Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
2023 Yılı Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 14 Mayıs Pazar günü gerçekleştirilecek. Ülkemiz adına çok büyük bir önem taşıyan seçime sayılı günler kala, seçim sonrasında kimlerin gidip, yerlerine hangi isimlerin geleceği de merak konusu olmaya devam ediyor.
Özellikle ülkemizin en önemli bakanlıklarının başında gelen, Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna, seçim sonrası kimin oturacağı olmaktadır.
Milliyet Gazetesi Köşe yazarı Abbas Güçlü, seçimlerden sonra Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturacak bakanla ilgili bir yazı yayımladı.
Abbas Güçlü'nün kaleme aldığı yazıda, Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturacak olan adayla ilgili, çarpıcı yorumları bulunmaktadır.
İşte Abbas Güçlü'nün o yazısı!
İsimleri duydukça eyvah eyvah demekten kendimi alamadım.
Siyaset yapmak, milletvekili, bakan olmak, elbette herkesin hakkı ama bu o kadar da kolay olmamalı.
Neden mi?
Siyaset ve siyasetçi olmak, çok büyük fedakârlıklar gerektirir.
Hakkıyla yapıldığında dünyanın en zor işlerinden biridir.
Takdir edeni azdır, eleştireni çoktur.
Her yönüyle hazır olmak gerekir.
Paraşütle bir gecede tepeden inme siyasetçi olunmayacağı gibi, bir gecede bakan da olunmuyor. Olunsa da ne kendisine ne de ülkeye fazla bir yararı dokunuyor.
Dünden bugüne bunun çok örneklerini gördük ve yeni bir macerayı kaldıramayız.
Şu günlerde binlerce kişinin en büyük hayali, listelerin ön sıralarında yer alıp milletvekili olmak.
Şu günlerde binlerce kişinin en büyük hayali, listelerin ön sıralarında yer alıp milletvekili olmak.
Aday adaylarının hepsine tek tek şu soruyu sormak gerekir:
Neden siyaset?
Hemen her konuda olduğu gibi siyasette de “Hele bir seçilelim, ne ya da neler yapacağımıza sonra karar veririz” mantığı hakim.
Evet, seçilmek çok önemli ama seçildikten sonra ne yapılacağı da bir o kadar önemli.
Halkı ilgilendiren de zaten o.
Eğer hizmet için geliyorlarsa, bugüne kadar ne yaptıklarını, hangi alanlarda kafalarında hangi projeler olduğunu bir bir anlatmalılar ki hem listelere girme şansları hem de halkımızın geleceğe yönelik ümitleri artsın.
Kurallar doğru konulduğunda, doğru uygulandığında ve daha da önemlisi o makamın bir temsil makamı olduğu asla unutulmadığında, siyasete girenlere kızmak yerine alkışlamak gerekir.
Neden mi?
Siyaset, zor hem de çok zor bir süreçtir de ondan.
Siyaseti güç ve kazanç kapısı olarak değil de hizmet alanı olarak görenler için hiç de kolay bir iş değil.
Yemez yedirirsiniz, hasta olmaya hakkınız yoktur, ailenizden önce seçmenleriniz gelir, evin yolunu unuttuğunuz olur, takdirden çok eleştiri vardır, yaptıklarınızdan çok yapmadıklarınız görünür, çok maaş aldıkları sorgulanır ama nereye harcandığına hiç bakılmaz, telefonunuz 24 saat açık olmak zorundadır ve en önemlisi de hiç kimseye yaranamazsınız…
Arabanın gerçek değerini biliyor musun?
Siyaset ve siyasetçi
Siyaset ve siyasetçiler konusunda eminiz ki hepinizin birbiriyle örtüşen kadar birbirinden çok farklı görüşleri, tespitleri, beklentileri vardır. Tek tek sıralamaya kalksak değil bu sayfa, gazetenin tümü yetmez. Ne olur oyunuzun rengini belirlemeden önce bu konuya biraz kafa yorun, önerilerinizi karar vericilerle paylaşın.
Paylaşın ki vekiller, kendilerini listeye alanların değil, sizin vekilleriniz olsun.
İşte siyasete yönelik bazı satır başları. Devamını sizlerden bekliyoruz:
Siyaset bilgidir, birikimdir, donanımdır,
Siyaset vizyondur,
Siyaset kendisini ülkesine ve milletine adamaktır,
Siyaset öngörüdür,
Siyaset kalkınmadır, refahtır, huzurdur,
Siyaset bir yönetim bilimidir,
Siyaset almak değil, vermektir,
Siyaset karşılıksız hizmettir,
Siyaset ömür boyu süren bir meslek değil, bir süreçtir,
Siyaset asalet değil, vekâlettir,
Siyaset sorun yaratan değil, sorun çözendir,
Siyaset birilerine değil ülkeye hizmet etmektir.
Neden ille de eğitim?
Defalarca dile getirdik ama seçim öncesi bir kez daha paylaşmakta yarar var.
Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi ikinci 100 yıla girerken de yeni varoluş ve şahlanış destanı yazmamız gerekiyor.
Bunu başarmanın ve sürdürülebilir kılmanın yolu da eğitimden, bilimden, akıldan geçiyor.
İşte bu yüzden eğitim sadece genel hatları ile değil tüm ayrıntılarıyla her zamankinden çok daha konuşulmalı.
Konuşulmalı ki kim ne öneriyor, bunları kim nasıl hayata geçirecek, bakanlık için ismi geçen politikacılar dünden bugüne bu konuda neler yaptı tek tek görelim ki geleceğe çok daha emin adımlarla yürüyebilmek için çok daha sağlıklı kararlar verelim.
Bakanlık koltukları stajyer siyasetçi yetiştirme alanları olmamalıdır. En çok hak edenler oturmalı ve şimdiden belli olmalı.
Özetin özeti: Siyasette taşlar yerli yerine oturmadan, ülkede taşlar yerli yerine oturmaz. Bu yüzden onlara kızmak yerine istikamet belirleyelim, yardımcı olalım. Ülkenin gerçek sahibinin bizler olduğunu da asla unutmayalım, unutturmayalım.
Abbas GÜÇLÜ
KAYNAK: WWW.MİLLİYET.COM.TR