Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bir rivayete göre;
Denizlerin ermişi İlyas ile karaların ermişi Hızır’ın buluşacağı gecedir.Her yıl vakti geldiğinde buluşurlar. Şayet buluşmazlarsa deniz denizlikten çıkar,toprak topraklığını yitirir. Tek bir canlı doğmaz, üremez, uçmaz, konmaz. Yani kıyametin habercileri Hızır ve İlyas olacaktır…
Her yıl Mayıs’ın 5’ni 6’ya bağlayan gece dünyanın bir yerinde buluşurlar.Onların buluştukları yerde bahar farklıdır. Çiçekler daha bol,daha büyük olurlar. Gökyüzü daha başka bir mavi olur. İnekler bol süt verir. Hiç bir canlı ölmez…
Buluşmanın olduğu gece biri mağripten biri maşrıktan iki yıldız doğar. Hızır’la, İlyas’ın buluştuğu yerin tepesine kayarak gelirler ve orada birleşirler. Hızır ile İlyas’ın üzerine ışık olup yağarlar. Hızır’la İlyas’ın el ele tutuştuğu,yıldızların gökte birleştiği anda dünyada herşey durur. Akarsular donar,akmazlar. Rüzgar esmez, yapraklar kımıldamaz. Damarlardaki kan bile akmaz. Her şey durur, hiçbir şey kımıldamaz. Dünya bir anda ölür.
Sonra herşey yeniden uyanır. Bir yaşam patlar orada. İşte bu yüzden insanlar bu birleşen yıldızları görmek için evlerinden yüksek tepelere giderler. Dam başlarında, akarsu dibinde dururlar. Dururlar ki o herşeyin donduğu anda dileklerini söyleyebilmek için. O anda o suların durduğu zamanda, o yıldızların birleştiği anda kim ne dilekte bulunursa o olur. O herşeyin durduğu anda ama. Öncesinde ya da sonrasında değil.