Ne zaman bir haksızlığa uğrasam Mustafa Kemal gelir aklıma. Kendim için değilse bile onun için, onun bize kazandırdığı hakları kullanmak için mücadele etmek gerektiğini düşünürüm. Kendimden geçerim Mustafa Kemal’den geçemem.
O benim için yıkılmaz bir duvardır. Karşımda ne kadar çok engel, ne kadar büyük güçler olsa da kalbimdeki Mustafa Kemal adlı güce rakip olabilecek bir güç bulunmamaktadır. Mustafa Kemal imkânsızlıkların imkânıdır. Yoklukların, imkânsızlıkların ülkesi Osmanlı Devleti’nde varlıklar, imkânlar yarattığını okuyarak büyüdüm. Sadece benim değil ülkemin de kahramanıdır. En bitik, umutsuz zamanlarımda adını duymak ya da resmini görmek bile beni çok heyecanlandırır, dünyamı baştan kurabilecek güçte, onurlu, bahtiyar ve eşsiz hissetmeme neden olur.
Kemal’in nesli olabilmek, emeklerini zayi etmemek, verdiği haklara sahip çıkabilmek adına asla pes etmem. Mücadele ederim, dik dururum. Mustafa Kemal dik durmak demektir. Güzel ülkemde insanca, onurlu, özgür yaşamak demektir. Mustafa Kemal mücadele etmek demektir. Güçlü durmak, demirden dağları devirmek için muhtaç olduğum gücü onun gözlerinde ararım.
Cumhuriyet ve demokrasi onun Türkiye’ye hediyesidir. Sağladığı fırsat eşitliğinin bana yansımalarını dünürüm. İyi ki derim, iyi ki Mustafa Kemal vardı…
Mustafa Kemal benim karakterim, Mustafa Kemal hayatımı güzelleştiren bir değer, erdem. En güzel fikir. İnsanca yaşamaya açılan kapı. Gururum…
Ne zaman bir haksızlığa uğrasam Mustafa Kemal’i getiririm aklıma. Onun aydınlık yüzü, derin, okyanus gözleri gücümün sonsuzluğunu hissettirir bana. İçimi bir huzur kaplar, adalet umudum olur, demokrasi benliğim. Ey Mustafa Kemal! Sen ne güzel bir fikirsin. Kucaklarsın herkesi ayırmadan, kayırmadan. Gölgenin düştüğü her yer aydınlık her yer huzur. Seni düşünürüm, güzel bir mevsim çiçeğinin kokusu gelir burnuma.
Bağımsız, Demokratik, laik, hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması yolunda canını veren milletim. Onlar can verirken bu değerler uğruna ben nasıl sahip çıkmam, nasıl karşı koymam haksızlıklara?