Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Görünen Köy Kılavuz İstemez Atasözünün Anlamı (TDK) Nedir?
Bir konu ile ilgili gerçek tüm açıklığı ile dururken bunu açıklamaya gerek yoktur. İnsanlar bunu görür ve ona göre davranırlar. Akıllı kişiler konu ile alakalı gerçeği görüp buna karşın tedbir alırlar ve durumun oluşturabileceği kötü sonuçlardan da etkilenmezler. Görünen köy kılavuz istemez atasözü bu gibi durumlar için sıklıkla kullanılmaktadır.
Görünen köy kılavuz istemez atasözü açıkça görünen olayların açıklamaya, ispatlama çabasına girilmesine gerek kalmadan anlaşılabileceği anlamına gelmektedir. Bazı olaylar o kadar ayan beyan ortadadır ki görünenin dışında bir anlam çıkarmaya çalışmak ya da olayı farklı şekilde yorumlamaya çalışmak gereksizdir.
Bu atasözü bana her zaman İlyas Salman ve Şener Şen'in birlikte oynadığı bir filmi hatırlatır. Uyanık bir adam olan Yakup sürekli Bilo'yu kandırır ama Bilo saf olduğu için her seferinde Yakup'un "hele bir sor ki niye yaptım ?" lafına kanar. Oysaki niçin yaptığı açık bir biçimde ortadadır.
Mesela bir insana kötü sözler sarf ederseniz karşılığında size minnettar olmasını ve koşup boynunuza sarılmasını beklememelisiniz. Bunu denemeye gerek yoktur. Acaba kızacak mı diye denemeye kalkarsanız boynunuza sarılmaz ama boğazınıza sarılabilir. Ya da aşırı hız yapıp kuralları altüst eden bir adamın er ya da geç bir kaza geçireceğini bilmek için kahin olmaya gerek yoktur. Gözlemlerimiz neticesinde bu işin sonunun kötü olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
"Görünen köy kılavuz istemez" atasözü bize güzel bir öğüt vermektedir. Bir iş yaparken sonucunun ne olacağını net bir şekilde görebiliyorsak adımlarımızı ona göre atmalıyız. Sonunun ne olacağını bile bile bir işe girişip de başına kötü işler gelen biri etrafındakilere niye beni uyarmadınız derse, etrafındakiler de "görünen köy kılavuz ister mi ?" diyerek düşünmeden hareket eden adama dersini verirler.
***********************
Görünen Köy Kılavuz İstemez
Ayan beyan ortada olan bir gerçeği kanıtlamanın gereği olmadığı gibi, onu inkar etmeye yahut farklı göstermeye çalışmak da yersizdir. Bazen öyle durumlar olur ki her şey apaçık bellidir. Onu anlamak için herhangi bir kanıta, ispata gerek yoktur. Ayrıca onu inkar etmenin de hiçbir faydası yoktur.
Aklı başında insanlar, gerçekleri bazen herkesten çok daha erken ve çok daha iyi görebilirler. Bir işin gidişatının nasıl olacağını bilgisiz insanlar her aman bilmese de, akıllı olanlar o işin nasıl sonuçlanacağını çok iyi kestirebilirler. Onlar için köy görünüyordur ve bunu anlamak için sonucu beklemeye, garanti almaya veya kanıt istemeye gerek yoktur. Yaşadıklarımızı veya yaşayacaklarımızı çoğu defa kabullenemeyiz. Örneğin yıl boyunca ders çalışmayız ancak üniversite sınavını kazanıp kazanamayacağımızı da bilmezlikten gelir; hatta içimizde büyük bir ümitle kazanmayı bekleriz. Oysa durum gayet açıktır. Üniversite, çalışan öğrencilerin kazanabileceği bir sınavdır. Yıl boyunca gez dolaş, derslerinle ilgilenme, okulunu ihmal et, öğretmenlerini dinleme ve gel kazanıp kazanmayacağını bilme. Elbette ki bu durumda kazanamayacağın gayet bellidir.
Görünen köy kılavuz istemez atasözü yerinde bir söz olsa da bazen geçerli olmayabilir. Zira bazen her şey göründüğünden çok farklıdır. Bize farklı görünen bir şey, gerçekte çok daha farklı olabilir. Bu nedenle bildiğimizden hiçbir zaman emin olmamalı, gerekirse kılavuz da istemeliyiz.
******************
Açık seçik bir şekilde bilinen gerçekler için kılavuz aramaya gerek yoktur. Çünkü zaten her şey apaçık ortadadır. Bunun için birilerinden yardım almanın da bir anlamı yoktur. Gözümüz görüyor, aklımız algılıyorsa, herkes için bütün gerçekler belliyse kimseden yardım almaya çalışmak da anlamsız olacaktır.
Kılavuz demek yol gösteren, karışık bir durumda bize rehberlik eden kişi demektir. Buna ancak içinden çıkmadığımız durumlarda gerek duyarız. Oysa görünen köy, doğruluğu, gerçekliği göz önünde olan durumları ifade etmektedir. Bunun için de kılavuz aramaya ihtiyaç kalmıyor. Örneğin bir şeyin ilerisini önceden görmek mümkün olabiliyor. Biz hiçbir hazırlık yapmadığımızda sınavı kazanamayacağımız net bir şekilde görünür. Ya da tarlasıyla hiç ilgilenmeyen bir çiftçinin verim alamayacağı aşikardır. Bunun için ayrıca bir ispata gerek duymayız. Hatta gerçekleri inkar etmek de son derece saçma bir yaklaşım olur. Gidişat her şeyi olduğu gibi gözler önüne serer. Hayatta bu anlamda birçok örnek verilebilir. Anlayacağınız bir şeyin gidişatı iyi veya kötü yönde anlaşılıyorsa, onu görmek ve anlamak için kılavuz istemeye lüzum yoktur.
Kısaca belirtmek gerekirse bazı şeyler önceden ne gibi sonuçlar doğuracağını belli eder. Aklı başında olanlar bunu çabucak fark edebilir. Dolayısıyla bir şeyi olduğundan farklıymış gibi göstermeye, onu açıklayacak bir kılavuza gerek de kalmaz. Zira her şey zaten ortadadır.