Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
İNGİLİZCE DEYİMLER
Idiom | Meaning | Usage |
---|---|---|
A blessing in disguise | ilk başta kötü görünen iyi bir şey | bir cümlenin parçası olarak |
A dime a dozen | Ortak bir şey | as part of a sentence |
Beat around the bush | Ne demek istediğinizi söylemekten kaçının, genellikle rahatsız olduğu için | as part of a sentence |
Better late than never | Hiç gelmemektense geç gelmek daha iyidir | by itself |
Bite the bullet | Kaçınılmaz olduğu için bir şeyi atlatmak için | as part of a sentence |
Break a leg | İyi şanslar | by itself |
Call it a day | Bir şey üzerinde çalışmayı bırak | as part of a sentence |
Cut somebody some slack | Bu kadar eleştirel olma | as part of a sentence |
Cutting corners | Zamandan veya paradan tasarruf etmek için kötü bir şey yapmak | as part of a sentence |
Easy does it | Yavaşlatmak | by itself |
Get out of hand | Kontrolden çık | as part of a sentence |
Get something out of your system | Devam edebilmek için yapmak istediğin şeyi yap | as part of a sentence |
Get your act together | Daha iyi çalış ya da git | kendi kendine |
Give someone the benefit of the doubt | Birinin ne dediğine güven | as part of a sentence |
Go back to the drawing board | Baştan başlamak | as part of a sentence |
Hang in there | Pes etmeyin | by itself |
Hit the sack | UYU | as part of a sentence |
It's not rocket science | Karmaşık değil | by itself |
Let someone off the hook | Birini bir şeyden sorumlu tutmamak | as part of a sentence |
Make a long story short | Kısaca bir şey söyle | as part of a sentence |
Miss the boat | Çok geç | as part of a sentence |
No pain, no gain | İstediğin şey için çalışmalısın | by itself |
On the ball | İyi bir iş yapmak | as part of a sentence |