Son yıllarda memurların ekonomik ve sosyal haklarında yaşanan kayıplar, kamu çalışanlarının üzerindeki baskıyı artırıyor. Enflasyonun hızla yükseldiği, alım gücünün düştüğü bir dönemde, hükümetin %11’lik zam oranını açıklaması, adeta bir sabır testi niteliğinde. Öğretmeninden hemşiresine, polisten mühendisine kadar tüm memurlar için bu oran, temel ihtiyaçlarını bile karşılamaktan uzak. Ancak burada asıl mesele, sadece bu zam oranı değil; aynı zamanda memurların bu durum karşısında birlik olup olamayacağıdır.
Bölünmenin Tehlikeleri
Son dönemde sosyal medyada sıkça karşılaşılan bir durum var: Bazı kişiler, diğer meslek gruplarının özlük haklarını küçümseyen, onların hak taleplerine karşı çıkan paylaşımlar yapıyor. Bu tür davranışlar, ayrışmayı körüklemekten ve güçsüzlüğü artırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Örneğin bir meslek mensubu, diğer bir meslek mensubunun maaşını eleştiriyor veya bir başka meslek mensubu, başka bir meslek mensubunun özlük haklarını sorguluyor. Oysa herkesin mücadelesi aynı: Daha insanca bir yaşam ve adil bir ücret. Bu tür ayrık otları temizlenmeden, gerçek bir birliktelik sağlanamaz. Memurlar, bu provokasyonlara karşı dikkatli olmalı ve birbirlerine destek olmalıdır.
Ya Hep Beraber, Ya Hiçbirimiz
Bugün memurlar olarak anlamamız gereken en önemli gerçek şu: Ayrı ayrı hareket ederek kazanım elde etmemiz mümkün değil. Öğretmen, hemşire, polis ya da mühendis fark etmeden, tüm memurlar aynı ekonomik düzende var olmaya çalışıyor. Bugün bir meslek grubuna yapılan adaletsizlik, yarın diğerine yapılacaktır.
Bu yüzden, ortak bir mücadele zemini oluşturulmalı. Taleplerimiz farklı gibi görünse de, aslında aynı noktada birleşiyor: Adaletli bir maaş artışı, insanca yaşam koşulları ve özlük haklarının korunması.
Birlik İçin Yapılması Gerekenler
Ayrışmalara Karşı Tavır Alınmalı: Sosyal medyada ya da günlük hayatta diğer meslek gruplarının haklarına saldıran ayrık otlarına müsamaha gösterilmemelidir. Çünkü bu tür bölücü söylemler, memurların ortak mücadelesine zarar verir. Her meslek grubunun talepleri meşru ve saygıyı hak eder.
Ortak Talepler Belirlenmeli: Meslek grupları ayrıştırılmadan, tüm memurlar için geçerli bir hedef belirlenmelidir. Enflasyon farkı + %20 refah payı gibi somut ve gerçekçi bir talep, bu mücadelede temel hedef olabilir.
Sendikalar Arası İşbirliği: Farklı sendikaların, ideolojik ya da siyasi görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak ortak bir mücadele platformu oluşturması şarttır. Güç birliği olmadan kazanım elde edilemez.
Eylemler ve Dayanışma Göstergeleri: Ortak grevler, iş bırakma eylemleri ve kamuoyu oluşturacak etkinlikler düzenlenmelidir. Bu süreçte memurların birliği ve kararlılığı, taleplerin dikkate alınmasını sağlayacaktır.
Birlikte Güçlüyüz
Unutulmamalıdır ki, ayrıştırma politikaları, çalışanları birbirine karşı kışkırtarak hak taleplerini etkisiz hale getirme amacı taşır. Memurlar olarak bu tuzağa düşmeden, "Birimizin kaybı, hepimizin kaybıdır" bilinciyle hareket etmeliyiz.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz sloganı, sadece bir söz değil; memurların hak mücadelesindeki yol haritasıdır. Ayrık otlarını temizleyip, omuz omuza mücadeleye odaklanarak bu adaletsizlik zincirini kırmak mümkün. Şimdi dayanışma zamanı. Şimdi birlikte kazanma zamanı.
Eser ATAKAN - 06.01.2025