Mansour Bahrami Kimdir?

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

1956 doğumlu İranlı Mansour Bahrami, tenisle henüz çocukluk yıllarında tanışmış, ama oynamak için uzun süre beklemesi gerekmiş. Fakir bir aileden gelen İranlı tenisçi çocukluğunda para kazanmak için bir tenis tesisinde top toplayıcılık yaparken bu sporla ilk temasını kurmuş ve hemen tenise bağlanmış. Tabii zengin sporu olan tenise hele dönemin zor şartları altındaki İran gibi bir ülkede başlaması da pek mümkün olmamış. Kendisi çocukluğunda çalıştığı tesiste gizli gizli kendi kendine ve duvara karşı oynamaya çalışırken defalarca yakalandığını ve dayak yediğini, tenis raketi almaya parası yetmediği için süpürge parçalarından raket yaptığını anlatır.

Bacak arası vuruşları, sahte servisleri, avına ilerleyen kaplan sinsiliğinde pozisyon alışı, pala bıyığıyla hepimize kendini tanıtan Mansour Bahrami, aslında buralara gelebilmek ve bize bu eğlenceyi sunabilmek için düşündüğümüzden çok daha fazlasına katlanmak zorunda kalmış. Biz belki onu "Boris'i madara eden adam" olarak bir videodan hatırlayacağız, ismini bile öğrenmeyeceğiz ama o Tenis dünyasına tüm bakışı değiştiren, tenisin elitist ve zenginlere has bir spor olduğu düşüncesini söküp atan kişi.


Yine de onca cezaya rağmen tutkusundan bir türlü vazgeçirilemeyince boş sahalarda oynamasına izin verilmiş. O da yeteneğini sıkı çalışmayla birleştirip bu fırsatı sonuna kadar kullanmış, öyle ki sadece 16 yaşındayken İran milli tenis takımının Davis Kupası'nı kazanmasını sağlamış. Daha sonra İran devrimi sırasında Tenis de pek çok spor gibi ülkede yasaklanınca 3 sene boyunca tavla oyuncusu olarak turnuvalarda yer almış, ama tenis hasreti sonunda onu ülkesinden bile kaçırmaya teşvik etmiş. Tüm maddi birikimini kullanarak sırf tenise devam etmek için Fransa'ya geçen Bahrami burada da yeteneğiyle ve kendine has tarzıyla kısa sürede parlamış. French Open dahil pek çok ciddi turnuvada yer almasına rağmen bu turnuvalarda ya oyunu şova dönüştürmeye çalıştığı ya da oyun fazla kolay geldiğinden dolayı sıkıldığı için pek çok sefer ilk turlarda elenmiş. Yine de kendisi tüm bunlara rağmen "eğlenceli bir oyunun" kazanmaktan daha önemli olduğunu düşündüğü ve kendisinin seyircilerin en çok eğlendiği oyuncu olduğuna inandığı için bu yaptıklarından pek pişman değil.
Nitekim bu şovu onu daha da ileriye taşımış, öyle ki çektiği ilgiden dolayı ATP turnuvalarına sadece katılması için bile tarihte para ödenen ilk ve tek oyuncu olmuş.

Ne acıdır ki Mansour Bahrami bu eğlenceli ve dikkat çekici oyun tarzının sebebini de acıklıdenebilecek bir şekilde veriyor. Çocukluğunda tenis oynamak isterken çektiklerini ve yediği dayakları hatırlayan Bahrami, buna rağmen tenisten ne kadar çok zevk aldığını hatırlıyor, biliyor, ve "Beni seyreden herkesin bu spordan benim aldığım kadar keyif almasını istiyorum." diyor.
Bugün 56 yaşında olmasına rağmen hala tenis kariyerini sürdüren Bahrami hala yılın 40'tan fazlahaftasını tenis turnuva ve gösterilerinde geçiriyor, eşsiz oyun tarzını ve mizahını dünyanın dört bir yanıyla paylaşıyor. 2006 yılında çıkan "Le Court Des Miracles" isimli otobiyografisinin yanısıra hayatından kesitler sunan "The Man Behind the Mustache" isimli bir DVD'si de bulunmakta

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber