Şatafat düşkünlüğünün, mevki makam hastalığının tedavisi var mı bilemem. Bu yazımızda bir iki örnekle konuyu irdelemeye çalışalım.


 

Aslında bunun temel sebeplerini asla ve asla tespit edemeyeceğiz. Zira yetki makamındakiler ya da tezgahın başında olanlar topu hep taca atacak, suçu başkalarında görecek, muhatabına “nankör” diyecek ve bir şekilde kendini aklamanın yoluna gidecektir.

Hani bir Atasözü vardır, bizim yörelerde sık kullanılır; “Fazla havlayan it sürüye kurt getirir” derler. Bizim yaptığımız eleştiri ve uyarılar da böyle bir sonuç çıkmasına neden oluyor. Çobanın sürüsünü muhafaza etmesi gerekirken uyanık kurtlar sürüyü çoktan dağa çıkarıyor.

Bir gün bankanın birinde işim vardı, bankalara pek uğramam ama geçmiş zaman işte; ne işim olduğunu hatırlamıyorum. Sıraya geçmiş bankanın açılmasını bekliyordum. Banka müdürü arkadaşım olur, sırada beklediğimi içeriden görüyor. Havada ince bir yağmur var, kendimi koruyacak kadar bir bina duldası bulmuşum.

Müdür yanıma yaklaştı, ben de kendimi hazırladım; “Teşekkür ederim, ben hakkıma razı olacağım, içeri gelemem.” diyeceğim. Arkadaş ne dese beklerseniz:

“Fehmi Bey, arkanızdaki hanımefendi ıslanıyor, siz yerinizi lütfen bu hanımefendiye verin.”


 

Yine bir hoca anlatmıştı;

Hastanenin birinde yüksek katlara çıkacak, bir bakıyor ki asansör önüne biri taş koymuş kimseyi yaklaştırmıyor. Sebebini sormuş hoca, “Neden böyle yapıyorsun?” demiş. Aldığı cevap çılgına döndürmüş hocayı: “Şeyhim gelecek, beklemesin diye asansörü hazır tutuyorum.”

İncelik, nezaket, zarafet ve letafet çok uzaklara gitti, bu kadar incelmeyi zaten beklemiyorduk da asgari hakkaniyetle hareket edilmesi çok mu zordu?

Bir kedimiz vardı, aşağıda odunlukta ona yer yapmıştık. Kar yağdı, soğuklar başladı. ‘Hayvan orada kalmasın’ diye üst kata merdiven boşluğuna çıkardık. Orada da durumuna üzüldük, eve almaya başladık. Şimdi bizim yaramaz odadan çıkmıyor iyi mi…

Aslında onun yeri odunluktu, orada birçok sokak hayvanından daha rahattı, sıcaktı yeri, güvenliydi; biz ona yanlış yaptık. Konfora alıştırdık, şimdi odunluğa indirin de görelim. Hatta denemeye kalkın, tırmalar sizi.


 

Tüm canlı alemi böyle, konfora alıştırdın mı geriye gidemezsin.

Şimdi soralım:

“Bunca nimetle tanışan biri durumundan geri adım atar mı? Ya da ona geri adım attırabilir misiniz?

İsterseniz deneyin bakalım, sonuç ne oluyor?

İktidara gelenler ya da iktidarda olanlar adalet, ahlak, liyakat gibi evrensel kavramların içini boşaltırsa olacağı budur. Ürettiğiniz kitle döner sizi tırmalar, sonra da yaptığınız yanlışa teslim olmak zorunda kalırsınız.

O yüzden ama ha dikkat, ne yapın edin ama konfora alışmayın.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Murat 7 ay önce

Çok doğru bir tespit ne yapmak lazım onun çözümü bizde koltuklara fazla alışmadan koltuğun sahibi olmadığını anlatmak gerek her zaman değişim düzelmesini beklemeden değişim şart her zaman değişime açık olmalıyız

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber