Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Öğretmenlerin haklarını talep etmekle birlikte mutlaka dile getirilmesi gereken, anayasada da yer alan bir konu var: "Fırsat eşitliği". Örneğin,
Yüksek lisans ve doktora yapan öğretmenlere bazı avantajlar getiriliyor. peki bütün öğretmenler eeşit olarak aynı fırsat sunuluyor mu?
Merkezden uzakta çalışan ilçe veya köy öğretmeninin nasıl yüksek lisans yapableceği yönetmelikte açık mı? Bu öğretmen okul öncesi veya sınıf öğretmeniyse ders programı nasıl düzenlenecek? Okul müdürürnün yetkisini nasıl kullandığını kim denetleyecek? Her ilde her branşın tezli-tezsiz yüksek lisans programı var mı? Yoksa il dışına gidip gelmek için izinler nasıl düzenlenecek?
Bir şekilde oldu diyelim, yüksek lisasn ve doktora çalışmaları ciddi anlamda zaman harcamayı gerektiriyor. merkezden uzak yerlere ulaşım öğretmenin kendi sorunu gibi görülmüş, bu nedenle bir düzenleme yok. tek servis olan kurumlarda dersi bitse bile öğretmen dağ başında diğer kademenin veya memurların mesailerinin bitmesini beklemek zorunda kalıyor, zamanını bu şekilde harcıyor. Maaş karşılığı günde belli saate kadar dersi olsa bile tam gün çalışmış gibi oluyor. Zamandan daha değerli hiçbir sermaye yoktur. Bu öğretmenin kendisine ayırması gerekirken dağ başında harcadığı bu zamanın ödenen bir bedeli var mı? Öğretmenden başka hangi memur-işçi mesaisi bittikten sonra işyerinde beklemek zorunda kalıyor? Bu mağduriyet neden konuşulmuyor?
Köy okullarında internet hizmeti ve telefon hizmeti yok veya sadece okul idaresi kullanıyor. Öğretmen, veli görüşmesi için veya araştırma yapmak için kendi cebinden harcıyor. Öğretmenden başka işi için kendi cep telefonunu veya bilgisayarını, internetini kullanan işçi, memur var mı?
2. Sınav gözetmenliği için ücret ödeniyor. Öğretmenin çalıştığı kuruma göre sınavda görev veriliyor. Merkezi sınavlar il merkezlerinde yapıldığı için köy öğretmeni merkezde otursa bile bu sınavlarda görev alamıyor. İlçe merkezlerinde yapılan sınavlarda görev alsa bile yol ücreti olarak sınav gözetmenliğinden alacağı ücret kadar masraf yapmak zorunda kalıyor. Ayrıca merkezde yapılan, katılmak istediği hizmetiçi faaliyetlere de (resen verilenler hariç) saatleri uymadığı için katılamıyor.
Özetle, köy öğretmeni servis ve diğer ihtiyaçları için ciddi anlamda hem zaman hem para harcadığı gibi diğer öğretmenler gibi mesleki gelişimini sağlayacak veya gelirini arttıracak eğitimleri ve görevleri de alamıyor. Bu konuda merkezde görev yapan öğretmene göre çok fazla dezavantajlı durumda oluyor. Bu dezavantajlı durum da hizmet puanıyla dengelenecek durumda değil. Kaldı ki zorunlu hizmet affıyla herkes an itibarıyla bulunduğu yerde çakılı kaldı. Merkezdeki öğretmenler yerlerinden ayrılmıyorlar ki köydeki öğretmen il içi yapabilsin. İl içi kontanjanları inceleyin, ne dediğimi anlayacaksınız. Yani köy öğretmenin "4 yıl bunlara katlanayım, cebimden harcayayım, eğitimim eksik kalsın, mesleki ilerleme imkanım olmasın, hobilerime zaman ayıramayayım, 4 yıl sonra merkeze geçer diğer öğretmenlerle aynı haklara sahip olurum" düşüncesi de artık karşılıksız kaldı.
Eşit işe eşit ücret söylemini dillerinden düşürmeyenler, neden köy öğretmeninin bu mağruriyetlerini görmüyorlar? Mağduriyet varsa, farklılık varsa neden bunun telafisi, tazmini dile getirilmiyor?
Önce "fırsat eşitliği", anayasanın dediği gibi. Bu olmuyosa farkı dengelemek için ciddi tazminat.
Yoksa getirilen iyileştirmeler, sadece merkezde görev yapmakla ücrada görev yapmak arasındaki uçurumu daha da belirginleştirecek.
"Sosyal devlet" ilkesine rağmen, köy öğretmeni, üvey evlat bile değil, sokağa atılan evlat muamelesi görmüş olacak.