23 Nisan 2025 tarihinde yaşanan İstanbul depremi ve sonrasında gerçekleşen artçı sarsıntılar bir kez daha gösterdi ki; afetlere hazırlık sadece kağıt üzerinde değil, sahada da gerçek anlamda var olmalıdır.
Eğitim kurumları başta olmak üzere tüm kamu binalarının depreme dayanıklılığı derhal ve şeffaf şekilde denetlenmelidir. Okullar, öğretmenler ve öğrenciler risk altındadır. Eğitim çalışanlarının ve çocuklarımızın can güvenliği asla siyasi polemiklere kurban edilemez.
Okullarımızın, kamu binalarımızın ve yaşam alanlarımızın depreme ne kadar hazır olduğu sorgulanmadan geçilemez. Öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve tüm yurttaşlarımız için güvenli yapılar bir tercih değil, bir zorunluluktur. Çocuklarımızı ve meslektaşlarımızı her gün güven içinde okullara göndermek istiyoruz. Eğitim hakkı, güvenli ortamda verilmediği sürece gerçek bir hak değildir.
Öte yandan, deprem sırasında iletişim ağlarında yaşanan ciddi aksaklıklar da bir güvenlik zafiyeti olarak kayda geçmiştir. Kriz anlarında iletişim çökerse, hayatlar kaybedilir!
Sendika olarak;
- Tüm eğitim kurumlarında yapı güvenliği testlerinin kamuoyuna açık şekilde açıklanmasını,
- Afet ve acil durum eğitimlerinin düzenli yapılmasını, hatta öğretim programlarına Afet ve acil durum adlı zorunlu ders eklenmesini,
- Kriz iletişimi ve altyapı eksiklerinin ivedilikle giderilmesini,
- Deprem sonrası iletişim kopmalarına karşı eğitim kurumlarında alternatif haberleşme planlarının hazırlanmasını talep ediyoruz.
İletişim hatları çöken bir ülkede kriz yönetimi yapılamaz! Biz bu ülkede bir kez daha enkaz başında gözyaşı dökmek istemiyoruz! Bu ülkenin insanları korku içinde değil, güvenle yaşamalıdır. Deprem, unutmamız gereken bir gerçeklik değil, hazırlıklı olmamız gereken bir sorumluluktur.
Depremin ve artçı sarsıntıların ardından tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, birlik ve dayanışmanın önemini vurguluyor, yetkilileri bir kez daha göreve çağırıyoruz.
Liyakat-Sen Genel Merkezi