Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Son zamanlarda bazı kendini bilmezler, öğretmenlik gibi kutsal bir meslek sahiplerine incitici laflar ederek,kendi seviyesizliklerini ortaya koyuyorlar.
Öğretmenlerimiz salgından önce de sonra da,ülke çocuklarına hizmet etmekle görevliydiler.
Ne güzel sözdür;’ Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum’, ‘Dünyanın her yerinde öğretmenler toplumun en saygıdeğer unsurlarıdır’ diyerek eğitimi ve eğitimciyi öven değerlerimiz varken, bu güzel sözleri hiç duymayanlar olduğu gibi söyleyenleri de tanımadıklarının bir göstergesi olsa gerek.
Bir nesli mahvetmek ,bir ülkenin gelişmesini dinamitlemek istiyorsanız hedef alacağınız yer eğitim ve öğretmenlerdir.
Böylelikle amacınıza ulaşmış ve gelecek nesilleri yok etmiş olursunuz.
Bilinmeli ki,öğretmenin mağduriyet yaşadığı,şiddete maruz kaldığı, itilip kakıldığı, itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı, dikkate alınmadığı bir ülke nereye kadar gider, nasıl yol alabilir bilinmez .Bu ülkelerin ayakta kalabilmesi de oldukça zordur.Böylesi ülkeler onun bunun payandası olmaya ve sömürülmeye mahkumdurlar. Çocuklarının geleceğini düşünenler, öğretmenine sahip çıkanlardır.
Çünkü ‘öğretmene sahip çıkmak geleceğine sahip çıkmak demektir’.
Şu da artık anlaşılıyor ki,Öğretmene yönelen şiddetin sebebi,
bazı arızalı tiplerin öğretmen aleyhinde sarf ettiği sözlerin sahipleridir.
Nagehan Alçı denilen sözüm ona gazeteci, ‘öğretmenler rahata alıştı’ demiş.
Sn Alçı’nın bu salgın döneminde öğretmenlerin ne yaptığını bilmemesi yaptırdığı aşının yan etkisi olsa gerek.
Keşke okullar açılsa,bizler öğrencilerimizi özledik diyenler,öğretmenlerdir.
Yüz,yüze eğitimden vaz geçip uzaktan eğitim kararı verenler de,öğretmenler değildir.
SayınALÇI,
Okulların açılıp açılmayacağına bilim kurulu tavsiyelerde bulunmasını sonrasında Sayın cumhurbaşkanımızın onayı ile uygulamaya geçtiğini bilmiş olmanız lazım.
Sayın Alçı,
Sizin bilim kuruluna saygınız yok anlaşılıyorda , bari okulların tatil kararını açıklayan Cumhurbaşkanı’na saygınız olsaydı.
Sayın Alçı,
Yapılan çalışmaların nasıl yürüdüğünü görebilmeniz için
çocuğunuz var mı,bilemiyorum.Yoksada çocuğu olan bir aileye bir günlüğüne misafir olsanız.Bakalım o zaman düşünceleriniz ne olur,merak ediyorum.
Öğretmenlerin ne yaptığını bilmiyorsanız anlatayım size...
-EBA TV’de verilen derslerin çekimlerine katıldılar,
-Pandemi,vefa destek ve mahalle denetim ekiplerinde görev yaptılar,
-Meslek liselerinde, halk eğitim merkezlerinde dezenfektan ve maske üretimi yaptılar,
-Evdeki masalarını yazı tahtası haline dönüştürerek, haftanın altı gününde sabahtan akşamın geç saatlerine kadar bilgisayar başında canlı ders anlattılar.
-Köy-köy,ev-ev dolaşıp ders notları,sınava hazırlık notları dağıtanlar oldu.
Velhasıl yan gelip yatmadılar ,boş boş konuşmadılar.
Öğretmenlerimiz uzaktan eğitim konusunda hayatları boyunca bir eğitimden geçmemelerine rağmen üstün bir başarı sağladılar.Bu eğitimlerini öğretmenlerimiz uzaktan verirken onlara hiç kimse bilgisayarınız var mı,internet alt yapınız nasıldır diye sormamasına rağmen onlar kişisel imkanlarını kullanarak canlı ders yaptılar.
Sayın Alçı,
Öğretmenlerimizin % 39’nun uzaktan eğitim için eğitim aracı aldığını biliyor musunuz?
Sayın Alçı,
Eğitime katlı anlamında ne yaptınız.Bu salgın döneminde kaç öğrenciye bilgisayar,kaç öğrencinin internete erişim sorununu çözdünüz.Öğretmenlerimiz bu konuda da öğrencilerine destek oldular.
Bilgisayar karşısında günde 6 saat ders anlatmanın zorluklarını bilmiş olsaydınız,’öğretmenler rahata alıştı’ diyerek onları üzmezdiniz.
Gerçekleri görmeniz için sizi bir gün ,bir öğretmenimizin evine davet ediyorum .
Daveti kabul ederseniz, tüm öğretmenlerin evi size açık olacaktır.
Belki o zaman gerçekleri görüp yapılan aşının yan etkisinden kurtulabilirsiniz.
Alıntı