali budur. Üç hafta içerisinde Sultangazi ilçesinde üç ayrı okulda üç öğretmene karşı veli ve öğrenci şiddetine şahit olduk. Dileyen amire okul isimlerini ve öğretmen isimlerini vermeye hazırız. Zaten bunlardan bazıları basına da intikal etmişti. Yalnızca bir ilçemizde bu kadar şiddet olayı yaşanıyorken eğitimin normal şartlarda sürdüğünü söylemek akılcı olur mu?
Öğrenci kuru sıkı tabancayla öğretmeni tehdit ediyor. Bunu devletin okulunda, devletin memuruna karşı yapıyor. Peki devlet ne yapıyor? Ne halin varsa gör diyor. Müdür yardımcısına veli okul bahçesinde saldırıyor, öğretmenin yüzü gözü kanıyor. Peki devlet ne yapıyor? Ne halin varsa gör diyor.
Peki söze gelince benim okulum, benim memurum, benim öğretmenim diyorsunuz. Hakikaten okul devletin memur devletindir, o halde niye sahip çıkıp kamu davası açmıyorsunuz kardeşim. Öğretmen tekrar aynı şiddete maruz kalırım diye şikayet etmekten korkuyor. Mahkeme salonunda hakimin karşısında ben şikayetimden vazgeçtim diyen öğretmen gördük. Bunu da mı görmüyorsunuz!
Bakanlık bir an önce okul içerisindeki tüm şiddet olaylarına müdahil olmalıdır. Okuldaki en ufak bir tacizde dahi öğretmenin şikayetine gerek kalmadan idarenin bildirmesiyle kamu davası açmalı ve birkaç kişiye dişe dokunacak ceza verdirmelidir. Yoksa Allah korusun bu gidişat hayra alamet değildir. Kimi bölgelerde öğretmenler Çorlu da olduğu gibi yalnızca problem çıkmasın diye her türlü maskaralığa boyun eğmek zorunda kalabilirler. Azıcıkta olsa sürdürülebilir olan eğitimde yok olup gidecektir.
Sonuç olarak elimizde tek çare var ve mutlaka öğretmene yönelik şiddete kamu davası açılmalıdır.
Remzi Özmen Türk Eğitim Sen İstanbul Şube Başkanı