Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Çanakkale Zaferinin önemi
Bu olayın önemini anlamak için Çanakkale’yi kaybettiğimizi düşünelim. Biz müttefiklerimizden çok daha önce teslim olacaktık. Yapılan her türlü anlaşmayı kayıtsız şartsız kabul edecek ve belki de kurtuluş savaşını yapacak bir gücümüz kalmayacaktı.
Rusya savaşa devam edecek ve Anadolu topraklarının her karışı yabancı devletlerin eline geçecekti. Çanakkale öyle bir destandır ki kurtuluş savaşının önsözü olmuştur. Halkımız, askerimiz yani herkes kurtuluş savaşının inancını Çanakkale’de görmüş ve bir kez yendik tekrardan yenebiliriz düşüncesini kabul etmişlerdir.
**************
Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşının seyrini değiştiren önemli savaşlardandır. Hedeflerine en kısa ve kolay yoldan ulaşmak isteyen İtilaf Devletleri güçleri, Çanakkale’yi geçmek ve müteffiklerine yardım etmek istiyordu. Ancak Türk ordusu buna izin vermedi.
Çanakkale Savaşlarının kazanılması, Anadolu’daki direnişi daha güçlü ve daha inançlı hale getirdi. Düşmanı püskürtmek için yurdun dört bir yanındaki her yurttaş canla başla çalıştı ve savaştı. Nihayetinde bu topraklar düşmandan temizlenmiş oldu.
Ülke topraklarının kurtarılmasında Anadolu halkının tamamının emeği vardır. O dönem tam bir İslam birliği yaşanmış Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Azeri demeden, bu topraklarda yaşayan her etnik unsuz üzerine düşeni en iyi şekilde yerine getirmiştir. Anadolu halkı en kritik zamanda kardeş olmayı, beraber mücadele etmeyi bilmiş ve karşılığını da büyük zaferlerle almıştır.
*******************
18 Mart Çanakkale Zaferi, belki de Anadolu halkının yaşadığı en büyük zafer; ama aynı zamanda yaşadığı en büyük acıdır. Tarihimize büyük bir zafer olarak geçse de, hepimizin yüreklerinde büyük bir keder bırakmıştır. Bu kutsal mücadele uğruna Çanakkale’de 250 bin şehit verdik. Çanakkale toprakları çeyrek milyon şehidimizin kanı ile sulandı. Nice çocuklar yetim, nice kadınlar dul ve nice analar evlatsız kaldı. Herkesin yüreğine bir kor düştü. Bir kor ki yüzyıllar geçse dahi sönmeyecek… Bir kor ki acısı hiç dinmeyecek.
Düşman bir olmuştu, geçecekti Çanakkale’yi. Ama kolay mı? ”Çanakkale geçilmez!” diyen askerimizi ezip geçmek, Anadolu topraklarına göz dikmek o kadar basit mi? Elbette ki basit değil ve olmadı da. Düşmanın hevesi kursağında kaldı. Topraklarımız üzerinde kötü emelleri olan kirli eller, tek tek geri çekilmeye başladı. Bir kere yola çıkmıştı halkımız. Dönmek olmazdı. Ölmek olurdu; lakin dönmek olmazdı. Olmadı da.
Belki birçok askerimiz şehadete kucak açtı; ama elimizde kutsal topraklarımız, şanımız, onurumuz ve namusumuz kaldı.Bugün bu toprakların bereketinden yaralanabiliyorsak bu, şehitlerimizden dökülen kanlardandır. Bugün özgürlüğün ve bağımsızlığın tadını doyasıya çıkarıyorsak, ölümü göze alanlardandır. Çanakkale azmin, fedakarlığın, onurun zaferidir. Bağımsızlığın ve özgürlüğün, direnişin zaferidir. Atalarımıza ne yapsak haklarını ödeyemeyiz. Bu yüzden onların kemiklerini sızlatmayacak şekilde yaşamalı, onların bize bıraktığı toprak, bayrak, vatan gibi kutsal değerleri kanımızın son damlasına kadar korumalıyız.