Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Türkiye ile ilgili en meşhur şeylerden biri nazar boncuğu. Ülkenin hemen hemen her yerinde kullanılmaktadır. Vatandaşlar tarafından sıklıkla kullanılsa da anlamı ya da orijinal işlevi kaybolmuştur. Günümüzde nazar boncuğu sadece evlerin etrafında, arabalarda, dükkanlarda ve hatta bebekler ve çocuklarda dekoratif obje olarak kullanılmaktadır. Ancak, kötülükten korunmanın gerçek bir yolu olarak değil, sadece bir gelenek olarak görülüyor. Bu geleneğin anlaşılabilmesi için önce tarihinin ve köklerinin incelenmesi gerekir. Önce nazarın ne anlama geldiğini anlayalım.
Bir kavram veya inanç olarak nazar, Türkiye'ye özgü değildir. Doğudan Batıya hemen hemen her kültürde sadece farklı şekillerde bulunur. Nazar, temelde birine ya da bir şeye karşı kötü huylu bir bakış açısıdır. Parlama genellikle doğası gereği kıskançtır ve alıcı genellikle bunun kötü niyetli olduğunun farkında değildir. Kim böyle bir parıltı alırsa, şanssızlık yaşayacağına, yaralanacağına veya genel olarak onlara kötü bir şey olacağına inanılıyor. Nazar, özünde birisi tarafından üretilen ve bir başkasına yöneltilen negatif enerjidir. Genelde herhangi birinin birine nazar atabileceğine inanılır, ancak Ege ülkelerinde soluk mavi gözlü insanların özellikle nazar atmada güçlü olduğuna inanılır.
Nazar boncuğu inancı çok eskilere dayanmaktadır. Ünlü İtalyan şair Plutarch, nazarın neredeyse alıcıya zehirli bir ok gibi ölümcül olabileceğini belirtti. Virgil'in eserlerinde bile nazarın Menalcas'ın kuzuları üzerinde etkisi olduğu belirtilmektedir.
Nazarlık inancı en çok Batı Asya kültürlerinde, Latin Amerika'da, Afrika'da ve Akdeniz'de görülmektedir. Avrupa'da, özellikle Keltlerin bir zamanlar yaşadığı yerlerde de görülmektedir.
Kültürler, nazarın varlığına ve insan ve nesneler üzerindeki etkisine inandıkça insanlar, kıskanç bireylerin bu tür zararlı bakışlarından kendilerini korumanın yollarını aramaya başladılar. Bazı kültürler belirli renklere sahip belirli sembollere sığınırken, bazı kültürler belirli nesneler kullandı ve bazı kültürler korunmak için belirli duaları tercih etti. Her halükarda, nazarın etkisi neredeyse tüm kültürlerde tehlikeli ve hatta ölümcül olarak kabul edilir ve nazardan muzdarip olan kişinin derhal iyileştirilmesi gerekir.
FARKLI KÜLTÜRLERDE KÖTÜ GÖZDEN FARKLI KORUMA YOLLARI
Nazardan korunmanın yolları kültürden kültüre değişir. Bu yöntemler, büyük ölçüde kültürün dininin yanı sıra inançlarıyla ve antik çağlardan kalma gelenekleriyle bağlantılıdır.
GİZLİ DUALAR
Yunanistan'da, bir nesilden diğerine aktarılan nazarın etkilerini ortadan kaldırmak için söylenen eski bir dua vardır. Bir kişinin nazar kurbanı olması durumunda hem dua eden hem de kurbanın esnemeye başladığına inanılır. Daha sonra namaz kılan kişi haç işareti yapar. Nazarın kurbanı olup olmadığını kontrol etmenin yağ ve karanfil ile test etmek de dahil olmak üzere birçok farklı yolu vardır.
Meksika kültüründe, onu takan kişiyi nazardan korumak için üzerlerinde göz benzeri tasarımlar bulunan tılsımlar vardır. Ayrıca, hem birinin nazardan etkilenip etkilenmediğini anlamak hem de onları iyileştirmek için çiğ yumurta kullanırlar. Etkilenen kişiye çiğ tavuk yumurtası sürüldükten sonra, yumurta kırılarak suyla dolu bir bardak haline getirilir ve bardak kişinin yatağının altına yerleştirilir. Yumurta pişmiş gibi görünüyorsa, kişinin nazardan etkilendiği anlaşılır. Yumurta pişmiş gibi göründükten sonra, yumurta tüm kötü enerjiyi emdiği için kişi iyileşmeye başlar.
EL HAREKETLERİ VE KORNİKELLO
İtalya'da diğer tüm muskalardan farklı olarak cornicello adlı küçük boynuzlu muska kullanılmaktadır. Ya altından yapılmıştır ya da mercandan oyulmuştur. Eski Romalılar ve onların soyundan gelenler, nazarın insan cinsel organları üzerinde kurutucu bir etkiye sahip olduğuna inanıyorlardı. İktidarsızlıktan korkarak, birisine lanet okuyan kişinin dikkatini dağıtmak için elleriyle belirli figürler yaparlardı.