Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Her zaman öğretmenlik mesleğine söylenen bir laf vardır "öğretmenlik kutsal bir meslektir" hani nerde? Nerede bu kutsallık nerede itibar? Biz öğretmenler uzun zamandır görmüyoruz. Ne saygı, ne itibar 'hak' getire. Sahi açık olsanıza; Nedir sizin bu öğretmenlerle alıp veremediğiniz? Hani bilelim bizlerde ona göre davranalım.
‘’Hocam çok zor ve çok önemli bir iş yapıyorsunuz’’ deriz öğretmenlerimizin yüzüne…
Veli boyutundan bakarsak; şu anki velilerin %90’ı çocuğunun öğretmenini eleştirir, kızar hatta kimileri gelir tabiri yerindeyse öğretmene posta koyar. Benim çocuğum neden geride kaldı, neden yapamıyor, neden ödev veriyorsun vs. Zaten kendinde sorun yok, çocukta problem yok. E kim kalıyor geriye; öğretmen. Vur tokadı (lafın gelişi) öğretmene…
Amirler boyutundan bakarsak;
şu anki amirlerin %90’ı kendi il/ilçe/kurumundaki öğretmenleri eleştirir, kızar, suçlar, kimisi tehdit eder, kimisi sürgün eder… Neden birinci çıkarmadın, neden istatistikler düşük, neden proje yapmadın, neden hasta oldun vs. bir nevi kölelik sistemi var çünkü bu silsilede. Yukardan emir gelir öğretmenler yapar. X sendikasındansan iyisin (başarılı değil, iyi) ama Y sendikasındansan sana her şey mubah der gibi davranır bazen. Bir yandan da veliyi hoş tut, öğrenciyi sırtından indirme, evraklarını eksik etme, işin olmasın, hastalığın olmasın, hava muhalefetinden yollar kapansa bile sen yolda kalma…
Çünkü bölgede hiç sorun yok, her şey dört dörtlük ama sen bunlardan birini yaparsan istatistikler düşük çıkar ve senin yüzünden eğitim seviyesi dip olur. Vur tokadı (lafın gelişi) öğretmene…
Bürokratlar boyutundan bakarsak;
şu anki bürokrasinin %95’i ülkedeki öğretmenleri eleştirir, kızar, beğenmez, alacak vereceğiyle oynar (bak zam yapmam ha der), mesaisiyle oynar, ders saatleriyle oynar, tayiniyle, emekliliğiyle oynar… Kardeşim çocuğa niye sesini yükselttin, neden ‘sus’ dedin bağırana, neden ‘yapma’ dedin sınıfın düzenini bozana der. Bana ne eşinle ayrı şehirlerde yaşıyorsan der, çalışacaksan gittiğin yerde 6 yıl çakılı kalıp çalış evleneceksen oradan biriyle evlen der, ‘ne özlük hakkı ya’ der kimi zaman da… Sen bana başarı grafikleri getir, zam da atama da isteme, boş ver bunları da sen çalış bak sanki başarımız düştü gibi der. Çünkü eğitim sistemimiz dünyaya örnek ama sen gidip nelerle uğraşıyorsun ve bu yüzden de başarı düşüyor der öğretmene. Vur tokadı (lafın gelişi) öğretmene…
Öğrenci boyutundan bakarsak;
anaokulu ve ilkokul öğrencileri haricinde öğrencilerin %80’i öğretmenlerine kızar, beğenmez, sınıfta kafa bulmaya çalışır, dersi kaynatmaya çalışır. Kimileri hakarete varır kimi şiddete varır… Bana niye düşük not verdin, niye ödev veriyorsun, bana soru sorma, düzeni bozduğumu neden velime söylüyorsun diye geçirir içinden. Öyle görmüş çünkü etrafından da büyüklerinden de… Benim haklarım var diye böbürlenir çocuk, bana ağzını açarsan kapatırım o ağzını der bazen sözle bazen şiddetle! Ben istediğimi yapayım ama sen bana sesini çıkarma der ve vurur tokadı öğretmene..!!!
Veli öğretmene saldırır kimsenin sesi çıkmaz.
Amir mobbing uygular, sürgün eder, ceza keser kimsenin sesi çıkmaz.
Bürokratlar özlük haklarını ellerinden alır kimsenin sesi çıkmaz.
Öğrenci öğretmenine hakaret eder, döver, ÖLDÜRÜR kimsenin sesi çıkmaz.
Öğretmen okulda, yollarda mağduriyet yaşar kimsenin sesi çıkmaz.
Şimdi bir de öğrenci öğretmenin ücretini belirleyecek deniyor yine kimsenin sesi çıkmıyor.
Ama öğretmen öğrenciye sesini yükseltmeye görsün hemen yaygaralar kopar.
Camiada çıkan çürük elmaların (kötü öğretmenlerin değil kötü insanların) taciz, dayak gibi haberleri tüm camiaya mal edilip herkes bir ağızdan öğretmenleri yerebiliyor.
Neden böyle oldu, nasıl böyle oldu da bu kutsal dediğimiz meslek bu hallere geldi böyle?
Tüm bunları düşününce insanın aklına sosyal medyada bolca kullanılan bir söz geliyor;
‘’La bu öğretmenler size ne etti?’’
(Yüzdelik veriler tahmini verilmiş olup bahsedilen olaylar genellemedir)
Özgen Caner ÖZ / Dinar Gündem