Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Hocam benim babam neredeyse 25 yıllık öğretmen; unutamadığım bir anısı var. Babam okul müdürü olduğu zamanlarda bir erkek öğrenci, ne yaptığını tam hatırlamıyorum, ama galiba bir görevini yerine getirmemiş. Babam da bir kez tokat atmış, sen adam olmayacak mısın, diye. Aradan zaman geçti. Niğde de yaşıyorduk, Çiftlik ilçesinde Cumartesi günü pazar olur. Bu olaydan yıllar sonra babamla pazarda karşılaşınca o öğrenci babama "Allah sizden razı olsun hocam. Siz bana o tokatı atmasaydınız şu an bu pazar yerinde bile olamazdım," demiş. Yani demem o ki hani bir söz vardır öğretmenin vurduğu yerde gül biter diye; yanlışım varsa affola. O öğrenci bir tokatla değişmiş, başka bir öğrenci de başka şekilde değişebilir. Önemli olan öğretmenlik "yapmak" değil; sizin de dediğiniz gibi öğretmen "olup" öğrencinin kumaşını tanıyabilmektir.
***
“Öğrencinin kumaşını tanıyabilmek” terimini çok beğendim. Bu yönde eğitim fakültelerinde ne gibi dersler veriliyor bilmiyorum, ama öğretmenin öğrencisinin tanımasının öneminin altını çizen bir deyim. İkinci üzerinde duracağım nokta şu: Özünde yüksek kapasiteli ve iyi olan biri kendi kalitesine uymayan düşük kaliteli ve kötü bir davranış yaptığı zaman bunu içi bilir. Eğer bir büyüğü, bu sana yakışmıyor, sen daha iyisine layıksın, kendine gel ve sana yakışanı yap, senden bunu bekliyorum, derse çok önemli bir eğitim mesajı vermiş olur. Mesajın özünde iyi niyet ve sevgi vardır, mesajın veriliş tarzında toplumun gelenek ve göreneklerine göre sertlik olabilir. Japon Şintoizm’inde rehber durumunda olan öğretmen öğrencisi yanlış yaptığı zaman önünde durur saygı ili eğilir ve sonra elindeki çubukla döver. Öğrencinin özü önünde eğilmiştir, o öze yakışmayan davranışı cezalandırmak için vurmuştur. Sonra yine saygı ile eğilerek ayrılır.
Ne yazık ki korku kültürünün birçok öğretmeni iyi niyetle haşin davranır; sevgi kültürünün öğretmeni iyi niyetle sohbet eder. Bazı durumlarda korku ile dayakla yetişmiş çocuklar atılan tokata teşekkür eder ve minnetle hatırlar. Öğretmenin tatlı dilini ve sohbet teşebbüsünü görmezler bile. İşte bu noktada öğrencinin kumaşını tanıyabilen öğretmene gerek vardır. Demek istediğim odur ki, sadece davranışa bakarak yorum yapılmamalı. Davranışın arkasındaki niyeti de hesaba katmalı.
Alıntı: Doğan Cüceloğlu