Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Komşu komşunun külüne muhtaçtır, atasözünü anlatan kompozisyon örneği
Özellikle son dönemlerde toplumda şehirleşmenin artması hatta şehirleşmiş olan kısımların apartmanlaşması sebebi ile sık sık telafuz etmeye başladığımız naciz bir atasözümüz “Komşu komşunun külüne muhtaçtır”
Peki ama neden? Herkes komşuluk ilişkilerinden şikayet eder bir hale gelmiş iken neden insanlar artık eskisler gibi komşuluk yapamıyorlar. Özellikel müstakil evlerden apartman, site tarzı yaşamlara dönüldükçe görülüyor ki insanlar artık karşı kapı komşularını dahi tanıyamayacak hale geliyorlar. Kimse kimse ile zorunlu olmadıkça konuşmamaya muhatap olmamaya başladı. Ancak yine aynı kişiler komşuluğun öldüğünden de bahsederler.
Dikkat edin artık televizyonlarda en çok tercih edilen diziler “Mahalle temalı dizilerd” olmaya başladı. İnsanların birbirlerini tanıdığı evlerin genellikle bahçeli ve müstakil olduğu, herkesin herkesi tanıdığı tanımayı bırakın yardım ettiği neşeli eski mahalle ortamları özlemle anılmaya izlenmeye devam ediyor. özellikle apartman tarzı yaşamı sonradan tatmak zorunda kalan nesil bu şekilde geçmişe duydukları özlemi alevlendiriyorlar.
Şehir merkezlerinden uzaklaştıkça karşılacağınız yerleşim yerlerinde insanlar çok daha fazla birbirleri ile iletişim haldedirler. Bi kasaba ya da köye ulaştığınızda ise bu durum had safhaya ulaşmaktadır. Düşünseniz e bir köy düğünü oluyor. Bu düğüne sadece elinde davetiye olanlar değil. Hiç davetiye basılmamış olmasına rağmen herkes katılıyor. Çünkü davet edilmesine gerek yok o onun komşusu ve onun iyi gününde de kötü gününde de zaten yanında olmak onun normal yaşam tarzı.
Komşuluk ilişkilerini geliştirmek belkide şimdiki nesile düşecek. Bu kadar kişinin birbirinden uzak yaşamaya çalışması ardından oluşacak hoşnutsuzluk umut ederiz ki yerini yepyeni sağlıklı komşuluk ilişkilerine bırakacaktır.
Komşu; ev, iş yeri, köy, kasaba ya da ülke bakımından yakın olan insanların aldıkları bir isimdir. Aileden sonra en yakın sosyal çevreyi temsil eder. Hayat zordur. Hayatın zor şartları da insanların bir arada yaşamasını zorunlu kılmıştır. Bir arada yaşarken de insanların dayanışma içinde olması da çok önemlidir. Komşuluk bu bakımdan önemli bir yere sahiptir. Evde ekmek bittiğinde, acil bir şeye ihtiyaç duyduğumuzda imdadımıza herkesten önce komşumuz yetişir. Bu yüzden de “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” Bazen çok önemsiz bir şey gibi görünse de, o önemsiz şeyin yokluğu büyük işlerin aksamasına yol açabilir.
Komşuluk ilişkileri, küçük yerleşim birimlerinde, köylerde daha sağlam ve dayanışma çerçevesi içindedir. Bu dayanışmayı ne yazık ki büyük şehirlerde, kentlerde göremeyiz. Buralarda komşuluk anlamını yitirmiştir. Onun yerini sözde komşuluk yani komşusuzluk almıştır. Apartmanlarda birbirini tanımayan, konuşmayan birçok insan vardır ve bu insanlar iletişim kopukluğu içindedirler. Bu nedenle artık eskisi gibi sağlam komşulukları çok az görebilmekteyiz.
Komşusuzluk, insanı yalnızlığa ve çaresizliğe sürükler. Çünkü komşuluk, sadece maddi yönden değil, manevi yönden de önemlidir. İnsanın sevinç ve hüznünü paylaşabileceği komşuluk ilişkilerine ihtiyacı vardır. Yeri gelir komşuluk akrabalıktan da önde gelir. Hatta akrabalıktan da güçlü olabilir.
Komşunun olması, insana sosyal destek ve güç verirken komşusuzluk insana yalnızlık ve kimi zaman çaresizlik verir. Bu nedenle komşularımızın değerini bilmeli, onlarla iyi geçinmeliyiz. Komşuluk, dayanışmadır; bunu da asla unutmamak gerekir.
Komşuluk, sosyal çevrenin en önemli ögelerinden biridir. İslam dini komşuluk ilişkilerine büyük önem verir. Komşularla iyi geçinmeyi ve her türlü dayanışma içinde bulunmayı öğütler.
Hz. Muhammed, komşularını ziyaret ederek onlara nazik ve güler yüzlü davranmış ve onlarla her zaman iyi ilişkiler içerisinde bulunmuştur. Komşularına yardımcı olmuş; onları sevinçli ve üzüntülü anlarında yalnız bırakmamıştır. Sevgi ve saygıya dayalı bir komşuluk ilişkisi içinde herkese örnek olmuştur.
Hz. Peygamber, komşularla iyi geçinme konusunda bizlere birçok tavsiyede bulunmuştur. İnsanların birbirleriyle kardeş olduklarını belirterek hiç kimseye haksızlık yapılmamasını öğütlemiştir. Arkadaşlık ve komşuluk ilişkilerine önem veren Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmuştur: “Allah katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşlarına en hayırlı olandır. Komşuların en hayırlısı da komşusuna en hayırlı olandır.”
Hz. Muhammed’in ailesi, komşuları arasında bir ayrım yapmadan hepsiyle iyi geçinmiştir. Bizler de onların bu güzel davranışlarını kendimize örnek almalıyız.
Komşu Komşunun Külüne Muhtaçtır
İnsanlar çok zengin olabilir, birçok insanın yetenekleri sayesinde elinden her iş geliyor olabilir, başkalarına muhtaç olmamak için her eşyasından birkaç tane bulunduruyor olabilir. Ama yine de aklımıza gelmeyen hiç ihtimal vermediğimiz bir şeyin bizde bulunmadığı zamanlar olabilir. Böylesi zamanlarda imdadımıza koşacak, bize en yakın kişiler olan komşularımızdır.
Atalarımız "Komşu komşunun külüne muhtaçtır." demişlerdir. Belki bu söz biraz abartılı gelebilir ama gerçekten de komşular birbirlerini tamamlayan iki parça gibidir. Maddi hiçbir şeylerine muhtaç olmasak bile kapıya çıktığımızda bize tebessüm edip hal hatır soracak bir vefalı komşuya hepimizin ihtiyacı var. Öyle olmasaydı insanlar köyler şehirler kurup bir arada yaşamak istemezdi her halde.
Herkes bir dağın başına gidip yalnız başına yaşayabilirdi. İnsanların birbirlerine ihtiyaç duymaları şehirler, köyler kurmalarına yani komşu olmalarına sebep oldu. Tabi her devrin farklı özellikleri var. İçinde yaşadığımız çağ binlerce insanı apartmanlar, siteler vb. yapılar sayesinde küçücük bir alana topluyor. Ama fiziki olarak bu kadar çok yakınlaşan insanoğlu hiçbir çağda kalp olarak bu kadar uzak düşmedi galiba. Evler yakınlaştı, komşular çoğaldı ama komşuluk kalmadı. Hepimiz teknolojik olarak her imkanı kullanarak donattığımız evlerimizde birbirimizden bihaber yaşamaya başladık. Bu durum külümüze muhtaç olarak yaşayan komşularımıza bizi yabancılaştırdı.
Komşular yeri geldiğinde yakın akrabalardan bile bize daha yakın olabilir. Dertlerimizi, sıkıntılarımızı ilk onlar fark eder. Tabi ki yardımımıza da ilk onlar koşar. Ama az önce bahsettiğimiz gibi aramıza görünmez duvarlar örmediysek. Hiç kimse tek başına yetemez, bu sebeple komşularımızın ihtiyaçlarına ve sıkıntılarına karşı duyarlı olmalıyız.