Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Tüm dünyada etkili olan Covid-19 virüsü kaynaklı pandemi 13.03.2020 tarihinde Türkiye’de de görülmeye başlanmış ve okullardaki yüz yüze eğitim-öğretim faaliyetlerine bu tarih itibariyle ara verilmiştir. Bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) eğitim öğretim faaliyetlerini EBA TV üzerinden yürütmüştür.
Bazı özel okullar ise çevrimiçi çalışmalarda bulunmuşlar; teams, zoom, vb. uygulamalar üzerinden dersleri yürütmüşlerdir. Salgının ilk çıktığı dönemde 13 Mart’ta ara verilen yüz yüze eğitime, 21 Eylül’de aşamalı ve seyreltilmiş şekilde yeniden başlanmıştı. Okullar 16 Kasım’da ise bir haftalık ara tatile girmişti ardından resmi, özel, örgün ve yaygın tüm eğitim öğretim faaliyetleri 4 Ocak’a kadar uzaktan eğitimle sürdürme kararı alınmıştı. Türkiye’de okullar 22 Ocak 2021 tarihinde ara tatile girmiş, iki haftalık tatil üç haftaya çıkarılmıştır. 15 Şubat 2021 tarihi itibarıyla kademeli olarak yüz yüze eğitime geçme kararı alınmıştır.
1 Mart 2021 tarihinde “kontrollü normalleşme” kapsamında alınan kararlar doğrultusunda Türkiye genelindeki tüm okul öncesi eğitim kurumlarında, ilkokullarda, 8‘inci ve 12’nci sınıflarda yüz yüze eğitime geçilmiştir. Öte yandan, düşük ve orta riskli illerde, ek olarak ortaokullar ve liselerde de yüz yüze eğitime başlanma kararı alındı. Yüksek ve çok yüksek riskli illerde ise, genel uygulamanın dışında, sadece liselerdeki sınavların yüz yüze yapılacağı belirtilmiştir.
8 Mart 2021 itibarıyla güncellenen UNESCO verilerine göre:
• Tamamen açık 108 ülke arasında Avusturya, Belçika, Finlandiya, Fransa, İspanya, İsviçre, İzlanda, Japonya ve Romanya yer almaktadır.
• Kısmen açık 73 ülke arasında Azerbaycan, ABD, Birleşik Krallık, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Hollanda, İsveç, İsrail, İtalya, Kanada, Litvanya, Macaristan, Meksika, Mısır, Norveç, Polonya, Tayland ve Yunanistan yer almaktadır.
• COVID-19 nedeniyle okulları kapalı olan 26 ülke arasında Almanya, Irak, İrlanda, Portekiz, Suudi Arabistan ve Venezuela yer almaktadır. (TEDMEM, 2021)
Bu çalışmanın amacı 13.03.2020 tarihinden 16.03.2021 tarihine kadar olan bir yıllık pandemi sürecinde eğitim öğretim faaliyetlerini öğretmenlerin gözünden değerlendirmektir.
Araştırma kapsamında 638 öğretmene ulaşılmıştır. Öğretmenlere ulaşılırken tabakalı rastgele örnekleme yoluna gidilmiştir. Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (Türkiye İBBS) kullanılmıştır. İBBS’ye göre 12 bölgeyi temsilen İstanbul, Balıkesir, İzmir, Eskişehir, Ankara, Antalya, Nevşehir, Samsun, Rize, Erzincan, Malatya ve Gaziantep illeri belirlenmiştir. Hazırlanan anket ile çevrimiçi ortamda 18.01.2020 ve 16.03.2021 tarihleri arasında veri toplanmıştır. Milli Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim’e (2019/2020) Türkiye’de kamu ve özel öğretim kurumlarında ilkokul, ortaokul ve lisede toplam 1.061.468 öğretmen bulunmaktadır (MEB, 2020). Örneklemi hesaplamak için aşağıdaki formül kullanılmıştır (Büyüköztürk, Kılıç Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, 2011)
Araştırma sonuçlarının ortaya koyduğu gerçek, Eğitim yüz yüze sürdürülmeli, yüz yüze olmasının koşulları bakanlık tarafından sağlanmalıdır. Yüz yüze eğitimin güvenli ve sağlıklı ortamda sürdürülebilmesinin temel koşulu tüm eğitim çalışanlarının aşılanmasıdır.
• Öğretmenler haftalık ortalama 22 ders saati canlı ders yapmıştır. Öğretmenlerin bu dersler için haftalık ortalama hazırlık süreleri 6 saattir.
• Öğretmenlerin üçte ikiden fazlası pandemi sürecinde ders için yeni teknolojik araç satın almıştır.
• Öğretmenlerin %20’sinin evinde ders yapmak için uygun mekan bulunmamaktadır.
• Öğretmenlerin beşte dördünden fazlası (%81) ders kitaplarını uzaktan eğitime uygun bulmamaktadır.
• Öğretmenlerin beşte dördünden fazlası (%81) etkileşimli kitapların, basılı ve dijital materyallerin olmayışı/sınırlı oluşunun uzaktan eğitim sürecini olumsuz etkilediğini düşünmektedir.
• Öğretmenlerin büyük çoğunluğu (%87) uzaktan eğitimde kişisel bilgilerinin ve mahremiyetinin korunabilirliği konusunda endişeler yaşamaktadır.
• Öğretmenlerin beşte dördünden fazlası (%81) uzaktan eğitimde sınıf yönetiminin daha zor olduğunu düşünmektedir.
• Öğretmenlerin büyük çoğunluğu (%89) uzaktan eğitimde ödev kontrollerinde zorlandıklarını ifade etmiştir.
• Öğretmenlerin büyük çoğunluğu (%85) uzaktan eğitimde derslerin daha yorucu ve derse hazırlık sürecinin zaman alıcı olduğunu ifade etmiştir.
• Öğretmenlerin sadece %2’si öğrencilerin derse motive olma konusunda sorun
yaşamadığını ifade etmiştir.
• Öğretmenlerin sadece %3’ü öğrencilerin ders esnasında dikkatlerinin toplamakta
zorlanmadığını ifade etmiştir.
• Öğretmenlerin %69’u kaynaştırma öğrencilerinin uzaktan eğitim sürecinden yeterince yararlanamadığı görüşündedir.
• Öğretmenlerin yarıdan fazlası pandemi sürecinde ev içi sorumlulukları sebebiyle evden çalışmakta zorlanmıştır.
• Öğretmenlerin dörtte üçünün esnek çalışma saatleri özel hayatına düzensizlik getirmiştir.
• Öğretmenlerin büyük çoğunluğu (%89) çok fazla whatsapp grubunun olması ve çok fazla sayıda mesaj gönderilmesinin iş verimlerini düşürdüğü görüşündedir.
• Çok fazla ekran karşısında oldukları için öğretmelerin sadece %8’i sağlık sorunlarını az düzeyde yaşamıştır veya hiç yaşamamıştır. Fakat öğretmenlerin %92’si orta düzeyde ve oldukça fazla sağlık sorunları yaşamıştır.
• Öğretmenlerin sadece %32’si nitelikli bir ders için gerekli teknolojik araca/araçlara sahiptir.
• Öğretmenlerin sadece üçte biri nitelikli ders için teknolojik donanımını yeterli bulmaktadır.
• Öğretmenlerin %62’si öğretmen anne ve baba oldukları için teknolojik araca istedikleri zaman ulaşma konusunda sıkıntı yaşamıştır.
• Öğretmenlerin neredeyse tamamına yakını %98’i teknolojiye erişim farklılıkları sebebiyle uzaktan eğitimin, öğrenciler için fırsat eşitsizliğini daha da arttırdığı görüşündedir.
• Öğretmenlerin yaklaşık %40’ı MEB’in yeterli olanakları bulunmayan öğrencilere sağlamadığı teknolojik araçları kendince sağlamaya çalışmıştır.
• Öğretmenlerin neredeyse tamamına yakını %96’sı uzaktan eğitimde öğrenciyle göz teması kuramamanın zorluğunu hissetmiştir.
• Öğretmenlerin sadece %12’si pandemi sürecinde rehberlik uzmanları tarafından öğrencilerine yeterli psikolojik destek sağlandığı görüşündedir.
• Öğretmenlerin sadece %14’ü ailelerin uzaktan eğitim sürecinin oldukça önemsediği görüşündedir. Öğretmenlere göre ailelerin %40’ı uzaktan eğitim sürecini az düzeyde önemsemiştir.
• İlkokul, ortaokul, lise ve bilim sanat merkezlerinde görev yapan öğretmenlerin bilgilerine göre toplam derse katılan öğrenci oranı %56’dır.Öğrencilerin %44’ü derslere katılmamıştır. Bakanlık verilerine göre de 18 milyon öğrenciden 6 milyon
öğrenci yani öğrencilerin üçte biri çeşitli sebeplerle EBA sisteminden yararlanamamıştır.
• Öğretmenlerin büyük çoğunluğu %85’i sisteme devam-devamsızlık durumlarının işlenmemesinin öğrencilerin derse katılımını azalttığı görüşündedir.
• Öğretmenlerin %35’i yüz yüze eğitimde olduğu gibi uzaktan eğitimde de öğrenci performansının notla değerlendirilmesi gerektiğini düşünmektedir.
• Öğretmenlerin sadece %8’i EBA TV’deki içerikleri yeterli bulmaktadır.
• Öğretmenlerin sadece %4’ü kendisinin ve öğrencilerinin EBA platformunda ders esnasında teknolojik aksaklık yaşamadığını belirtmiştir.
• Öğretmenlerin %7’si pandemi süresince istekleri dışında, öğretmenlik mesleği haricinde filyasyon, denetim vb. görevler almıştır.
Yukarıdaki görüşler değerlendirildiğinde pandemi sürecinin eğitim yükünü hem maddi hem manevi hem fiziksel hem de psikolojik olarak öğretmenler üstlenmiştir. Bu süreç de eğitimde fırsat eşitsizliği daha da arttığından alt sosyoekonomik düzeydeki öğrenciler ise en ağır bedeli ödemiştir.
PDF'e Ulaşmak İçin Tıklayınız