Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Mevcut hükümetin, eğitim alanındaki kronik sorunları çözmek bir yana dursun iyileştirmeye yönelik bir vizyonunun dahi olmadığı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bugünkü konuşmasıyla tescillenmiştir. Yüzbinlerce öğretmen adayı hakkı olan atama müjdesini beklerken, Cumhurbaşkanı önümüzdeki aylarda 20 bin öğretmen atanacağını açıklamış ve bunu bir müjde gibi sunmuştur. Oysa "müjdeyi" Ankara Valiliği için 326 eğitim-öğretim tesisinin açılışında yapan Cumhurbaşkanı'nın tüm Türkiye için açıkladığı atama sayısı, bugün açtığı "tesislere" 20'şer öğretmen atandığında bile tamamlanmaktadır.
Bu rakam açıkça aklımızla alay etmektir. Sayıştay raporunda 138 bini aşkın öğretmene ihtiyaç var denirken, valiliklerden gelen rakamlar 150 bine yakın açık olduğunu ortaya koyarken, MEB bile kendi açıkladığı istatistiklerde öğretmen açığındaki büyüklüğü inkar edemezken, ataması yapılmayan öğretmen sayısı yarım milyonu geçmişken, 90 bine yakın eğitim emekçisi ücretli öğretmen denen güvencesizlik altında sömürülürken sadece 20 bin öğretmenin atanacak olması müjde değil olsa olsa kara haberdir. Hükümet bu atama oranıyla, sadece öğretmenler gününde hatırlayıp övgüler dizdiği öğretmenleri yüzüstü bırakmış, atama bekleyen yüz binleri geleceksizliğe mahkum etmiştir. Dünyada Başöğretmen sıfatlı tek liderin kurduğu ülkemiz, ne yazık ki sınavdan sınava koşup, dereceler yapıp, öğrencilerine kavuşacağı günü iple çekerken pazarcılık, şoförlük yapan ve bu durum kendi hatasıymışçasına yaşamını emanet bir mahcubiyetle sürdüren öğretmenlerle dolmuştur. Atatürk'ün dünyanın en önemli mesleği dediği öğretmenlik ve gelecek nesilleri emanet ettiği öğretmenler, böylesi bir geleceksizliği asla hak etmemektedir.
Devlet okullarında eğitim giderlerinin yükü Anayasa'ya aykırı biçimde velilerin sırtına yıkılmışken, öğretmen açığı dağ gibi büyürken, eğitim giderek kalitesizleşip zengin ile yoksul arasındaki fırsat eşitliği iyice yok olurken ve hatta pandemi, eğitim sistemini komple değiştirirken bile Hazine'den kendine ayrılan bütçeye itiraz etmeyen, bütçe konusunda Diyanet kadar bile talepkar olmayan Milli Eğitim Bakanlığı, bir kez daha öğretmenlere ve öğretmen adaylarına sırtını çevirmiştir.
Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: Yaptığınız bir gelecek cinayetidir. Bununla sadece mesleklerinden alıkoyarak öğretmenleri geleceksizleştirmiyorsunuz. Türkiye'nin eğitiminden ve geleceğinden de çalıyorsunuz! Ekonominin dipte olduğu zamanlarda bile "itibardan tasarruf olmaz" lafını tekrar edenler, bilmeli ki tasarruf olmayacak tek şey eğitimdir çünkü eğitim, geleceğin kendisidir. En büyük itibar ise bir ülkede öğrencilerin iyi bir eğitime eşit, parasız şekilde ulaşmaları ve onları eğiten öğretmenlerin gelecek kaygısıyla boğuşmadan kendilerini işlerine verebilmesidir.
Kendinizi daha da itibarsızlaştırmayın! Açıklanan öğretmen atama sayısını revize ederek, eğitim sisteminin ihtiyacını ve eğitim emekçilerinin beklentilerini karşılayacak bir rakam deklare edin. Yoksa bugün gidermediğiniz bu eksiklikler, dağın tepesinden atılan kar tanesinin aşağıya çığ olarak düşmesi gibi, yarın telafi edilemez sonuçlar yaratacaktır.
Eğitim İş