Tüm Öğretmenler Ve Veliler İçin Bilgilendirme: Öğretmenler İş İçin Hangi Mesajlaşma Uygulamalarını Kullanamayacak?

Bugün kamuda yepyeni bir dönem başladı. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin hazırladığı 'Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi'nde, kamuda çalışan tüm personeller için watshap tarzi mesajlaşma uygulamaları sona erdi. 

Kamuda çalışan personellerin iş amaçlı mesajlaşma uygulamalrında değişiklikler yapıldı. Özellikle en çok tercih edilen whatsapp ve facebook gibi uygulamalar iş yerlerinde kullanılmayacak.

İşte kamuda iş saatinde yasak ve serbest olan uygulamalara dair detaylı bilgiler

Bilgi ve İletişim Güvenliği Genelgesi’ne göre, veri güvenliği ve siber suçları önlemek için kamu personelinin “iş amaçlı” mesajlaşma uygulamaları kullanımlarına bazı kısıtlamalar getirildi.

Nedenleri:
-Ülke verisinin ülkede kalması
-Mahremiyet
-Yerli ve milli çözümler geliştirilmesi
-Güvenlik risklerini azaltma
-Gizliliği, bütünlüğü veya erişilebilirliği bozulduğunda milli güvenliği tehdit edebilecek veya kamu düzeninin bozulmasına yol açabilecek kritik türdeki verilerin güvenliğinin sağlanması

Bu kısıtlamalar tüm kamu kurum ve kuruluşlarına getirildi

4.2.1.1. Kurumsal haberleşme amacıyla sunucuları kurum kontrolünde olan mesajlaşma uygulamaları kullanılmalıdır. Kurumun kendine ait bir haberleşme uygulaması yoksa mesajlaşma amacıyla sunucuları yurt içinde bulunan yerli ve milli uygulamalar tercih edilmelidir.

Dolayısıyla öğretmenler öğrencileri ile ilgili yada kurum ile ilgili haberleşme söz konusu olduğunda şu an Türkiye’de en çok kullanılan mesajlaşma uygulamalarından @bip gibi yerli üretim olan ve yeni çıkacak yerli uygulamaları kullanabileceklerdir.

Bip haricinde @whatsapp @facebook @telegram @messenger gibi uygulamaları kullanamayacaklar

Daha fazla ve detaylı bilgi için:

https://cbddo.gov.tr/SharedFolderServer/…/File/BG_REHBER.pdf


Dosyasına göz atmanızı tavsiye ederim

Unutulmamalıdır ki, öğretmenler ve veliler “bireysel” ve “özel” kullanımları için elbette mesajlaşma uygulamalarını kullanmaya devam edebilirler

Alıntı: Yavuz Samur