Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
WELCOME, MAY I HELP YOU?
May I help you? (Yardımcı olabilir miyim?)
Can I help you find something? (Birşey bulmanıza yardım edebilir miyim?)
Can I show you with something? (Size birşey gösterebilir miyim?)
Are you being helped? (Size bakan var mı?)
Is there anything I can help you with? (Yardımcı olabileceğim bir konu var mı?)
If you need me, I'll be around (Bana ihtiyacınız olursa, ben civardayım)
If I can help you, just let me know (Eğer yardım gerekirse haberim olsun)
What are you interested in? (Ne bakmıştınız?)
Are you looking for something in particular? (Belirli birşey mi arıyorsunuz?)
Do you have something specific in mind? (Aklınızda özel birşey var mı?)
What size do you need? (Kaç beden istiyorsunuz?)
Do you know what size you are? (Bedeninizi biliyor musunuz?)
That's on sale this week? (O bu hafta indirimde)
I've got just your size (Tam sizin bedeninize uygun birşeyimiz var)
Can I suggest this? (Size bunu önerebilir miyim?)
Do you need anything to go with that? (Bununla gidecek birşey ister misiniz?)
That looks nice on you (Üzerinizde güzel durdu)
That looks great on you (Üzerinizde harika durdu)
That's your colour (Tam sizin renginiz)
This is you (Sizi çok açtı)
How would you like to pay for this? (Bunu nasıl ödemek isterdiniz?)
Will that be cash or credit? (Nakit mi, kredi kartı mı?)
We don't have that in your size (Bunun size göre olan bedeni yok)
Whe don't have it in that colour (Bu renkte yok)
Price: fiyat
İngilizceyi Konuşarak Öğren
Cash: nakit
Cheap: ucuz
Expensive: pahalı
A receipt: fiş
Credit: kredi
To pay: ödemek
A purchase: alışveriş
A süpermarket: süpermarket
Money: para
A dollar: dolar
A market: Pazar
A bank: banka
A mall: alışveriş merkezi
Option: seçenek
Buy: satın almak
Change: değiştirmek
İngilizce Alışveriş Kalıpları
How much is it? (Kaç lira?)
Is it on sale? (Bu indirimde mi?)
It’s too tight (Bu çok dar)
It’s too loose (Bu çok geniş)
Can I get it gift-wrapped? (Hediye paketi yapabilir misiniz?)
When are you open? (Ne zaman açıksınız?)
It’s a gift (Hediye olacak)
İngilizce Alışveriş Diyalogları
Welcome, how can I help you? (Hoşgeldiniz, size nasıl yardımcı olabilirim?)
I want to bu a bag. Can I see the options? (Bir çanta almak istiyorum. Seçenekleri görebilir miyim?)
Sure (Elbette)
I want a purple bag. (Mor bir çanta istiyorum)
Ok. (Tamam)
How is that? (Bu nasıl?)
Yes, it is beautiful. How much is it?(Evet, bu güzel. Ne kadar?)
50 Dollars (50 dolar)
Ok. I’m buying (Tamam. Satın alıyorum)
İngilizce Alışveriş İle İlgili Cümleler
May I help You? (Yardımcı olabilir miyim?)
Could you show me the blue shoes, please? (Bana mavi ayakkabıları gösterebilir misiniz, lütfen?)
Sure: (Elbette)
These shoes are pretty. How much is it? (Bu ayakkabılar gerçekten çok hoş. Fiyatı ne kadar?)
These shoese are on sale. Its only 120 dollars ( Bu ayakkabılar indirimedir. Sadece 120 dolar)
All right. I’ll take it. (Tamam. Onu alacağım)
WHEN ARE YOU OPEN?
When are you open? (Ne zaman açıksınız?)
When do you open? (Ne zaman açıyorsunuz?)
What are your hours? (Çalışma saatleriniz nelerdir?)
I'm looking for something for my father (Babam için birşey bakıyordum)
It's a gift (Hediye olacak)
I don't know his size (Bedenimi bilmiyorum)
Can you measure me? (Bedenimi ölçebilir misiniz?)
Thank you, I'm just looking (Sağolun, sadece bakıyorum)
I'm just browsing (Sadece bir göz gezdiriyorum)
I can't make up my mind (Kafamı toparlayamıyorum)
Do you have this shirt in yellow? (Bu tişörtün sarısı var mı?)
Do you have these shoes in suede? (Bu ayakkabının süeti var mı?)
Have you got something less expensive? (Daha uzuz birşeyiniz var mı?)
It it on sale? (Bu indirimde mi?)
Do you have a t-shirt to match this? (Buna uyacak bir tişörtünüz var mı?)
Where is the fitting room? (Elbise değiştirme kabini nerede?)
I'd like to try this on (Bunu denemek istiyorum)
It's too tight (Bu çok dar)
It's too loose (Bu çok geniş)
It's a little bit expensive (Bu biraz pahalı)
It's a little pricey (Bu biraz tuzlu)
Can you hold it for me? (Bunu benim için saklayabilir misiniz?)
Can I get it gift-wrapped? (Hediye paketi yapabilir misiniz?)
Would you please gift-wrap that? (Lütfen hediye paketi yapabilir misiniz?)
How much is it? (Kaç lira?)
How much does it cost? (Fiyatı ne kadar?)