Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Tamamen ya da hemen hemen aynı anlama gelen kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Kelime dağarcığınızı geliştirmek ve çeşitlendirmek için eş anlamlı İngilizce kelimelere mutlaka yer vermeniz gerekir. Cambridge sözlüğünden destek alarak hazırladığımız, en sık kullanılan kelimelerin eş anlamlılarından oluşan ayrıntılı listemizle bu konuda kendinizi daha ileri bir seviyeye taşımak için çalışmalarınıza hemen başlayabilirsiniz.
Amazing
Anlamı: şaşırtan, hayrete düşüren, inanılmaz
Eş anlamlıları: incredible, unbelievable, improbable, fabulous, wonderful
Answer
Anlamı: cevap vermek, yanıtlamak
Eş anlamlıları: reply, respond, retort, acknowledge
Angry
Anlamı: kızgın, sinirli, hiddetli, asabi
Eş anlamlıları: mad, furious, enraged
Bad
Anlamı: hoş olmayan, nahoş, kötü
Eş anlamlıları: atrocious, evil, wrong, immoral, unpleasant, unfortunate
Beautiful
Anlamı: güzel, hoş, latif
Eş anlamlıları: pretty, lovely, attractive, gorgeous, alluring, appealing
Big
Anlamı: büyük, kocaman, iri
Eş anlamlıları: enormous, huge, immense, large, grand
Calm
Anlamı: sakin
Eş anlamlıları: quiet, peaceful, mild, tranquil
Cool
Anlamı: serin, soğuk
Eş Anlamlıları: chilly, cold, frosty, wintry, icy, frigid
Crooked
Anlamı: yamuk, çarpık, eğri büğrü
Eş anlamlıları: bent, twisted, curved, hooked, zigzag
Do
Anlamı: yapmak, etmek
Eş anlamlıları: accomplish, achieve, act, complete, execute
Describe
Anlamı: tasvir etmek, anlatmak, betimlemek, tanımlamak
Eş anlamlıları: portray, characterize, narrate, relate, represent
Dangerous
Anlamı: tehlikeli
Eş anlamlıları: risky, uncertain, perilous, unsafe
Delicious
Anlamı: leziz, lezzetli, nefis
Eş anlamlıları: savory, appetizing, luscious, toothsome, delightful
Eager
Anlamı: istekli, hevesli
Eş anlamlıları: keen, fervent, enthusiastic, involved, intrested
End
Anlamı: son, nihayet, bitiş
Eş anlamlıları: stop, finish, terminate, conclude, close
Explain
Anlamı: izah etmek, açıklamak, anlatmak
Eş anlamlıları: eloborate, clarify, interpret, define, illustrate
Famous
Anlamı: meşhur, ünlü, tanınmış
Eş anlamlıları: well-known, renowned, famed, celebrated
Fast
Anlamı: hızlı, süratli, çabuk
Eş anlamlıları: quick, rapid, swift, agile, brisk
Funny
Anlamı: eğlenceli, gülünç, komik
Eş anlamlıları: humorous, amusing, comic, silly, laughable, entertaining
Get
Anlamı: elde etmek, satın almak, almak, verilmek, anlamak
Eş anlamlısı: acquire, obtain, secure, procure, gain
Good
Anlamı: iyi, hoş, kaliteli, ilginç
Eş anlamlıları: fine, exceptional, satisfying, favorable, acceptable
Great
Anlamı: mükemmel, çok iyi
Eş Anlamlıları: awesome, fantastic, mervelous, perfect, admirable
Happy
Anlamı: mutlu, mesut, neşeli, memnun
Eş anlamlıları: pleased, contented, satisfied, delighted, cheerful
Hate
Anlamı: nefret etmek
Eş anlamlıları: despise, loathe, detest, dislike
Help
Anlamı: yardım etmek, yararı olmak
Eş anlamlıları: aid, assist, support, encourage, back
Important
Anlamı: önemli, faydalı, gerekli, mühim
Eş anlamlıları: necessary, vital, critical, significant, indispensible
Intresting
Anlamı: ilginç, ilgi çekici
Eş anlamlıları: engaging, inviting, stimulating, thought-provoking, unusual
Job
Anlamı: iş, görev, sorumluluk
Eş anlamlıları: occupation, work, career
Jungle
Anlamı: orman
Eş anlamlısı: forest
Keep
Anlamı: tutmak, saklamak, bulundurmak
Eş anlamlıları: control, hold, retain, preserve, maintain
Kill
Anlamı: öldürmek
Eş anlamlıları: slay, execute, assassinate, murder, destroy
Kind
Anlamı: kibar, nazik
Eş anlamlıları: helpful, generous, compassionate, gently
Lazy
Anlamı: tembel, haylaz
Eş anlamlıları: idle, inactive, indolent, slothful
Little
Anlamı: küçük, ufak
Eş anlamlıları: tiny, small, diminutive, shrimp, runt
Love
Anlamı: sevmek, gönül vermek, aşık olmak
Eş anlamlıları: like, admire, care for, adore
Make
Anlamı: yapmak, üretmek
Eş anlamlıları: produce, create, originate, invent, construct
Move
Anlamı: taşınmak, hareket ettirmek
Eş anlamlıları: blow, carry, drift, transport, shift
Moody
Anlamı: huysuz, aksi, ters, günü gününe uymayan
Eş anlamlıları: tempermental, changable, irritable
Naughty
Anlamı: yaramaz, haşarı, saygısız, kaba
Eş anlamlıları: headstrong, impish, mischievous, playful
Neat
Anlamı: düzgün, derli toplu, tertipli
Eş anlamlıları: clean, orderly, tidy, elegant, precise
New
Anlamı: yeni, hiç kullanılmamış
Eş anlamlıları: fresh, original, unusual, modern, current, recent.
Occur
Anlamı: meydana gelmek, olmak, vuku bulmak
Eş anlamlıları: take place, happen, arise, materialize, exist
Odd
Anlamı: Alışılmamış, garip, tuhaf, acayip
Eş anlamlıları: strange, queer, weird
Old
Anlamı: yaşlı, ihtiyar, eski
Eş anlamlıları: aged, ancient, used, mature
Part
Anlamı: kısım, parça, bölüm
Eş anlamlıları: portion, piece, share, section, fraction
Place
Anlamı: yer, mahal, konum
Eş anlamlıları: space, area, spot, region, residence
Popular
Anlamı: çok beğenilen, tutulan, popüler
Eş anlamlıları: accepted, famous, fashionable, favored, trendy
Quiet
Anlamı: sessiz, sakin
Eş anlamlıları: silent, still, soundless, mute, peaceful
Quite
Anlamı: çok, epeyce, tamamen
Eş anlamlıları: fairly, pretty, largely, thoroughly, totally
Right
Anlamı: doğru
Eş anlamlıları: correct, true, accurate, factual, proper
Real
Anlamı: gerçek
Eş anlamlıları: genuine, true, absolute, evident, actual
Reliable
Anlamı: güvenilir, emin, itimat edilebilir
Eş anlamlıları: dependable, trusworthy, safe, steady
Show
Anlamı: göstermek, ortaya koymak, belli etmek
Eş anlamlıları: display, exhibit, indicate, reveal, demonstrate
Story
Anlamı: hikaye, masal, öykü
Eş anlamlıları: tale, myth, legend, fable, narrative
Strange
Anlamı: acayip, garip, tuhaf
Eş anlamlıları: odd, peculiar, weird, unusual, unfamiliar
Smart
Anlamı: zeki, akıllı
Eş anlamlıları: intelligent, clever, brilliant, bright
Trouble
Anlamı: sorun, dert, tasa, güçlük
Eş anlamlıları: distress, anguish, worry, concern, difficulty
True
Anlamı: gerçek, doğru
Eş anlamlıları: accurate, right, proper, precise, exact
Think
Anlamı: düşünmek, sanmak, farz etmek
Eş anlamlıları: consider, pounder, judge, assume
Unfortunate
Anlamı: talihsiz, esef verici, üzücü
Eş anlamlıları: unlucky, damaging, deplorable, regretable, untoward
Ugly
Anlamı: çirkin, tatsız, kötü, nahoş
Eş anlamlıları: awful, grotesque, hideous, frigtening, shocking
Usually
Anlamı: genellikle, çoğunlukla, ekseriyetle
Eş anlamlıları: commonly, frequently, generally, mostly, regularly
Uneasy
Anlamı: huzursuz, tedirgin, endişeli, rahatsız
Eş anlamlıları: restless, concerned, nervous, anxious
Very
Anlamı: çok
Eş anlamlıları: extremely, tremendously, exceedingly, vastly
Value
Anlamı: değer, kıymet, eder
Eş anlamlıları: worth, merit, usefulness
Wrong
Anlamı: yanlış, hatalı
Eş anlamlıları: incorrect, inaccurate, mistaken, improper, untrue
Wonderful
Anlamı: şahane, harikulade, çok güzel
Eş anlamlıları: awesome, amazing, excellent, outstanding, fantastic
Yearly
Anlamı: yıllık, senelik
Eş anlamlısı: annually, yearlong
İngilizce kelime çalışması yapmak kelime dağarcığınızın gelişmesi açısından oldukça önemli ama kelimelerin anlamlarını öğrenirken aynı veya benzer anlama gelen kelimeleri de öğrenmelisiniz. Bu şekilde okuduklarınızı daha rahat anlayabilir, daha akıcı konuşabilir ve yazabilirsiniz. Bunun en etkili yolu ise düzenli pratik yapmanızdan geçiyor.