Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
20.03.1952 tarihinde imzalayarak tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Özel Hayatın ve Aile Hayatının Korunması” başlıklı 8. maddesinde; “Her şahıs hususi ve ailevi hayatına, meskenine ve muhaberatına hürmet edilmesi hakkına maliktir.” güvencesine yer verilmiştir.
Anayasamızın 41. maddesinde; “Ailenin, Türk toplumunun temeli olduğu ve Devletin; ailenin huzur ve refahı ile ananın ve çocukların korunması bakımında gerekli tedbirleri alması gerektiğine ” vurgu yapılmaktadır.
Danıştay 5. Dairesi’nin 25.1.1995 tarih ve E.1994/6864, K.1995/428 sayılı kararına göre; ” bu maddeyle Anayasa koyucu aileyi parçalamaktan kurtarmak, bireylerini bir arada tutmak suretiyle ailenin huzur ve mutluluğunu devam ettirmek ve bu yolla kamu görevlilerinin ailevi kaygılardan uzak bir biçimde kamu hizmetlerini verimli, etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütmeleri için gerekli ortamı sağlamak amaçlarını taşımıştır. ”
Yine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 72. maddesinde; “ Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda aile biriminin muhafaza etmek gerektiği ” üzerinde durulmaktadır.
Kamu görevlilerinin naklen atanmaları hususunda İdarelere mevzuat ile takdir yetkisi tanınmıştır. Ancak bu yetki mutlak ve sınırsız değildir. İdarelerce takdir yetkisi kullanılırken, usul ve hukuktan ayrılmak mümkün değildir. Ayrıca, her uygulama, muhatap bazındaki öğeler dikkate alınmak suretiyle gerçekleştirilmelidir.
Konya 2. İdare Mahkemesi’nce verilen 15/05/2017 tarih ve E:2016/357, K:2017/997sayılı karar şöyledir; ” Konya İli, Cihanbeyli İlçesi, X1 İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olarak görev yapan davacı tarafından, inşaat mühendisi olan eşinin Konya il merkezindeki bir işyerinde 5510 sayılı Kanun’un 4/a maddesi kapsamında çalıştığından bahisle Milli Eğitim Bakanlığı (2016) yılı Ocak Özür Grubu Yer Değiştirmeleri kapsamında Konya İli, Selçuklu İlçesi’nde tercih yaptığı okullardan birine atanma istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 24.01.2016 tarihinde elektronik ortamda ilan edilen davalı idare işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davada; davacının eşinin başvuru tarihinden önceki son iki yıl içinde 360 gün sosyal güvenlik primi ödenmek suretiyle bir işverene bağlı olarak çalıştığı, Yönetmelikte aranan şartların oluştuğu, ayrıca, Anayasanın 41. maddesi gereğince aile bütünlüğünü koruma yükümlülüğü olan idarenin atamalarda da bu hükmü gözetmesi ve aile birliğini koruması gerektiği, bunun aksine getirilen düzenlemeler ve işlemlerin de hukuka aykırı olduğu, bu durumda; Anayasal güvence altında bulunan aile bütünlüğü hususu nedeniyle, davalı idarece davacının eşinin görev yaptığı yere daha yakın olan bir okula atanması talebinin değerlendirilmesi gerekirken atama isteminin reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ”