Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Edirne'de Vali Ekrem Canalp ve protokol tarafından karşılandı.
Öğrencilerin Bakan Özer ve Yıldırım'ı çiçeklerle karşıladığı törende Meriç İlkokulu öğrencilerinden oluşan mehter takımı, gösteri sundu.
Konuşmasına Binali Yıldırım'ın 7 yaşındaki torunu Ali'nin sözlerine yanıt vererek başladı. Ali'nin "Yeni Bakan'ı tanıyorum dede, adam geldi, 'Okulları kapatmayacağım.' diyor başka bir şey demiyor." sözlerine atıfla başlayan Bakan Özer, "Başbakan'ımızın torununu üzecek haberle başlayacağız. 6 Eylül tarihi itibarıyla 2021-2022 eğitim öğretim yılına haftada 5 gün 81 ilde kesintisiz yüz yüze eğitimle, kararlı şekilde başladık. Sayın Başbakan'ımızın torununun okulların kapalı olmasını istemesine rağmen, ki dün itibarıyla bu ihtimal vardı, bu ihtimal ortadan kalktı." dedi.
Sağlık Bakanlığının Kovid-19 önlemleriyle ilgili açıklama yaptığını anımsatan Özer, "Dolayısıyla bundan sonra bir sınıfta iki vaka da olsa artık o sınıf kapanmayacak. Sadece vakası olan öğrenciler veya öğretmenlerimizin tedavilerine devam edilecek. Dolayısıyla Sayın Başbakan'ımızın torununun bulunmuş olduğu sınıf, dönemin sonuna kadar kapanmayacak." ifadesini kullandı.
"Sosyal etkinlikleri sağlık tedbirlerini alarak serbest bırakıyoruz"
"2020 yılından beri sosyal etkinliklere ara vermiştik, artık bugün itibarıyla 81 ilde sosyal etkinlikleri, sağlık tedbirlerini alarak serbest bırakıyoruz." diyen Özer, sözlerine şöyle devam etti: "Valiliklerimizin koordinasyonunda tüm illerimizde bu etkinlikler gerçekleştirilecek. Açık alanlarda maske kullanımını Sağlık Bakanlığımız, Bilim Kurulumuz kaldırdı. Dolayısıyla artık okul bahçelerinde öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve idari personelin maske kullanma zorunluluğunu bugün itibarıyla kaldırıyoruz. İnşallah, Kovid-19 salgını gündemimizden çıkar, hayat olağan akışında devam eder."
6 Eylül'den itibaren kararlı bir şekilde okulları açık tuttuklarını anımsatan Özer, şunları kaydetti: "Okullarımız, öğrenme ortamının ötesinde çok büyük anlamları olan kişisel gelişimin olduğu mekânlar ve tüm önlemleri aldığımız zaman okulların aslında toplumdaki en güvenli ortamlar olduğunu bu süreçte göstermiş olduk. Ben bu süreçteki fedakârlıklarından dolayı tüm öğretmenlerimize şükranlarımı arz ediyorum. Hem I. dönemdeki sürede hem de şu anda hâlâ maskeleriyle ders anlatmaya devam ediyorlar. Aşılanma oranları Türkiye ortalamasının çok üzerinde ve sadece Türkiye ortalamasının üzerinde değil; İngiltere, Fransa, Almanya gibi hiç yüz yüze eğitime ara vermeyen ülkelerin öğretmenlerinin aşılanma oranının çok üzerinde. Onun için inşallah, bu dönemin sonuna kadar artık hiçbir sınıfı yüz yüze eğitime ara vermeden, okul değil, herhangi bir sınıfa da ara vermeden yüz yüze eğitimle bu dönemi de tamamlayacağız."
"81 İl 81 Anaokulu Projesi"
"Saygıdeğer Hanımefendi'ye çok teşekkür ederim. Böylesine önemli bir projeyi himayesine alarak Kızılay'ımız ile 81 İl 81 Anaokulu projesini büyük bir oranda tamamlama noktasına getirdikleri için..." ifadesini kullanan Özer, şu değerlendirmede bulundu: "Aslında bu proje, yapılan anaokullarından ziyade girmiş olduğu o topluma verdiği mesajlar anlamında çok kıymetli. Yani burada verilen mesaj, okul öncesi eğitimin ne kadar önemli olduğudur. Hanımefendi'nin kendisi öğretmen olduğu için eğitim kademelerinin içinde. Okul öncesi eğitim hakikaten en önemli eğitim aşamalarından birini oluşturuyor. Son 19-20 yıl eğitimde kitlesel dönüşümün yaşandığı bir döneme tanıklık ettik. OECD ülkelerinin 1950'li yıllarda eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarını yüzde yüzlere ulaştırırken maalesef bizim ülkemiz, 70 yıl beklemek durumunda kaldı. Sadece 2000'li yıllardan sonra tüm illerde eğitimin tüm kademelerinde seferberlik ilan edilerek yeni okullar, derslikler yapıldı. İlkokuldan yükseköğretime kadar tüm eğitim kademelerinde okullaşma oranlarında ciddi bir artış oldu. Ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 44'ten yüzde 90'lara ulaştı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı, 2000'li yıllarda yüzde 14 iken yüzde 45'lere ulaştı ve bu durumdan en fazla faydalanan sosyoekonomik olarak dezavantajlı kesimler oldu. Onların eğitime erişimi güçlendirilmiş oldu. Aynı zamanda eğitim daha demokratik hâle getirildi. Başörtüsü engelinden katsayı uygulamasının oluşturmuş olduğu maliyetlere kadar; dil öğretiminde, seçmeli derslerdeki özgürleşme adımlarına kadar bir taraftan eğitimde okullaşma oranları artırılırken diğer taraftan bu eğitimin daha demokratikleşmesiyle ilgili çok ciddi adımlar atılmış oldu."
Bakan Özer, okullaşma oranlarıyla ilgili şu bilgileri verdi: "Ağustos 2021'de üç yaştaki okullaşma oranı yüzde 14'ler, dört yaşındaki okullaşma oranı yüzde 35'ler ve 5 yaştaki okullaşma oranları da yüz 78'ler seviyesindeydi. Ve biz de bu dönemde artık bu eksikliği tamamlama ve nihayete erdirmek istedik. Hedef olarak 3 bin yeni anaokulu, 40 bin yeni ana sınıfı yaparak beş yaş grubundaki okullaşma oranını yüzde yüze, 4 yaştaki okullaşma oranını yüzde 70'e ve 3 yaştaki okullaşma oranını da yüzde 50'ye çıkarma hedefiyle yola koyulduk. Kısa sürede 86 yeni bağımsız anaokulunu, 7 bin 500 ana sınıfını hizmete aldık. 6 ay gibi kısa sürede 5 yaştaki okullaşma oranını yüzde 78'den yüzde 90'a çıkardık. İnşallah, 2022 yılının sonunda da bunu yüzde yüze tamamlayacağız. Şu anda 3 bin yeni bağımsız anaokulu hedefinde 216'sının ihalesini yaptık. 2 bin 133 tanesinin de yatırım programına alınmasını sağladık. İnşallah, geriye kalanları da arsa buldukça yatırım programına alarak 2022 yılında nihayetlendirmiş olacağız."
Edirne'ye müjdelerle geldiklerini belirten Özer, "Edirne'de 6 yeni anaokulunu hizmete alacağız. Gelinen noktada 11 ilde 5 yaşında okullaşma oranı yüzde 95'in üzerine çıktı. 29 il, ki bunların 10'u büyükşehir belediyesi olmak üzere, 5 yaş okullaşma oranı yüzde 90'ın üzerine çıktı. 360 ilçemizdeki 5 yaş okullaşma oranı yüzde 95'in üzerine çıktı ve 59 ilçede 5 yaş okullaşma oranı, yüzde 100 oldu. İnanıyorum ki bu yılın sonunda artık hükûmetimiz, eğitimde son 19 yılda yapmış olduğu kitlesel dönüşümü ve eğitimin evrenselleşmesini okul öncesiyle de taçlandırılmış olacak." diye konuştu.
Bakan Özer, AK Parti Genel Başkanvekili Yıldırım'a hem Başbakanlığı hem de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı döneminde eğitime yaptığı katkılar nedeniyle teşekkür etti.
Özer, Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım'a, Türk Kızılay'a katkılarından dolayı teşekkürlerini iletti.
"Hiçbir şey yüz yüze eğitimin yerini tutamaz"
Binali Yıldırım, 7 yaşındaki torunu Ali'ye, "Ali yeni Bakanı tanıyor musun?" diye sorduğunu anlatarak Ali'nin de "Tanıyorum dede, adam geldi, 'Okulları kapatmayacağım.' diyor başka bir şey demiyor." dediğini dile getirdi. Hiçbir şeyin yüz yüze eğitimin yerini tutamayacağını vurgulayan Yıldırım, Bakan Özer'i salgın şartlarına rağmen yüz yüze eğitimdeki kararlı tutumundan dolayı tebrik etti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamalarını anımsatan Yıldırım "Bilim Kurulunun aldığı kararlar Kovid-19 ile ilgili artık normalleşme sürecine adım attığımıza işaret ediyor. Bu, eğitimde de ticari hayatta da sosyal hayatta da iş hayatında da günden güne kendini gösterecek." dedi.
Yıldırım, insana yatırımın eğitimle olacağını ve bu yatırımı da çok önemsediklerinin altını çizdi. İnsana yapılan yatırımın nesiller boyu süreceğini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu: "Taşa toprağa yapacağınız yatırımın ömrü bellidir 50 sene 100 senedir, insana yapılan yatırım nesillerden nesillere geçen önemli bir iştir. Çinlilerin atasözü de öyledir: 'Bir yılı hedefliyorsanız tohum ekin, on yılı hedefliyorsanız ağaç dikin, eğer yüz yılı hedefliyorsanız insan yetiştirin. Bu yavrularımız, bu güzel mekânlarda şekillenecek, hayata hazırlanacak ve gelecekte de bu güzel ülkeyi teslim alacak ve bu ülkeyi daha da ileriye götürme, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize hedef olarak gösterdiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefinde kararlılıkla yürüyecekler. Biz ilkokulda üç sınıf bir arada okurduk. Öğretmenimiz de eğitmendi; yani öğretmenlik okulundan mezun değil, eğitmen sadece alfabe öğretmeye çalışırdı. Bakın üniversiteye erişim problemi kalktı. Orta eğitimde erişim problemimiz kalktı. Altyapı problemimiz bitti. Okul öncesinde başladığımız bir süreç vardı ama bu, istediğimiz düzeyde değildir. Sağ olsun, Sayın Bakan'ımızın iki konusundan biri okulların açık tutulması, ikincisi de okul öncesi eğitimin 2023 sonuna kadar istenen seviyeye gelmesi. Bizim hayırseverler marifetiyle yaptırdığımız bu okulların hacimsel bir büyüklüğü yok ama sembolik anlamı var."
Türk Kızılay'ın 150 yılı aşkın bir geçmişe sahip olduğunu vurgulayan Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu: "Kızılay'ımız gururumuz, göz bebeğimiz. Bakın bir yanda savaş devam ederken eş zamanlı olarak da sınır kapılarında Kızılay'ımız, AFAD'ımız hemen yerini aldı. Muhtaç insanlara yardım elini uzatmaya başladı. O ateş altından, o cehennemden kurtulanları ilk karşılayan ve onların ihtiyaçlarını gören Türkiye... Türkiye'nin gurur kaynağı, kuruluşları, Kızılay'ımız, AFAD'ımız... Gelenler bunu söylüyor. Sadece bu değil; Bulgarlar, Azeriler, başka milletlerden insanların da tahliyesini Türkiye'ye yapıyor. Türkiye'nin ne kadar büyük ve önemli bir ülke olduğunu görmek içini hani 'Ol mahiler ki deryada olurlar ama onun farkında olmazlar', dışarı çıkıp bir bakmak lazım... Dışarı çıkıp baktığımız zaman Türkiye'nin ne kadar önemli ve ne kadar da büyük bir ülke olduğunu çok daha iyi görüyoruz."
Özer, Edirne'de el sanatları atölyelerini ziyaret etti
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, el sanatları atölyeleri ve saray mutfağı lezzetlerinin sunulduğu Edirne Rumeli Kültür ve Sanat Akademisi'ne ziyarette bulundu.
Bakan Özer, 15. yüzyıl yapısı Devecihan Kültür Merkezi hakkında bilgi aldı. Özer daha sonra akademinin içerisinde yer alan mis meyve sabunu, deri işleme, hüsn-i hat, aynalı süpürge, Edirnekari atölyeleri ve saray mutfağı lezzetlerinin sunulduğu akademinin mutfağını gezdi.
Buradaki öğreticilerle sohbet eden Özer, başarı dileklerini sundu.