Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Prof.Dr. Necati Cemaloğlu
Bir alanda bilgi düzeyi en yüksek olan kişi, o alanı en iyi öğreten olabilir mi? En ünlü futbolcu jübilesini yaptıktan sonra en iyi teknik direktör olabilir mi? Alan bilgisinin dışında farklı bilgi, beceri ve yeteneklere ihtiyaç var mı?
Türkiye’de öğretmen adayları genel olarak KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) ve ÖABT (Özel Alan Bilgisi Testi) puanlarına göre sıralama yapılıp kontenjan mukabilinde ataması yapılır. KPSS ve ÖABT öğretmen adaylarının alan bilgisini, genel kültürünü ve eğitim bilimleri alanındaki bilgi düzeyini ölçer. Oysa öğretmenlikte başarıyı belirleyen en önemli faktörlerin başında öğretmenin hoşgörülü olması, çocukları sevmesi, empati yapabilmesi, sabırlı olması, öğretim lideri olması gibi pek çok kişilik özelliği devreye girer. Bu özellikler sınavlarda ölçülmez. Bu duruma göre alan bilgisi, genel kültürü ve eğitim bilimleri puanları çok yüksek fakat sinirli, çocukları sevmeyen, saldırgan özellikler taşıyan, ruh sağlığı bozuk bir kişi bu süreçte çok rahat öğretmen olarak atanabilir.
Milli Eğitim Bakanlığının elinde sınavdan başka çok fazla seçenek yoktur. Sorunlu olanları süreçte meslekten ihraç edebilir. Ancak bu aşamada hem yasal haklar hem de mahkeme ya da soruşturma yolu ile bir öğretmeni meslekten atmak o kadar da kolay bir seçenek değildir. Ayrıca sendikalar da bu aşamada etkili olur. Öğretmen adaylarının kişiliği, öğretmenliğe yatkınlık düzeylerinin saptanacağı, sekiz dönem izlenip kontrol edileceği ve öğretmen adayı hakkında detaylı raporun yazılacağı yer eğitim fakülteleridir. Öğretim üyeleri ve danışman marifetiyle bu süreç etkili yönetebilir.
Bir alanda bilgi düzeyi yüksek olan, o alanı en iyi öğretmeye adaydır ancak yeterli değildir. Bu becerisini ortaya koymasını gerektirecek kişisel özelliklere sahip olması ve istekli olması, okulda ve eğitim sisteminde öğrenme ekosisteminin yaratılmış olması gerekir. En ünlü futbolcudan en iyi teknik direktör olabilir. Bunun spor dünyasında pek çok örneği vardır. Ancak, her iyi futbolcudan, en iyi teknik direktör olacağına dair bir durum söz konusu değildir. Mutlaka iyi bir strateji uzmanı olması, öngörüye sahip olması, vizyonu olması, yetenek avcısı olması, doğru adamı, doğru zamanda, doğru yerde oynatıyor olması gibi teknik becerilere sahip olması gerekir. İyi bir futbolcu olmak kişisel beceri, içsel motivasyon ve kişisel özelliklerle ilişkili iken, iyi bir teknik direktör olmak, başkasını seçmek, onu motive etmek, başkalarına başarıya ulaşmaları için takım halinde harekete geçirmek gibi özelliklere sahip olması gerekir. Başka bir anlatımla, iyi bir sporcu olmak, iyi bir teknik direktör olmaktan daha kolaydır. Bir alanın kuramsal bilgisini iyi biliyor olmak, o alanda başarılı bir uygulayıcı olmanın ölçütü değildir.
Genelde aileler çocuklarının başarılı olması için önce okul sonra da iyi öğretmen bulma peşinde koşarlar. Bu doğru bir yaklaşım mı?
Standford Üniversitesinde görevli ekonomi profesörü Eric Hanushek, başarılı ve başarısız öğretmenlerin etkisi ile ilgili şöyle bir öngörüde bulunmaktadır. Çok başarısız bir öğretmenin öğrencileri, öğretmen ne kadar başarısız olursa olsun, bir ders yılında, ortalama yarım ders yılına eşit miktarda bilgi kazanacaklarını, çok başarılı bir öğretmenin ise bir ders yılında öğrencilerine bir buçuk ders yılına eşit miktarda bilgi kazandıracağını ileri sürmektedir. Bu duruma göre başarılı öğretmenin öğrencileri ile başarısız öğretmenin öğrencileri arasındaki fark bir yıllık eğitime eşit olduğu anlamına gelir. Öğretmenin etkisi okulun etkisini de geride bırakmaktadır. Çocuğunuzun başarısız olarak ifade edilen bir okulda başarılı bir öğretmeni olması, başarılı olduğu iddia edilen bir okulda başarısız bir öğretmeni olmasından daha iyi bir durumdur. Aynı zamanda bir öğrenci ortalama bir öğretmenden başarı oranı %85 olan bir öğretmene geçiş yapmasının olumlu etkisine eşdeğer bir etki elde etmek için, ortalama öğretmenin sınıfındaki öğrenci sayısını yarı yarıya azaltmanız gerekir. İyi öğretmenin maliyeti bir birim, başarısız bir öğretmenin eğitim sistemine maliyeti ise, iki birim olur (akt. Gladwell, 2009, s. 341). Velilerin önce iyi bir öğretmen bulmaya çalışması Eric Hanushek’e göre daha doğru bir yaklaşımdır. Burada göz ardı edilen durum, öğrenme ekosistemi ve çevre etkisinin, öğrencilerin öğrenmesi ve temel becerileri kazanması sürecinde göz ardı edilmesidir. İyi bir okul, iyi bir öğrenme ekosistemi yaratır.
Başarılı bir öğretmen okulun, çevrenin, müfredatın, öğrencinin, ders araç-gerecinin olumsuz etkisini minimum seviyeye indirebilir. Okuldaki başarıyı üst düzeye çıkarabilir. Bu sebeple öğretmen eğitimi sisteminin en stratejik öğesi olarak kabul edilmeli ve desteklenmelidir. Ancak, eğitimin bir takım oyunu olduğu, çevre ile etkileşim içerisinde yürütüldüğü de unutulmamalıdır.
Türkiye’nin PISA ve TIMSS gibi uluslararası sınavlardan aldığı puanlar çok düşüktür. Bu puanları artırmak, sıralamayı yükseltmek için çaba sarf edilmektedir. Bu süreçte ders programları değişmekte, kitaplar yeniden yazılmakta, öğretmen eğitimlerine ayrı bir önem verilmektedir. Bu yaklaşımlar ne kadar doğru? Eric Hanushek ABD’nin benzeri başarısızlığı ile ilgili olarak; başarısız öğretmenlerin sadece en alt seviyedeki %6’sı ile %10’unun ortalama kalitedeki öğretmenlerle değiştirirseniz, puan artabilir, başarı yükselebilir, iddiasında bulunmaktadır (akt. Gladwell, 2009, s. 342). Çin eğitim sisteminde benzeri bir sorunu çözmek için, dezavantajlı bölgelerde daha başarılı olduğu iddia edilen öğretmenler istihdam edilmektedir. Böylece dezavantajlı durum ortadan kaldırılmaya, avantajlı bir durum yaratılmaya çalışmaktadır. Türkiye’de ise yeni mezun, mesleki anlamda deneyimsiz öğretmenler dezavantajlı bölgelere zorunlu hizmet kapsamında gönderilmektedir. Bu duruma göre dezavantajlı durum, daha dezavantajlı hale mi getirilmektedir?
Öğretmenlik mesleğine girişte yüksek standartlar oluşturmak, çok nitelikli olduğu iddia edilen kesimden öğretmen adayı almak ve istihdam etmek ne kadar doğru? Gladwell (2009; ss. 352-353) öğretme sürecinin karmaşıklığı göz önüne alındığında kuramsal bilgiyi aşırı önemsemeyi tuhaf bulduğunu ifade etmektedir. Öğretmenin, öğrencilerin ihtiyaçlarına duyarlı olması, empati yapabilmesinin, öğretmenlik mesleğinin etkili olarak yürütülmesinde önemli olduğunu ileri sürmektedir. Aynı zamanda konu ile ilgili olarak Harward eğitim fakültesinden ekonomist Thomas J. Kane; Darthmouth’dan Douglas Staiger ve Amerikan İlerleme Merkezinden siyaset analisti Robert Gordon, eğitim sertifikasına ya da master derecesine sahip bir öğretmenin artı yarar sağlayıp sağlamadığını incelediler. Her ikisi de pahalı ve zaman alan referansların hemen hemen her bölgede öğretmenlerin işe alınmasında önemli bir referans olarak kabul edildiğini fark ettiler. Her ikisi de bu referansların sınıf içinde öğrencilerin akademik başarısının artmasında önemli bir fark yaratmadığını saptadılar. Bu duruma göre, öğretmen adaylarının sınavlardan aldıkları puanlar, mezuniyet dereceleri ve sertifikaları, master diploması öğretme becerisiyle ne kadar ilişkili görünürse görünsün, başarının ortaya çıkmasında çok az etkiye sahip olduğunu ileri sürülebilir. Burada dikkat edilmesi gereken durum, hangi sınavda, hangi soruyu çözerek yüksek puan aldığı ve hangi alanda master derecesine sahip olduğu önemli rol oynar. Bir fizik öğretmeni eğitim yönetimi alanında master derecesine sahip olması ya da pür fizik çalışması, öğretim kapasitesini geliştirmesine katkı sağlamaz. Ancak, eğitim programları ve öğretimi, psikolojik danışma ve rehberlik gibi alanlarda yapılan master eğitimi sınıfa, öğrenci başarısına daha fazla yansıyabilir.
Öğretmen adaylarının seçiminde özel kolejler örnek ders dinleyip öyle karar verir. 35 yıllık meslek hayatımda, örnek ders vermek için çağırılmış olsam, mutlaka elim ayağıma dolanır, hata üzerine hata yapardım. Çünkü değerlendirilmek, incelenmek ve bir nevi yargılanmak ve bunun farkında olmak iyi bir durum değildir. Bir öğretmenin meslekte olgunlaşması yaklaşık 4-5 yıla tekabül eder. Bu da, istihdam edilen her 4 öğretmenden sadece 1’inin, %25’inin nitelikli öğretmen olacağına işaret etmektedir. Öğretmen niteliğinin artırılması için, eğitim fakültesine seçme ile başlayan uzun erimli bir süreç olarak bakmak gerekir. Ayrıca, öğretmen istihdamında istasyonlar olmalı, bazı istasyonlarda bazıları indirilmeli, bazıları da trene bindirilmelidir.
Sonuç olarak öğretmen pazardan koklayarak alınan kavun değildir. Öncelikle insandır, biyo, psiko ve sosyal özellikleri olan değerli bir bireydir. İyi bir üniversiteden büyük başarılarla mezun olması, onun başarılı bir öğretmen olacağının göstergesi olmayacağı gibi başarısız bir öğretmen olacağının da göstergesi değildir. Öğretmenlik bir süreçtir. Yaklaşık 4-5 yılı alan, uzun vadeli ve içsel motivasyonu da kapsayan çok faktörlü bir durumu ifade eder. Öğretmen adaylarının alan bilgisi, genel kültürü gibi bilişsel alanlardaki eksikleri süreçte telafi edilebilir. Örneğin, ikinci dereceden bir bilinmeyenli denklemi nasıl öğreteceğini bilmeyen öğretmene bu bilgiyi öğretmek mümkündür. Sorun bilişsel değil, duyuşsal alanda ortaya çıkmaktadır. Öğretmenliği sevmek, sabırlı olmak, çocukları sevmek, hoşgörülü olmak, konuşmayı sevmek, dinleme becerisine sahip olmak gibi özellikler, belirli bir yaştan sonra kolay kolay kazandırılamamaktadır. Ayrıca öğretmenin etik ve psikolojik sorunları olması, öğrencilerin travma yaşamasına sebep olmakta, telafisi güç sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Öğretmen öğrenci başarısı üzerinde etkili olduğuna göre, iyi öğretmeni seçmek, eğitmek, yetiştirmek ve istihdam etmek uzun vadeli, sistemli ve kaliteli bir şekilde yönetilmesi gereken bir durumdur. Öğretmene yapılacak bir birimlik yatırım, eğitim sisteminde bir buçuk yıllık etkiye sahipse, öğretmene yapılacak daha fazla yatırım, eğitimde daha fazla başarı elde etmek demektir. Finlandiya eğitim sistemi ile ilgili eserleri olan Pası Sahlberg (2018), Finlandiya’da öğretmenlerin en başarılı öğrenciler arasından, öğretmenliğe en yatkın olanların seçildiği ve master eğitimi ile desteklendiğini ileri sürmektedir. Bu duruma göre, öğretmen seçiminde başat değer, en iyi öğrenciler arasından, öğretmenliğe en yatkın olanları seçmek, eğitmek, istihdam etmek ve sürekli öğrenen örgüt kültürü yaratmaktır. Öğrenci başarısında öğretmen etkilidir. Eğitim bütçesinin büyük bir kısmı öğretmen, okul yöneticisine ve sürekli öğrenmeye ayrılması gerekir.
Kaynakça
Gladwell, M. (2009). Köpeğin gördüğü. (A. Özer, Çev.). İstanbul: Mediacat
Salhlberg, P. (2018). Finlandiya Eğitim Modeli. (C. Mavituna, çev.). İstanbul: Metropolis