Herkes bir öğretmenin öğrencisiydi bir zamanlar. Sınıflarında oturduk, bilgiyi onlardan öğrendik. Peki, şimdi öğretmenleri eleştirirken bir an olsun durup düşündük mü? O gün bize sadece bilgi değil, dayanışma ve hakkaniyet duygusunu da yeterince öğretemediler mi? Yoksa biz mi unuttuk?

Bugün lisans mezunları arasında neredeyse en düşük maaşı alan grup öğretmenler. Yılların emeği, tecrübesi ve fedakârlığı yoksulluk sınırının altında bir maaşla ödüllendiriliyor. Diğer memurlar ise bu durumu eleştirmekten çekinmiyor. Ama unutulmasın: Memurların haklarını savunan Sendika Konfederasyonlarının çoğu öğretmen kökenli. Onlar sadece meslektaşlarının değil, tüm memurların haklarını savunuyor.

Mesele öğretmen maaşlarını kıskanmak değil, mesele kamuda çalışan herkesin maaşlarının yoksulluk sınırının altında olması. Polisinden hemşiresine, memurundan öğretmenine kadar hepimiz aynı gemideyiz. Ama gemi su alıyor, bizse birbirimizi suçluyoruz.

Oysa yapılması gereken çok basit: Birlik olmak. Öğretmenleri hedef almak yerine, hep birlikte bu mücadeleye omuz vermek. Çünkü bu mücadele sadece öğretmenler için değil; adalet, insanca yaşam ve onurlu bir gelir için. Ayrışarak değil, birleşerek kazanabiliriz.

Bugün öğretmenleri eleştiren herkes, bir öğretmenin öğrencisiydi. O gün ne öğrendik bilmiyorum ama bugün doğru olanı öğrenip birlikte hareket etmenin vakti geldi. Çünkü bu mücadele hepimizin.

Eser ATAKAN - 04.01.2025

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber