Dede Korkut Ne Anlatıyor?

Dede Korkut Kime Ne Anlatıyor? 
Nasıl kökümüzden koparılıp nasıl mankurtlaştırılmışız?
Dün akşam Sacide Çobanoğu hocamla yaptığımız biligtayda Dede Korkut destanlarında yer alan etik değerleri konuştuk.
Düşünsenize herkes Dede Korkut destanlarını bilir, çoğu insan da okumuştur. Ama hiç kimse bu anlatılarda vurgulanan erdemleri, etik değerleri önemsemedi, anlatmadı.
Dün akşam Sacide hocam bunlara vurgu yaptı. Ve şu ortaya konuldu, Türk töresi 4 temel ilke üzerine kurulu; EŞİTLİK, ADALET, LİYAKAT, ÖZGÜRLÜK. 
Düşünün bir kağan oğluna kağanlığı hak edecek bir hüner göstermediği için bu makamı ona bırakamayacağını söylüyor, oğlu babasını acımasızca eleştirip babasının kendisine bir hüner öğretmesi gerektiğini söyleyebiliyor, korkma, çekinme yok. Kağan eleştiriye hak veriyor, oğluna hüner öğretiyor.
Bilindiği gibi kurultaylarda herkese söz hakkı düşer, bir kağanla herhangi bir kişinin söz hakkı eşittir. Kağanın önerisinin reddedildiği, sıradan bir kişinin önerisinin kabul edildiği zamanlar çok olmuştur.
Dede Korkut ile devam edersek, destanlarda açlar doyurulur, fakirlere, borçlulara yardım edilir, kadın erkek eşittir, saygı vardır, hakça paylaşım vardır. Bunları hakkıyla yerine getirmek Kağanın başında bulunduğu yönetimin görevidir.
Diğer bir nokta ise doğaya saygı ve sevgi. Sacide hanımın verdiği örnek her şeyi anlatıyor. Avcı bir hayvanı ok atarak öldürmüyor, yay kirişiyle yakalıyor,eğer hamileyse kulağına 'begil sevinci' denen bir çentik, bir işaret bırakıyor ki diğer avcılar bu hayvanı avlamasın, zamanı geldiğinde kendisi avlayacak. Paylaşım var, adalet var, sevgi ve saygı var.
Şu anki durumumuzla karşılaştırdığımızda sormadan edemiyorum 'Onlar Türk ise biz kimiz? Uygarlık sadece asfalt yollar, köprüler, uçaklar v.s. midir?' Biz bu temel öğretileri neden unuttuk, ne zaman unuttuk? Neden mankurt bir toplum olduk?
Çocuklarımız entrika,yalan,dolan her türlü ahlaksızlığın olduğu Grek mitolojisini okuyor, keza 4 karıyla evlenin diyen Arap mitolojisini de biliyorlar ama atalarının binlerce yıl önce oluşturduğu erdem ve değerlerden bihaberler.
Bu değerleri çağımıza uyarlayabilseydik, çocuklarımıza bu değerleri öğretebilseydik uygar, çağdaş bir toplum olurduk. Çocuklara, kadınlara tecavüz eden, çocuklarla evlenmeyi mübah sayan, kadını avrat olarak gören sübyancı sapıklarla dolu kulağını gözünü akıl ve bilime kapatmış, hurafelerle yaşayan, tüketmenin en büyük meziyet sayıldığı  , emperyalizmin önünde boyun büken zavallı mankurt bir toplum olmazdık.
Oktay Polat