Bir İdeal Öğretmen Hakkında

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Bu kitap birkaç boyutu aynı anda içinde barındırmaktadır. Bir boyutuyla eğitim kitabı, bir boyutuyla Rusya’nın belli bir dönemine ışık tutan bir dönem kitabı ve bir boyutuyla da belli bir idealist eğitim felsefesini açığa vuran bir idealizm kitabı.

1880li yıllarda Moskova Üniversitesi'nde yıldız gibi parlayan bir matematik profesörü vardır: Raçinski. Herkes başarılarını ve yükselişini izleyedursun, o herkesin imrenerek baktığı konumundan istifa eder. Hem de doğduğu köye gidip öğretmenlik yapmak için. Kimseler anlamaz onu, anlam veremez kararına. Prof. Dr. S. A. Raçinski ise kararlıdır kendini anlatmaya, halkın içinde keşfedilmemiş hazineleri bulup çıkarıp parlatmaya...

Otoriteye göre Rus köylüsüne profesörler değil, eli kamçılı jandarmalar lazımdı. Onun şan, şöhret ve mevkii red edişi bir aptallıktı ve bu macera en fazla birkaç yıl sürüp biterdi.

Raçinski tüm bu insanlara verdiği cevap ise çok basitti…

“Beyler! Hata ediyorsunuz! Ben sizin sandığınız gibi, engin bilgilerimi ve büyük yeteneğimi fırlatıp uçuruma atmaya gitmiyorum. Ben, bu bilgilerim sayesinde, halkın arasında gizli kalmış yeni yetenekleri keşfetmeye, onları bulup çıkarmaya gidiyorum.

Hepiniz çok iyi bilirsiniz ki, toprağın altından petrol çıkarmak isteyenler, yeryüzünü delerler. İşte ben bugün, milletin ruhunun derinliklerinde binlerce yıllardan beri gizli kalmış olan büyük yetenekleri bulup ortaya çıkarmak için köylere gidiyorum.

Ülkemizdeki okulların sayısı ise çok azdır. Var olan okullarda ise genelde iyi bir öğretmen yoktur. Bu okullara gelen çocuklar öğrendiklerini papağan gibi ezberleyerek öğrenmişlerdir.

Hemen herkes, ‘Bizim toprağımız, dünyanın en zengin toprağıdır’ diye övünür durur. Abartılı övgülere bakılacak olursa, bizde her şey var. Fakat gerçekte ise hiçbir şey yok!.. Topraklarımızın zengin olduğundan hiç kimsenin şüphesi yok! Fakat bu toprakların üstünde yaşayan insanlar çok fakir durumdadırlar. Bu insanlar bu topraklarda pek az şey üretiyorlar. Kendilerine gerekli olan şeylerin büyük bir kısmını, başka ülkelerden satın alıyorlar.

Kısacası, ‘Bunu da biz ürettik’ diyebileceğimiz hiçbir şeyimiz yok! Ama biz gene yersiz ve abartılı övünmelere devam ediyoruz: ‘Bizim ülkemiz dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Buna karşın insanlarımızın nasıl bir hayat yaşadıklarına dikkatle bakın!.. Düşünün ki, yüz milyonlarca insan ve koskoca bir millet eğitimin nimetlerinden tamamen mahrum ve yoksun bir durumdadır.”(sy.17, 18, 19)

Fakat tüm bu sözlere rağmen kimse Raçinski’yi anlamamış ve hatta delirdiğini düşünmüşlerdi.

Raçinski köyüne döner ve burada da köy halkının çıkardığı zorluklarla karşılaşır. Köylüler Raçinski’ ye karşı soğuk ve şüpheci tavırlar sergiliyorlardı.

Okula gittiğine etrafın pislik, çöplük içinde olduğunu görür. Binanın içi de temiz değildir. Raçinski başlangıçta buraları olduğu gibi bırakmayı tercih eder. Öğrenciler derse geldikleri zaman, öğretmenin masanın temiz, güzel ve özenli olduğunu fark ettiler. Öğrencilerden bazıları derste ne yapacaklarını sormuşlardı. Raçinski :

-“ Bu derste hepimiz beraber çalışacağız. Siz beni tanıyacaksınız, ben de sizi tanıyacağım. Ben sizi çok yakından tanımak isterim. Siz de benim nasıl ders verdiğimi böylece görürsünüz. ”der.(sy.38)

Raçinski masanın çekmecesinden işlenmemiş bir demir parçası çıkarır ve ne olduğunu sorar. Daha sonra çekmeceden tenekeden yapılmış bir kuş çıkarır ve onu çalıştırır. Oyuncak yürümeye ve kaz gibi ses çıkarmaya başlar. Öğrenciler bu oyuncağı heyecan ve şaşkınlık içinde seyrederler. Raçinski öğrencilere şöyle der:

“İşte, şimdi şurada gördüğünüz oyuncak kuş, bundan önce size gösterdiğim ham demir madeninden yapılmıştır. O kupkuru bir taş parçası, şimdi bir kuş olmuş yürüyor ve ötüyor. Birtakım insanlar, işte böyle ham maddeleri alırlar; onları temizlerler ve işlerler. Onlardan yalnız böyle oyuncaklar değil, faydalı işlere yarayacak aletler, çabuk iş gören makineler, denizde yüzen vapurlar yaparlar. Başka birtakım insanlar da, toprağa gübre katarak onu işlerler. İyi ve bol mahsul alırlar.”(sy.39, 40)

Raçinski konuşmasına insanların yaptıkları buluşları anlatarak devam etti. Çocuklar ilgiyle dinliyorlardı. Raçinski konuşmasını temiz havaya çıkarak şöyle sürdürdü:

“Eğer yeryüzünde yaşayan bütün insanlar, çalışmak isteseler ve gerçekten çalışmaya başlasalardı, yeryüzü bir cennet olurdu. O zaman yeryüzü daha başka, daha güzel olurdu. İnsanların yaşayışı da değişir; yani her bir insan daha akıllı, daha iyi, daha mutlu olurdu.”

Raçinski kendi masasından bahsederek öğrencilerin hoşlrına gidip gitmediğini sordu. Öğrenciler çok beğendiklerini söylediler. Bunun üzerine Raçinski eğer isterlerse kendi masalarının, sınıflarının, evlerinin böle güzel, temiz, bakımlı olabileceğini anlattı. Çocuklar bu sözleri dinledikten sonra hemen okulun çevresini temizlemeye başladılar. Raçinski o gün uygar bir toplum olabilmek için temizliğin önemini anlattı.

Raçinski, bu ıssız köyde 1800’li yılların son çeyreğinden, 1890’lerin başlarına kadar 10 yıl çalışır. Her teşebbüsünde, her zaman başarılı olamaz elbette. Hayatının birçok zamanında, acılar duyar, ağır hakaret ve suçlamalara uğrar.

Raçinski’nin elde ettiği sonuçlardan duyduğu haz, çektiği sıkıntıların yüz kat üstündedir. Okuttuğu öğrencilerin yavaş yavaş yetiştiklerini, canlı çiçeklerinin yavaş yavaş açıldıklarını gördükçe, Raçinski’nin sevinci bir kat daha artar. Raçinski, öğretmenliğinin ilk yıllarında zekâlarıyla kendisini hayrete düşüren bir kaç çocuğu fark eder.

Bunlardan biri Bogdanof Bielski adlı bir çocuktur. Bu çocuk, köy okulunda okurken arkadaşlarının resimlerini yapar. Fakat bu resimler, Güzel Sanatlar Akademisine devam ederek epeyce ilerlemiş olan öğrencilerin yaptıkları resimler derecesinde mükemmeldir. Bielski, köy okulundan sonra kasabaya giderek liseyi bitirir. Sonra da Leningrad’taki Güzel Sanatlar Akademisinde eğitimini tamamlar. Üniversiteyi birincilikle bitirir. Eğitimini tamamlamak için devlet bursuyla İtalya’ya gönderilir. Bielski, Rusların en büyük ressamlarından biri olur. Yapmış olduğu tablolar, Moskova ve Leningrad resim müzelerinin en kıymetli yağlı boya resimlerindendir. Bielski’nin tabloları, defalarca basılır ve çoğaltılır. Bielski, birkaç tablosunda, kıymetli öğretmeni Raçinski’nin köy okulundaki çalışmalarını resimler.

Bu çocukların ikincisi, Bogdanof Zabolotni adlı çocuktur. Bunun da kimya dalındaki istidadı göze çarpar. Bogdanof Zabolotni, Raçinski’nin okulunu bitirdikten sonra, köyde babasının yanında kalır. Öğretmenin denetimve gözetimi altında dört yıl çalıştıktan sonra Moskova’ya gider. Oradaki liselerin birinde, parlak bir bitirme sınavı verir. Bu köylü çocuğunun sınavdaki başarısı, uzun süre Moskova çevresinde dillere destan olur. On beş yaşındaki köylü çocuğu, Tabiat Bilimleri sınavında üniversite öğrencilerinin bile güçlükle cevap verecekleri sorulara parlak cevaplar verir. Bu genç, on dokuz yaşında Üniversite eğitimini bitirir. Eğitimini tamamlamak için devlet bursuyla Paris’e gönderilir. Bogdanof Zabolotni, Pasteur’ün meşhur enstitüsünde pek sevilen bir öğrenci olur.

Raçinski’nin on yıl süren köy öğretmenliği zamanında yetişen gençler Moskova ve Petersburg Üniversitelerinde “Tatevolular” unvanıyla şöhret kazanırlar. Tatevolular arasından birçok mühendis, makineci ve doktor çıkar.

Profesör Raçiski’nin fedakarlık ve umutla yola çıkışı; uğraşı, yaşadıkları ” İdeal Öğretmen” adlı kitapta Grigory Petrov’un tarafından kaleme alınmıştır. Bir İdeal Öğretmen Hakkında...

Bu kitap birkaç boyutu aynı anda içinde barındırmaktadır. Bir boyutuyla eğitim kitabı, bir boyutuyla Rusya’nın belli bir dönemine ışık tutan bir dönem kitabı ve bir boyutuyla da belli bir idealist eğitim felsefesini açığa vuran bir idealizm kitabı.

1880li yıllarda Moskova Üniversitesi'nde yıldız gibi parlayan bir matematik profesörü vardır: Raçinski. Herkes başarılarını ve yükselişini izleyedursun, o herkesin imrenerek baktığı konumundan istifa eder. Hem de doğduğu köye gidip öğretmenlik yapmak için. Kimseler anlamaz onu, anlam veremez kararına. Prof. Dr. S. A. Raçinski ise kararlıdır kendini anlatmaya, halkın içinde keşfedilmemiş hazineleri bulup çıkarıp parlatmaya...

Otoriteye göre Rus köylüsüne profesörler değil, eli kamçılı jandarmalar lazımdı. Onun şan, şöhret ve mevkii red edişi bir aptallıktı ve bu macera en fazla birkaç yıl sürüp biterdi.

Raçinski tüm bu insanlara verdiği cevap ise çok basitti…

-“Beyler! Hata ediyorsunuz! Ben sizin sandığınız gibi, engin bilgilerimi ve büyük yeteneğimi fırlatıp uçuruma atmaya gitmiyorum. Ben, bu bilgilerim sayesinde, halkın arasında gizli kalmış yeni yetenekleri keşfetmeye, onları bulup çıkarmaya gidiyorum.

Hepiniz çok iyi bilirsiniz ki, toprağın altından petrol çıkarmak isteyenler, yeryüzünü delerler. İşte ben bugün, milletin ruhunun derinliklerinde binlerce yıllardan beri gizli kalmış olan büyük yetenekleri bulup ortaya çıkarmak için köylere gidiyorum.

Ülkemizdeki okulların sayısı ise çok azdır. Var olan okullarda ise genelde iyi bir öğretmen yoktur. Bu okullara gelen çocuklar öğrendiklerini papağan gibi ezberleyerek öğrenmişlerdir.

Hemen herkes, ‘Bizim toprağımız, dünyanın en zengin toprağıdır’ diye övünür durur. Abartılı övgülere bakılacak olursa, bizde her şey var. Fakat gerçekte ise hiçbir şey yok!.. Topraklarımızın zengin olduğundan hiç kimsenin şüphesi yok! Fakat bu toprakların üstünde yaşayan insanlar çok fakir durumdadırlar. Bu insanlar bu topraklarda pek az şey üretiyorlar. Kendilerine gerekli olan şeylerin büyük bir kısmını, başka ülkelerden satın alıyorlar.

Kısacası, ‘Bunu da biz ürettik’ diyebileceğimiz hiçbir şeyimiz yok! Ama biz gene yersiz ve abartılı övünmelere devam ediyoruz: ‘Bizim ülkemiz dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Buna karşın insanlarımızın nasıl bir hayat yaşadıklarına dikkatle bakın!.. Düşünün ki, yüz milyonlarca insan ve koskoca bir millet eğitimin nimetlerinden tamamen mahrum ve yoksun bir durumdadır.”(sy.17, 18, 19)

Fakat tüm bu sözlere rağmen kimse Raçinski’yi anlamamış ve hatta delirdiğini düşünmüşlerdi.

Raçinski köyüne döner ve burada da köy halkının çıkardığı zorluklarla karşılaşır. Köylüler Raçinski’ ye karşı soğuk ve şüpheci tavırlar sergiliyorlardı.

Okula gittiğine etrafın pislik, çöplük içinde olduğunu görür. Binanın içi de temiz değildir. Raçinski başlangıçta buraları olduğu gibi bırakmayı tercih eder. Öğrenciler derse geldikleri zaman, öğretmenin masanın temiz, güzel ve özenli olduğunu fark ettiler. Öğrencilerden bazıları derste ne yapacaklarını sormuşlardı. Raçinski :

-“ Bu derste hepimiz beraber çalışacağız. Siz beni tanıyacaksınız, ben de sizi tanıyacağım. Ben sizi çok yakından tanımak isterim. Siz de benim nasıl ders verdiğimi böylece görürsünüz. ”der.(sy.38)

Raçinski masanın çekmecesinden işlenmemiş bir demir parçası çıkarır ve ne olduğunu sorar. Daha sonra çekmeceden tenekeden yapılmış bir kuş çıkarır ve onu çalıştırır. Oyuncak yürümeye ve kaz gibi ses çıkarmaya başlar. Öğrenciler bu oyuncağı heyecan ve şaşkınlık içinde seyrederler. Raçinski öğrencilere şöyle der:

-“İşte, şimdi şurada gördüğünüz oyuncak kuş, bundan önce size gösterdiğim ham demir madeninden yapılmıştır. O kupkuru bir taş parçası, şimdi bir kuş olmuş yürüyor ve ötüyor. Birtakım insanlar, işte böyle ham maddeleri alırlar; onları temizlerler ve işlerler. Onlardan yalnız böyle oyuncaklar değil, faydalı işlere yarayacak aletler, çabuk iş gören makineler, denizde yüzen vapurlar yaparlar. Başka birtakım insanlar da, toprağa gübre katarak onu işlerler. İyi ve bol mahsul alırlar.”(sy.39, 40)

Raçinski konuşmasına insanların yaptıkları buluşları anlatarak devam etti. Çocuklar ilgiyle dinliyorlardı. Raçinski konuşmasını temiz havaya çıkarak şöyle sürdürdü:

-“Eğer yeryüzünde yaşayan bütün insanlar, çalışmak isteseler ve gerçekten çalışmaya başlasalardı, yeryüzü bir cennet olurdu. O zaman yeryüzü daha başka, daha güzel olurdu. İnsanların yaşayışı da değişir; yani her bir insan daha akıllı, daha iyi, daha mutlu olurdu.”

Raçinski kendi masasından bahsederek öğrencilerin hoşlarına gidip gitmediğini sordu. Öğrenciler çok beğendiklerini söylediler. Bunun üzerine Raçinski eğer isterlerse kendi masalarının, sınıflarının, evlerinin böle güzel, temiz, bakımlı olabileceğini anlattı. Çocuklar bu sözleri dinledikten sonra hemen okulun çevresini temizlemeye başladılar. Raçinski o gün uygar bir toplum olabilmek için temizliğin önemini anlattı.

Raçinski, bu ıssız köyde 1800’li yılların son çeyreğinden, 1890’lerin başlarına kadar 10 yıl çalışır. Her teşebbüsünde, her zaman başarılı olamaz elbette. Hayatının birçok zamanında, acılar duyar, ağır hakaret ve suçlamalara uğrar.

Raçinski’nin elde ettiği sonuçlardan duyduğu haz, çektiği sıkıntıların yüz kat üstündedir. Okuttuğu öğrencilerin yavaş yavaş yetiştiklerini, canlı çiçeklerinin yavaş yavaş açıldıklarını gördükçe, Raçinski’nin sevinci bir kat daha artar. Raçinski, öğretmenliğinin ilk yıllarında zekâlarıyla kendisini hayrete düşüren bir kaç çocuğu fark eder.

Bunlardan biri Bogdanof Bielski adlı bir çocuktur. Bu çocuk, köy okulunda okurken arkadaşlarının resimlerini yapar. Fakat bu resimler, Güzel Sanatlar Akademisine devam ederek epeyce ilerlemiş olan öğrencilerin yaptıkları resimler derecesinde mükemmeldir. Bielski, köy okulundan sonra kasabaya giderek liseyi bitirir. Sonra da Leningrad’taki Güzel Sanatlar Akademisinde eğitimini tamamlar. Üniversiteyi birincilikle bitirir. Eğitimini tamamlamak için devlet bursuyla İtalya’ya gönderilir. Bielski, Rusların en büyük ressamlarından biri olur. Yapmış olduğu tablolar, Moskova ve Leningrad resim müzelerinin en kıymetli yağlı boya resimlerindendir. Bielski’nin tabloları, defalarca basılır ve çoğaltılır. Bielski, birkaç tablosunda, kıymetli öğretmeni Raçinski’nin köy okulundaki çalışmalarını resimler.

Bu çocukların ikincisi, Bogdanof Zabolotni adlı çocuktur. Bunun da kimya dalındaki istidadı göze çarpar. Bogdanof Zabolotni, Raçinski’nin okulunu bitirdikten sonra, köyde babasının yanında kalır. Öğretmenin denetimve gözetimi altında dört yıl çalıştıktan sonra Moskova’ya gider. Oradaki liselerin birinde, parlak bir bitirme sınavı verir. Bu köylü çocuğunun sınavdaki başarısı, uzun süre Moskova çevresinde dillere destan olur. On beş yaşındaki köylü çocuğu, Tabiat Bilimleri sınavında üniversite öğrencilerinin bile güçlükle cevap verecekleri sorulara parlak cevaplar verir. Bu genç, on dokuz yaşında Üniversite eğitimini bitirir. Eğitimini tamamlamak için devlet bursuyla Paris’e gönderilir. Bogdanof Zabolotni, Pasteur’ün meşhur enstitüsünde pek sevilen bir öğrenci olur.

Raçinski’nin on yıl süren köy öğretmenliği zamanında yetişen gençler Moskova ve Petersburg Üniversitelerinde “Tatevolular” unvanıyla şöhret kazanırlar. Tatevolular arasından birçok mühendis, makineci ve doktor çıkar.

Profesör Raçinski’nin fedakarlık ve umutla yola çıkışı; uğraşı, yaşadıkları ” İdeal Öğretmen” adlı kitapta Grigory Petrov’un tarafından kaleme alınmıştır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber