Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
cage (noun) : kafes (isim)
cake (noun) : pasta (isim)
calculate (verb) : hesaplamak (fiil)
calculation (noun) : hesaplama (isim)
calendar (noun) : takvim
calf : buzağı
call (verb) : çağırmak (fiil)
call (noun) : çağrı
calm : sakin
camera (noun) : kamera (isim)
camp (verb) : kamp yapmak(fiil)
camp (noun) : kamp (isim)
campaign (noun) : kampanya
campus : kampus
can (noun) : kutu (isim)
can (verb) : -ebilmek, yapabilmek (fiil)
cancel (verb) : iptal etmek(fiil)
cancer (noun) : kanser
candidate (noun) : aday (isim)
candy (noun) : candy (isim)
cap (noun) : kap (isim)
capable (adjective) : yetenekli (sıfat)
capacity (noun) : kapasite
capital : Başkent
capital (adjective) : sermaye (sıfat)
captain (noun) : kaptan
capture (verb) : yakalamak (fiil)
car (noun) : araba (isim)
carbon dioxide : karbon dioksit
carbon monoxide : karbonmonoksit
carcinogen : kanserojen madde
card (noun) : kart (isim)
care (noun) : bakım
care (verb) : bakım (fiil)
career : kariyer
careful (adjective) : dikkatli (sıfat)
careless (adjective) : dikkatsiz (sıfat)
carpenter : marangoz
carpet (noun) : halı
carrot (noun) : havuç
carry (verb) : taşımak (fiil)
carry-on (verb) : sürdürmek (isim)
carry-on (adjective) : devam eden (sıfat)
case : dava
cash : nakit
cashier : kasiyer
cast : oyuncular
castle (noun) : kale
cat (noun) : kedi
catalog (noun) : katalog (isim)
catch (verb) : yakalamak (fiil)
catch (noun) : yakalama
catcher (baseball) : yakalayıcı (beyzbol)
category (noun) : kategori (isim)
cattle (noun) : sığır
cause (noun) : neden (isim)
cause (verb) : neden olmak(fiil)
caution : Dikkat
cautious : ihtiyatlı
cave (noun) : mağara (noun)
cease (verb) : durdurmak (fiil)
ceiling (noun) : tavan (isim)
celebrate (verb) : kutlamak (fiil)
celebration (noun) : kutlama
cell (noun) : hücre (isim)
cent (noun) : sent (isim)
center (verb) : ortalamak (fiil)
center (noun) : merkez (isim)
central (adjective) : merkezi (sıfat)
century : yüzyıl
ceremony (noun) : tören
certain (adjective) : belirli (sıfat)
certainly (adverb) : kesinlikle (zarf)
certainty : kesinlik
chain (noun) : zincir (isim)
chain (verb) : zincirlemek (fiil)
chair (noun) : sandalye (isim)
challenge (noun) : meydan okuma (isim)
challenge (verb) : meydan okuma (fiil)
chamber (noun) : oda (isim)
champion : şampiyon
championship : şampiyonluk
chance (noun) : şans
change (verb) : değiştirmek (fiil)
change (noun) : değiştirme (isim)
channel (noun) : kanal (isim)
chaos : kaos
chapter (noun) : bölüm (isim)
character (noun) : karakter (isim)
characteristic (adjective) : karakteristik (sıfat)
characteristic (noun) : karakteristik (isim)
charge (verb) : şarj etmek (fiil)
charge (noun) : yük (isim)
charity (noun) : yardımlaşma
charm (noun) : cazibe
charm (verb) : cazibe (fiil)
charming : büyüleyici
chart (noun) : grafik
chart (verb) : grafik (fiil)
chase (verb) : kovalamak (fiil)
chase (noun) : kovalamak
chat (verb) : sohbet etmek
chat (noun) : sohbet
cheap (adverb) : ucuz (zarf)
cheap (adjective) : ucuz (sıfat)
cheat (verb) : hile yapmak (fiil)
check (verb) : kontrol etmek (fiil)
check (noun) : çek (iskonto)
cheek : yanak
cheerful : neşeli
cheese (noun) : peynir
chef : şef
chemical (noun) : kimyasal (isim)
chemical (adjective) : kimyasal (sıfat)
chemistry (noun) : kimya
chest : göğüs
chew (verb) : çiğnemek (fiil)
chicken (noun) : tavuk (isim)
chief (noun) : şef
child (noun) : çocuk (isim)
childhood (noun) : çocukluk
children : çocuklar
chilly : soğuk
chin : çene
chip (noun) : yonga (isim)
chocolate (noun) : çikolata (isim)
choice (noun) : seçim (isim)
choke (verb) : boğmak (fiil)
choose (verb) : seç (fiil)
chop (verb) : doğrama (fiil)
Christmas (noun) : Noel
church (noun) : kilise
Ci – Cl İle Başlayan İngilizce Kelimeler
circle (noun) : daire (isim)
circumstance (noun) : durum (isim)
citation : alıntı
citizen (noun) : vatandaş
city (noun) : şehir (isim)
civil (adjective) : sivil (sıfat)
claim (verb) : iddia (fiil)
clap (noun) : kapamak
clap (verb) : alkışlamak (fiil)
clarify : açıklamak
class (noun) : sınıf (isim)
classic (noun) : klasik (isim)
classic (adjective) : klasik (sıfat)
classify (verb) : sınıflandırmak (fiil)
clause (noun) : madde, cümle (isim)
clay (noun) : kil (isim)
clean (adjective) : temiz (sıfat)
clean (verb) : temizlemek (fiil)
clear (verb) : açık (fiil)
clear : açık
clerk (noun) : katip (isim)
clever (adjective) : zekice (sıfat)
click (verb) : tıkla (fiil)
click (noun) : tıkla
cliff (noun) : uçurum (ad)
climate (noun) : iklim (isim)
climb (verb) : tırmanmak (fiil)
clinic : klinik
clock (noun) : saat
close (adjective) : kapat (sıfat)
close (adverb) : kapat (zarf)
close (verb) : yakın (fiil)
closet (noun) : klozet
cloth (noun) : kumaş (isim)
clothes (noun) : giysiler
clothing : Giyim
cloud (noun) : bulut (isim)
cloud (verb) : bulut (fiil)
cloudy : bulutlu
club (noun) : kulüp (isim)
coach (verb) : koçluk etmek (fiil)
coach (noun) : koç (isim)
coal (noun) : kömür (isim)
coast (verb) : sahil (fiil)
coast (noun) : kıyı (isim)
coat (verb) : ceket (fiil)
coat (noun) : kat
cockpit : pilot kabini
code (noun) : kod (isim)
coffee (noun) : kahve (isim)
coherent : tutarlı
coin (noun) : para (isim)
cold : soğuk
cold (adjective) : soğuk (sıfat)
cold front : soğuk hava kitlesi
collapse (noun) : çökmek (isim)
collapse (verb) : çökmek (fiil)
collar (noun) : yaka (isim)
collect (verb) : toplamak (fiil)
collection (noun) : koleksiyon (isim)
college (noun) : kolej
color (noun) : renk
color (verb) : renklendirmek (fiil)
column (noun) : sütun (isim)
comb (verb) : taramak (fiil)
comb (noun) : tarak (ismi)
combination (noun) : kombinasyon (isim)
combine (verb) : birleştirmek (fiil)
come (verb) : gelmek (fiil)
comedy (noun) : komedi
comfort (verb) : rahatlık (fiil)
comfort (noun) : rahatlık (isim)
comfortable (adjective) : rahat (sıfat)
command (verb) : emir (fiil)
command (noun) : komuta (isim)
comment (verb) : yorum (fiil)
comment (noun) : comment (isim)
commercial (adjective) : ticari (sıfat)
commission (noun) : komisyon
commit (verb) : taahhüt
committee (noun) : komite (isim)
common (adjective) : ortak (sıfat)
common-law : Genel hukuk
communicate (verb) : iletişim kurmak (fiil)
communication (noun) : iletişim
community (noun) : toplum (isim)
commute : hafifletmek
company (noun) : şirket (isim)
compare : karşılaştırmak
comparison (noun) : karşılaştırma (isim)
compassion : merhamet
compete (verb) : rekabet etmek (fiil)
competition : yarışma
competitive : rekabetçi
complain (verb) : şikayet etmek (fiil)
complaint (noun) : şikayet
complete (adjective) : tam (sıfat)
complete (verb) : tamamlamak (fiil)
completion (noun) : tamamlama (isim)
complex (adjective) : karmaşık (sıfat)
complicate (verb) : karışık (fiil)
complicated (adjective) : karmaşık (sıfat)
component (noun) : bileşen (isim)
compose (verb) : yazmak (fiil)
composition (noun) : kompozisyon (isim)
compost (noun) : organik gübre (isim)
compost (verb) : gübrelemek (fiil)
compound (noun) : Bileşik (isim)
comprehensive (adjective) : kapsamlı (sıfat)
compulsive : zorlayıcı
computer (noun) : bilgisayar (isim)
concentrate (verb) : konsantre olmak (fiil)
concentration (noun) : konsantrasyon (isim)
concept (noun) : kavram (isim)
concern (noun) : endişe (isim)
concern (verb) : endişe (fiil)
concert (noun) : konser
conclude (verb) : sonuçlandırmak (fiil)
conclusion : Sonuç
concrete (adjective) : beton, somut (sıfat)
concrete (verb) : somutlaştırmak (fiil)
condition (noun) : durum (isim)
conduct (verb) : davranmak (fiil)
conduct (noun) : davranış
conference (noun) : konferans
confidence : güven
confident : kendine güvenen
confine (verb) : sınırlandırmak (fiil)
confirm (verb) : onaylamak (fiil)
conflict (verb) : çatışma (fiil)
conflict (noun) : çatışma
confuse (verb) : karıştırmak (fiil)
confusion : karışıklık
congress (noun) : kongre
conjunction (noun) : birleşim (isim)
connect (verb) : bağlamak (fiil)
connection (noun) : bağlantı (isim)
connection : bağ
conscience (noun) : vicdan
conscious (adjective) : bilinçli (sıfat)
consent (verb) : onay (fiil)
consent (noun) : onay verme
conservation : koruma
conservationist : doğacı
conservative (noun) : muhafazakar (isim)
conservative : muhafazakâr
consider (verb) : düşünmek (fiil)
considerable (adjective) : önemli (sıfat)
consideration (noun) : düşünce (isim)
consist (verb) : oluşmak (fiil)
consistent (adjective) : tutarlı (sıfat)
constant (adjective) : sabit (sıfat)
constantly : sürekli
constitution (noun) : anayasa
construct (verb) : inşa etmek (fiil)
construction (noun) : inşaat (isim)
consult (verb) : danışmak (fiil)
consumer : tüketici
consumer goods : tüketim malları
contact (noun) : kontak (isim)
contact (verb) : iletişim (fiil)
contagious : bulaşıcı
contain (verb) : içermek (fiil)
container (noun) : konteyner (isim)
contaminant : kirletici madde
contamination : bulaşma
contemporary (adjective) : çağdaş (sıfat)
content (noun) : içerik (isim)
contentment : hoşnutluk
contest (noun) : yarışma
context (noun) : bağlam
continent (noun) : kıtasal (isim)
continually : sürekli olarak
continue (verb) : devam etmek (fiil)
continuous (adjective) : sürekli (sıfat)
continuously : devamlı olarak
contract : sözleşme
contrast (noun) : kontrast (isim)
contrast (verb) : karşılaştırmak
contribute (verb) : katkıda bulunmak (fiil)
contribution (noun) : katkı (isim)
control (verb) : kontrol etmek(fiil)
control (noun) : kontrol (isim)
convenient (adjective) : uygun (sıfat)
conversation (noun) : konuşma
convert (verb) : dönüştürmek (fiil)
convince (verb) : ikna etmek (fiil)
cook (verb) : pişirmek (fiil)
cook (noun) : aşçı
cookie (noun) : çerez, kurabiye(isim)
cool (adjective) : serin (sıfat)
cooperate (verb) : işbirliği yapmak (fiil)
cooperation (noun) : işbirliği
cope (verb) : başa çıkmak
copy (noun) : kopya
copy (verb) : kopyalamak (fiil)
copyright (noun) : telif hakkı (isim)
core (noun) : çekirdek (isim)
core (adjective) : çekirdek (sıfat)
corn (noun) : mısır
corner (noun) : köşe (isim)
corporate (adjective) : kurumsal (sıfat)
corporation (noun) : şirket (isim)
correct (verb) : doğru (fiil)
correct (adjective) : doğru (sıfat)
correspond (verb) : karşılık gelmek (fiil)
cost : maliyet
cottage (noun) : yazlık (isim)
cotton (noun) : pamuk
cough : öksürük (isim)
cough (verb) : öksürmek (fiil)
council (noun) : meclis
count (noun) : sayı
count (verb) : saymak (fiil)
country (noun) : ülke (isim)
couple (noun) : çift (isim)
courage : cesaret
courageous : cesur
course : kurs
court : mahkeme
cousin : hala kızı
cover (verb) : kapak (fiil)
cover (noun) : kapak
cover letter : ön yazı
cow (noun) : inek (isim)
cowardly : korkakça
crack (verb) : çatlamak (fiil)
crack (noun) : çatlak
craft (noun) : zanaat (isim)
crash : kaza
crazy (adjective) : deli (sıfat)
cream (noun) : krem (isim)
create (verb) : yaratmak (fiil)
creative : yaratıcı
creature (noun) : yaratık (isim)
credit : kredi
credit (verb) : kredi vermek(fiil)
crew (noun) : mürettebat
crime (noun) : suç (isim)
criminal (adjective) : ceza (sıfat)
crisis (noun) : kriz (isim)
crisp (adjective) : berrak (sıfat)
cruel : acımasız
crutch : koltuk değneği
curiosity : merak
currency : para birimi
custody : gözaltı
customs (plural noun) : gümrük (çoğul)
cut : kesmek
cynical : alaycı