Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
İngilizcede en çok kullanılan kelimeler arasındadır. Bu nedenle bu kelimenin anlamını bilmeniz önemlidir. Aksi halde birçok İngilizce cümleyi anlamanız da zor olacaktır.
For kelimesi, “edat” türünden bir kelime olduğu için, isim ya da zamir türünden kelimeler ile birlikte kullanılır.
Örneğin “you” (sen) kelimesi zamir türünden bir kelimedir ve bu sayede “for” kelimesini bu kelime ile birlikte kullanabiliriz. Eğer kullanırsak “for you” (senin için) şeklinde bir anlam elde ederiz.
Benzer örnekler;
for me
(benim için)
for women
(kadınlar için)
for cats
(kediler için)
for your life
(hayatın için)
for your book
(Kitabın için)
Bu arada yukarıdaki örnek ifadeleri incelediğinizde, belki fark etmişsinizdir; bazı ifadelerin Türkçe çevirisini yaparken ekstradan “-nin, -nın” eklerini de kullandık. Bunun nedeni sahiplik bildiren sıfatların kullanımından kaynaklanmaktadır.
“your” kelimesi “sahiplik” ifade eden bir şahıs sıfatıdır. Bu kelimenin yanına, isim ya da sıfat türünden hangi kelimeyi koyarsanız koyun, “-nin, -nın” anlamını elde edersiniz.
Örnekler;
your thought
(senin düşüncen)
your life style
(senin hayat tarzın)
your picture
(senin resmin)
Bu türden tamlamaları da “for” ile birlikte kullanabiliyoruz.
Örnek;
your friends
(arkadaşların)
for you friends
(arkadaşların için)
For kelimesinin kullanımı oldukça yaygındır ancak doğru yerde kullanımı önemlidir.
For kullanımı ile ilgili olarak en çok yapılan hata for ile bir fiilin kullanılmasıdır. İşte tam da bu aşamada to for farkı önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ben bu konuyu daha kapsamlı bir şekilde başka bir yazıda ele aldım. Bu yazıda ise özet olarak şunu söylemek istiyorum;
for sadece isim, sıfat veya zamir türünden kelimeler ile birlikte kullanılır,
to ise sadece fiil türünden kelimeler ile birlikte kullanılır.
Bu konu ile ilgili daha fazla bilgi almak için to for farkı konusuna mutlaka bakmanızı öneririm.
Konumuza geri dönecek olursa, for ile ilgili bilmeniz gereken tüm detaylardan bahsettim.
For kelimesinin kullanım alanlarının geniş olduğunu belirtmiştim. For kelimesi temelde “belirli bir şeye ya da kişiye özel ayrıcalık” anlamı vermektedir. Dolayısıyla for kelimesini kullanırken bu anlamını dikkate almanızı öneririm.
For you
(senin için) - Sana özel
For friends
(arkadaşlar için) - Arkadaşlara özel
For men
(erkekler için) - Erkeklere özel
For kullanımı ile ilgili sorularınız ya da anlamadığınız ayrıntılar varsa aşağıdaki yorum kısmından sormaktan çekinmeyin.
Ne zaman “to” ne zaman “for” kullanılacağını karıştırıyor olabilirsiniz. To ve for farkı İngilizcede en çok karıştırılan konulardandır. Aşağıda, “to” ve “for” konu anlatımı, kullanıldığı yerler örnek cümleleri ve Türkçeleriyle birlikte verilmiştir:
-TO
*Yer bildirirken, yönelme durum eki olarak kullanılır:
We are going to London. (Londra’ya gidiyoruz.)
I will go to the cinema. (Sinemaya gideceğim.)
Jack went to Paris last week. (Jack geçen hafta Paris’e gitti.)
There is a trip to Izmir. (İzmir’e gezi var.)
*Karşılaştırma yaparken:
I prefer tea to coffee. (Çayı kahveye tercih ederim.)
I prefer sleeping to dancing. (Uyumayı dans etmeye tercih ederim.)
*Zaman bildirirken:
It is quarter to 5 p.m. (Saat 5’e çeyrek var.)
Until ve till yerine de kullanılır;
From Monday to Saturday. (Pazartesiden Cumartesiye kadar.)
The shop is open from 8.am. to 5 p.m. (Dükkan saat 8’den 5’e kadar açık.)
*Bir şeyin birine verildiğini belirten durumlarda:
I gave my pen to Linda. (Kalemimi Linda’ya verdim.)
The reports will be handed to our teacher. (Raporlar öğretmenimize teslim edilecek.)
*Neden/Amaç bildirmek için (mastar halinde):
I went shopping to buy chocolate. (Çikolata almak için alışverişe gittim.)
I came here to see you. (Buraya seni görmek için geldim.)
I waited my mother to eat lunch. (Öğle yemeği yemek için annemi bekledim.)
Aşağıdaki fiiller “to” eki alır (To+Fiil)
Agree: The company agreed to change plans. (Şirket planları değiştirmeyi onayladı.)
Attempt: He attempted to join in the conversation. (Konuşmaya katılmaya yeltendi.)
Choose: I choose to live in Paris. (Paris’te yaşamayı seçerim.)
Decide: Jack decided to throw a party. (Jack parti düzenlemeye karar verdi.)
Expect: I didn’t expect to see you here. (Seni burada görmeyi ummuyordum.)
Help: Her father helped her to go abroad. (Babası onun yurt dışına çıkmasına yardım etti.)
Hope: They hope to come here tomorrow. (Yarın buraya gelmeyi umut ediyorlar.)
Manage: I managed to finish my work on time. (İşimi zamanında bitirmeyi başardım.)
Need: I need to eat something. (Bir şeyler yemem lazım.)
Want: She wants to live in Spain. (İspanya’da yaşamak istiyor.)
-FOR
*Bir zaman dilimini belirtmek için:
I have been living here for two months. (İki aydır burada yaşıyorum.)
We walked for 30 minutes. (30 dakika yürüdük.)
*Kişiye yönelik yapılan eylemler için:
I bought a present for you. (Senin için bir hediye aldım.)
She organized a party for her boyfriend. (Erkek arkadaşı için bir parti organize etti.)
*Birine yardım etmek için:
Can you carry these for me? (Bunları benim için taşır mısın?)
What can I do for you? (Senin için ne yapabilirim?)
*Bir şeyin işlevini belirtmek için (for+ Fiil+ing)
This device is used for delivering messages. (Bu aygıt mesajları iletmek için kullanılır.)
The button is for voting. (Bu buton oy kullanmak için.)
*Sebep/Amaç bildirmek için: (for+isim)
I’m waiting for the bus. (Otobüsü bekliyorum.)
He runs for his health. (Sağlığı için koşuyor.)