ABD ve İsrail konsorsiyumu, taşeron örgütleri kullanarak TUSAŞ’a yaptırdıkları saldırı bir tesadüf veya sıradan bir terör saldırısı değildir. Tam bağımsızlık yolunda ilerleyen Türkiye’nin önünü kesme girişimidir.
Ülkemizde yerli ve milli savunma sanayimizin kurulması ve ilerlemesi için Şakir Zümre, Nuri Demirağ, Nuri Killigil ve Vecihi Hürkuş ile başlayan süreçler ya suikastlarla ya da tesislerin kapatılmasıyla bir şekilde akamete uğratılmıştı.
Türkiye, bağımsızlığı için elzem olan yerli ve milli savunma sanayisinin kurulması ve geliştirilmesi hedefinden her türlü engellemelere rağmen hiçbir zaman vazgeçmedi. Savunma sanayinde dışa bağımlılığı azaltma amacıyla 1973 yılında Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) kuruldu. TUSAŞ’ı Aselsan, Havelsan, Roketsan ve Baykar şirketlerinin kurulması takip etti.
Savunma sanayimiz bugün dünya pazarında saygın bir yer edinmiştir. Savunma sanayimizin geldiği bu nokta, milletimizin en büyük gurur kaynağıdır. Savunma sanayimizdeki bu baş döndürücü gelişmeler birilerini rahatsız etmiş olacak ki, yakın tarihimizde yaptıkları gibi savunma sanayimizin ilerleyişini engellemeye çalışmaktadırlar. Bu hain girişime yeltenenler; milletimizin birliği, beraberliği ve savunma sanayimize olan desteği ile asla amaçlarına ulaşamayacaklarını bilmelidirler.
Dün öğleden sonra TUSAŞ Kahramankazan yerleşkesine yapılan menfur saldırıyı şiddetle kınıyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet ve yaralarımıza acil şifalar diliyoruz.
Niçin TUSAŞ? Bölgede büyük ve güçlü bir Türkiye’den birileri rahatsızlık duymaktadır. Başta savunma sanayi ürünleri olmak üzere her alanda dışa bağımlılıktan kurtulmasını istemeyen emperyalist güçlerin savunma sanayimizin gözbebeği olan TUSAŞ’ı bilinçli, kasıtlı ve isteyerek hedef almışlardır.
ABD ve İsrail konsorsiyumu, taşeron örgütleri kullanarak TUSAŞ’a yaptırdıkları saldırı bir tesadüf veya sıradan bir terör saldırısı değildir. Tam bağımsızlık yolunda ilerleyen Türkiye’nin önünü kesme girişimidir.
Orta Doğunun çıbanbaşı olan ABD güdümlü İsrail, hedeflerini gerçekleştirmesinin önündeki en büyük engel olarak Türkiye’yi görmektedir. Bu nedenle bölgede oyun kurucu olan bir Türkiye değil, kendisine verilen rolü oynayacak zayıf, güçsüz ve yetmiş sente muhtaç bir Türkiye arzulamaktadır.
Bu menfur saldırı, Türkiye Yüzyılının 2053 ve 2071 hedeflerine ilerleyişine zerre kadar engel olamayacaktır. Bilakis bu kutlu hedeflere koşar adımlarla ilerleyişimizdeki azmimizi artırmaktadır. Olaydan hemen sonra bir TUSAŞ çalışanı; “Hainlere inat daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz.” Sözleriyle ne kadar heyecanlı ve coşkulu olduklarını göstermiştir. Bu karar ve azim 5. Nesil Milli Muharip Uçağımızın planlanandan çok daha önce kahraman ordumuzun envanterine gireceğine işaret etmektedir.
Kaan, gökyüzünde süzülmeye başladığında mazlumlara kol kanat olacak ve zalimlerin korkulu rüyası olacaktır. İşte bütün mesele Kaan’ın gökyüzüyle buluşmasını engellemek veya geciktirmektir. Hiçbir beşeri güç milletimizi bu kararlığından vazgeçiremez.
TUSAŞ çalışanları; mesai mefhumu gözetmeden, yedi yirmi dört esasına göre çalışmaktadırlar. Maaştır, pirimdir ve ikramiyedir, bunların hiçbiri çalışanların umurlarında değildir. Tüm personelin tek gayesi, Kaan’ı bir an evvel gökyüzü ile buluşturmaktır.
Personelin güvenliğini sağlayan güvenlik görevlisi, ortamı temizleyen yardımcı personel, malzemeleri işleyen tekniker, parçaların montajını yapan işçiler ve yazılımları yapan mühendisine kadar TUSAŞ ve diğer tüm savunma sanayi şirketlerinde çalışanları yürekten kutluyor ve Milletçe savunma sanayimizin yanında olduğumuzu haykırıyoruz.
Yıldırım Demirci