Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Ermeniler, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla, 1991'in son günlerinde ablukaya aldıkları, bölgenin tek havaalanına sahip , stratejik önem taşıyan Hocalı'yı ele geçirmek için harekete geçti. Aylar süren saldırılarını 1992'nin 25 Şubat'ında yoğunlaştıran Ermeniler, gece, üç koldan saldırdı. Ermeni askerlerinin gece karanlığında yaptığı katliam, 26 Şubat'ın ilk ışıklarıyla insanlık tarihine kara bir leke olarak yazıldı. Sivillerin toplu şekilde öldürülmesi, insanların derilerinin soyulması, kafalarının kesilmesi, hamile kadınların süngülenmesi, cesetlerin tanınmaz hale getirilmesi, hunharca eylemler, o dönemde çekilen görüntüler ve katliamdan sağ kurtulanların anlattıkları tarihe kanlı harflerle yazıldı. Sovyet Rus ordusunun o zaman Hankendi'nde bulunan 366. motorize alayının Hocalı Katliamı'nda Ermeni güçlere yardımcı olduğu belirtiliyor. Ermenilerin, 366. alayın bütün araçlarını kullanarak kenti top ve tank ateşine tuttuğu, Hocalı'ya saldırıda Rus askerlerinin de yer aldığı öne sürülüyor. Azerbaycan Askeri Savcılığı'nın verilerine göre, 366. motorize alayının 18 subay ve askeri katliamda bizzat yer aldı.
Dönemin Ermenistan Savunma Bakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın İngiliz gazeteci Thomas de Waal'a verdiği bir röportajda, "Hocalı'dan önce Azerbaycanlılar, Ermenilerin sivillere dokunmayacağını düşünüyordu. Biz bu algıyı kırdık." şeklindeki sözleri, Ermeni yönetimimin katliamı bilinçli şekilde gerçekleştirdiğinin itirafıydı. Azerbaycan, Hocalı'da yaşananları, 1949 Cenevre Sözleşmesi'nin, Birleşmiş Milletler'in (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi çok sayıda sözleşmenin ihlâli olarak görüyor ve uluslararası kamuoyundan suçluların cezalandırılmasını talep ediyor. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı'nın konuya ilişkin son bildirisinde, "Hocalı Soykırımı, dünya kamuoyunda yasal değerlendirmesini bulmalı... Uluslararası kamuoyunu Ermenistan'ın çocuk, kadın ve yaşlılar da dahil sivillere karşı işlediği insanlık suçunu kınama ve Hocalı Soykırımı'nı tanıma çağrısında bulunuyoruz" ifadeleri yer aldı.
BUGÜNE KADAR 15 ÜLKENİN PARLAMENTOSU VE ABD'NİN 16 EYALETİNİN MECLİSİ HOCALI'DA YAŞANANLARI KINAYAN VE SOYKIRIM OLARAK GÖREN KARALARI KABUL ETTİ.
... Ermeni güçlerinin 1991'in sonlarına doğru ablukaya aldığı Hocalı, 936 kilometrekarelik alana sahip, 2 bin 605 ailenin, toplam 11 bin 356 kişinin yaşadığı bir kasabaydı. Aralık 1991'de Karabağ'ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini işgal eden Ermenilerin bir sonraki hedefi Hocalı oldu. Hocalı'nın etrafındaki bütün köy ve yolları işgal eden Ermeniler, kasabanın diğer illerle karayolu bağlantısını kesti. Hocalı'nın diğer bölgelerle tek bağlantısı olan helikopter ulaşımı, 28 Ocak 1992'de Şuşa Ağdam seferini yapan helikopterin Ermeniler tarafından vurulmasıyla ortadan kalktı. Bu olayda çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 44 sivil hayatını kaybetti. 1992'de Ocak ayının başlarından itibaren elektrik verilmeyen Hocalı'nın savunması sadece hafif silahlara sahip yerel savunma güçleri ve az sayıdaki millî ordu askerinden ibaretti. 25 Şubat 1992'den itibaren Hocalı'ya üç koldan saldırıya başlayan Ermeniler, 366. motorize alayının bütün araçlarını kullanarak şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tuttu. Saldırıdan bir gün sonra ise hafızlardan yıllarca silinmeyecek "Hocalı Katliamı" yapıldı. Resmî verilere göre, Hocalı Katliamı'nda savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk olmak üzere 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtuldu; Ermeni güçleri, bin 275 kişiyi esir aldı; bunların 150'sinden bugüne kadar haber alınamadı.