Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer Sultanahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni'ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan törende "Yüz yüze eğitimi devam ettirmekte kararlıyız. Salgının yarattığı sıkıntılara rağmen eğitimi ülke çapında aksatmayan birkaç devletten biri olduk. Aşılamada toplam doz sayısı 100 milyon sınırına doğru gidiyor." açıklamasını yaparak "Millî Eğitim Bakanlığında kurduğumuz dijital altyapı ile okullarımızdaki süreçleri, hastalığın seyrini yakından izliyoruz, izleyeceğiz. 2021-2022 eğitim öğretim yılının öğrencilerimize, velilerimize, eğitim camiamıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Sultanahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde düzenlenen "2021-2022 Eğitim ve Öğretim Yılı Açılış Töreni"ne katımlarıyla yeni eğitim öğretim döneminde yüz yüze eğitime geçildi.
Açılış programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni eğitim öğretim yılının öğrencilere, öğretmenlere, velilere, eğitim camiasına ve ülkeye hayırlı olmasını diledi.
Yeni eğitim öğretim yılının açılış törenini Türkiye'nin en köklü, kendi alanında en yetkin okullarından birisi olan Sultanahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Islah-ı Sanayi Mektebi adıyla 4 Eylül 1868'de hizmet vermeye başlayan lise, o tarihten bu yana ülkemizin teknik eğitim alanında önemli bir ihtiyacını karşılamıştır. Kökleri çok daha eksiye uzanan okulumuz Türkiye'ye farklı alanlarda hizmet etmiş, pek çok güzide ismin yetişmesine de vesile olmuştur. Güreş ve tekvando başta olmak üzere spordaki başarılarıyla da göğsümüzü kabartan lisemizin öğrencilerini kutluyor, emek veren tüm eğitimcilerimize teşekkür ediyorum. Şu an okulumuzda eğitim gören evlatlarımızın büyüklerinden devraldıkları gurur tablosuna yeni yıldızlar ekleyeceklerine inanıyorum." diye konuştu.
"Başarı tesadüften öte, uzun bir mücadelenin meyvesidir"
Önemli gördüğü bir hususu vurgulamak istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Hangi alanda olursa olsun başarı tesadüften öte; disiplin, azim ve fedakârlıklarla dolu uzun bir mücadelenin meyvesidir. Her başarılı eğitim kurumunun gerisinde çalışkan öğrencilerle beraber, mesleğine aşık eğitimcilerin imzası vardır. Her biri ayrı değer olan öğretmenlerimizin evlatlarımızın eğitimi için harcadığı emek olmazsa elbette bu başarıların hiç biri yakalanamazdı. Evlatlarımızı yetiştiren, milletimize ve insanlığa faydalı bir fert olmalarına katkı sağlayan öğretmenlerimizin hakkını asla ödeyemeyiz.
Türkiye Cumhurbaşkanı olarak siz öğretmenlerimizin şahsında eğitim öğretim camiamızın tüm mensuplarına hizmetleri ve engin sabırları için ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle Necmettin Yılmaz ve Aybüke Yalçın gibi daha ömürlerinin baharındayken bölücü terör örgütü tarafından alçakça katledilen şehit öğretmenlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Üzerimde hakkı olan kendi öğretmenlerimi de bir kez daha saygıyla anıyor, darül bekaya uğurladıklarımıza Rabb'imden rahmet niyaz ediyorum. Biz onlarla var olduk, onların emekleriyle hayatı çok çok farklı şekilde yaşamaya başladık."
İlk defa bu eğitim sezonunda okulla tanışmanın heyecanını yaşayan öğrencilere de başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni eğitim ve öğretim yılının Türkiye'nin hemen her alanda gerçekleştirdiği büyük atılıma, tarihi değişime ivme kazandıracağını, ülkenin ve milletin önünde yeni ufuklar açacağını dile getirdi.
"Salgın, hayattaki her şey gibi eğitimi de olumsuz etkiledi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki sene başlayan ve son 1,5 yıldır tüm dünyayı derinden sarsan koronavirüs salgının hayattaki her şey gibi eğitimi de olumsuz etkilediğini ifade ederek şunları söyledi: "Salgını kontrol altına almak için hemen her ülke sokağa çıkma yasağı dâhil çok sert tedbirlere başvurdu. Türkiye olarak biz de virüsün öldürücü etkisinin yüksekliği sebebiyle geçtiğimiz dönemde ihtiyatlı davranmak zorunda kaldık. Öğretmenlerimizin, evlatlarımızın ve ailelerinin sağlığını tehlikeye atmamak için azami hassasiyet gösterdik. Bilim Kurulumuzun tavsiyeleri doğrultusunda salgının seyrine göre kimi zaman okullarımızı açarak ancak daha çok EBA üzerinden gerçekleştirdiğimiz uzaktan eğitim ile bu dönemi geride bıraktık."
Erdoğan, salgının yol açtığı sıkıntılara rağmen Türkiye'nin eğitim faaliyetlerini ülke çapında kesintisiz sürdürebilen birkaç devletten biri olduğunu vurguladı.
Devletin tüm imkânlarını seferber ederek salgının yoğun seyrettiği dönemlerde çocukların eğitimden kopmamalarını sağladıklarını vurgulayan Erdoğan, bu kapsamda 2 milyon tablet bilgisayarı öğrencilere ulaştırdıklarını, yine bu dönemde "eğitim bilişim ağı" denen, kısa adıyla "EBA" televizyon ve internet platformlarıyla da uzaktan eğitimi başarıyla yürüttüklerini anlattı.
TRT EBA İlkokul, TRT EBA Ortaokul ve TRT EBA Lise kanallarından eğitimin devamını sağladıklarını aktaran Erdoğan, uzaktan eğitimde çocukların kendi öğretmenleriyle aynı sınıftaymış gibi ders yapabilmeleri için EBA canlı derslerini devreye aldıklarını, Türkiye'deki tüm cep telefonu abonelerine aylık 8 GB'a kadar EBA'ya ücretsiz erişim sağladıklarını dile getirdi.
Bir taraftan bu adımları atarken diğer yandan yüz yüze eğitimin ikamesinin olmayacağı gerçeğinden hareketle yeni eğitim öğretim yılı için hazırlıkları devam ettirdiklerine işaret eden Erdoğan, "Özellikle aşının etkinliğine dair bilimsel verilerin açıklanması, yüz yüze eğitim konusunda bizi daha çok cesaretlendirdi. Hazırlık sürecinde bilim insanlarımızın yanı sıra eğitimin tüm paydaşlarının fikrine başvurduk. Millî Eğitim Bakanlığımız ve Sağlık Bakanlığımız, okullarda alınması gereken önlemleri, yapılması gerekenleri birlikte belirledi. Hijyen, temizlik malzemeleri ve maske tedarikini sağlayarak velilerimizin çocuklarını güvenle okula gönderebileceği bir altyapıyı sağladık. Yine bu süreçte farklı kaynaklardan aşı teminine önem ve öncelik veren vatandaşlarına yaygın, aşı imkânı sağlayan ülkelerin ilk sıralarında yer aldık." diye konuştu.
"Yüz yüze eğitimi devam ettirmekte kararlıyız"
"Gönüllülük esasıyla devam ettirdiğimiz aşılama çalışmalarında uygulanan toplam doz sayımız 100 milyon sınırına doğru gidiyor." bilgisini veren Erdoğan, şöyle devam etti: "İsteyen her vatandaşımız ücretsiz, hızlı ve sıkıntısız bir şekilde aşıya ulaşabilmektedir. Hâlen birçok ülkenin kitlesel aşılamada ciddi sorunlarla karşılaştığını göz önüne aldığımızda bu tablo ülkemiz adına gerçekten önemli bir başarıdır. Millî Eğitim Bakanlığında kurduğumuz dijital altyapı ile okullarımızdaki süreçleri, hastalığın seyrini yakından izliyoruz ve izleyeceğiz. Yüz yüze eğitimi devam ettirmekte kararlıyız. Tüm velilerimizin ve çocuklarımızın özellikle müsterih olmasını istiyorum. Bu vesileyle bir kez daha sırası gelmiş tüm vatandaşlarımı en başta da eğitim camiamızı ve velilerimizi aşılarını olmaya davet ediyorum. Devlet olarak bu hususta asla zorlayıcı yollara başvurmak istemiyoruz. Ancak salgına karşı en etkili koruyucu silahımız olan aşı imkânını da değerlendirmemiz şarttır. Aşıyla ilgili özellikle sosyal medya mecralarından yayılan bilgi kirliliğine vatandaşlarımız itibar etmesin. Salgının yayılmasını engellemek öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, velilerimiz başta olmak üzere hepimizin önlemlere uymasına bağlıdır. Çocuklarımızı çok özledikleri okullardan mahrum bırakma lüksümüzün olmadığı bilinciyle hareket etmemiz şarttır. Tedbirlere riayet konusunda herkesin gereken hassasiyeti göstereceğine inanıyorum."
Millî Eğitim bütçesi 2021 yılında 147 milyar liraya yükseldi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün uzun bir aranın ardından yeniden okullarına kavuşan çocukların Türkiye'nin geleceği olduğunu belirterek ülkenin başarılı bilim insanlarının, siyasetçilerinin, sanatçılarının, iş adamlarının, sporcularının, öğretmenlerinin, askerlerinin, doktorlarının, mühendislerinin yüreği kıpır kıpır atan bu gençlerin arasından çıkacağını söyledi.
Cumhuriyetin 100. yılına dair büyük idealleri ve hedefleri olan Türkiye'nin insan kaynağının yetiştiği fidanlığın bu okullar olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları belirtti: "Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine ancak kaliteli, özgün, en modern teknolojiyle donanmış bir eğitim öğretim sistemiyle taşıyabiliriz. Bunun için eğitimi harcadığımız her bir kuruşu, ülkemizin geleceğine yapılmış en önemli yatırım olarak değerlendiriyoruz. Göreve geldiğimiz 2002 yılından beri eğitimi daima en öncelikli meselemiz olarak gördük. 2002 yılında millî eğitim bütçesi -gençler buna özellikle dikkatinizi istiyorum- sadece 7,5 milyar lirayken 2021 yılında bu rakam 147 milyar liraya yükselmiştir. Nereden nereye... Yükseköğretimi de dâhil ettiğimizde eğitim bütçemiz 211 milyar lirayı aşıyor. Anne, babalar okullar açılınca ders kitabı peşinde koşmasın diye okul kitaplarını ücretsiz dağıtıyoruz. Bakın biz, teksir kağıtlarıyla hazırlanmış kitaplardan okumayı... Onlar da tabii o teksir makinesinin mürekkepleriyle maalesef rezil hâle gelirdi. Abilerimizden onları isterdik, vermezlerdi parayla. Vermezlerdi. Biz bunları yaşadığımız için dedik ki 'Yeni nesil aynı durumu yaşamasın.' Ve kuşe kağıtla kitaplarınızı hazırladık ve masaların üzerine, sıraların üzerine bunları koyduk. Ülkemiz genelindeki derslik sayısı neydi? 343 bin. Bunu nereye çıkardık? 601 bine taşıdık. Neden? Sınıflarımız hem kalabalık olmasın, sınıflarımızdaki öğrenci sayısı da ciddi manada azalsın. 2002 yılından bugüne kadar toplam 700 bin öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Öğretmen noktasında açığımız kalmasın. Bunu istedik. Cuma günü yaptığımız 20 bin öğretmen atamasıyla eğitim ordumuzu daha da güçlendirdik. Eskiden boş geçen dersler ya da farklı branş öğretmenlerinin girdiği dersler varken hamdolsun artık bu tür sorunlar ortadan kalkmıştır."
Millî Eğitim Bakanı Özer: "Yüz yüze eğitimi sürdürmek istiyoruz. Bundan vazgeçemeyiz"
Millî Eğitim Bakanı Özer, 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Programı'nda konuştu.
Yeni eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını temenni eden Bakan Özer, açılış programında aileden sonra çocukların eğitimi için en önemli kurumun okul olduğunu, okulun sadece bir eğitim öğretim ortamı değil, aynı zamanda çocuklara yeni ufuklar açan ve dış dünyayı tanımalarını sağlayan mekân olduğunu söyledi.
Okulların, akademik beceriler dışında çocuklara sosyal, duygusal, bilişsel, fiziksel ve kültürel beceriler de kazandırdığını dile getiren Özer, "Okullar çocuklarımızın öğretmenleriyle bağ kurmalarını, arkadaşları ile sosyalleşmelerini sağlayarak güven duygularını pekiştirir. Bu bağlamda eğitim ve öğretimin okul çatısı altında, sınıf ortamında sürdürülmesi öğrencilerimizin geleceği için elzemdir." ifadelerini kullandı.
Özer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin güvenli aşıları temin konusunda hızlı davrandığını ve aşıları uygulayan ilk ülkelerden biri olduğunu ifade ederek "Türkiye, yaygın sağlık ağı sayesinde risk gruplarını belirlemiş ve aşıları kademe kademe toplumun tüm katmanlarına yaymıştır. Türkiye, öğretmenleri aşılamada öncelikli gruplardan biri olarak tanımlayan az sayıdaki ülkeden biridir. Öğretmenlere verilen önemden dolayı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a bir kez daha huzurlarınızda şükranlarımı arz ediyorum. Türkiye'de gelinen nokta itibarıyla öğretmenlerin yaklaşık yüzde 90'ı en az bir doz aşı olmuş veya hastalığı atlatarak doğal yoldan bağışıklık kazanmıştır. Aşı sayesinde Türkiye adım adım toplumsal bağışıklığı kazanmaya doğru gitmektedir." diye konuştu.
Okulların açık kalmasının çocukların sadece akademik becerilerini geliştirmeleri için değil; onların sosyal, duygusal ve psikolojik gelişimleri açısından oldukça faydalı olduğunu dile getiren Özer, okulların kapalı kalmasının ise çocukları olumsuz etkilediğini söyledi.
"Çocuklarımızın sağlıklı ve dengeli bir şekilde yetişmeleri ve böylece toplumda yer edinebilmeleri için bugünden atacağımız adımlar oldukça önemlidir. Bu bağlamda okulların ilk açılan ve en son kapatılan mekânlar olarak gören bir anlayışla yüz yüze eğitimi sürdürmek istiyoruz. Bundan vazgeçemeyiz." diyen Özer, öğretmenlere de şöyle seslendi: "Çocuklarımız sizleri çok özlediler. Çocuklarımız arkadaşlarını çok özlediler. Çocuklarımız sizlerden bir şeyler öğrenmeyi çok özlediler. Dolayısıyla okullarımızın açık kalmaya devam etmesi için hepimiz aşı olmalı ve böylece çocuklarımızın eğitimlerini sürdürmesine katkı vermeliyiz. Sizler aşı olarak da çocuklarımıza ve topluma örnek olmalısınız. Çocuklarımızın geleceği için hepimiz büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Okulları açmak, sadece biz yöneticilerin veya hükümetin sorumluluğu değildir. Tüm toplum bu sorumluluğu üstlenmelidir. Toplum olarak çocuklarımızı korumak, onlara iyi bir eğitim ve öğretim ortamı sağlamak zorundayız. Bunun için veli, servis şoförü, öğretmen ve müdürden güvenlik görevlisine kadar toplum olarak hepimize görevler düşmektedir. Sadece kendimizi korumak için değil, tüm çocuklarımızı korumak ve geleceklerini riske atmamak için yalnızca okullarda tedbirlere uymamız yeterli değildir. Okul dışındaki diğer ortamlarda da tedbirlere harfiyen uymak zorundayız."
Türkiye'nin aldığı tedbirlerle Covid-19 salgınını en az hasarla atlatabilecek bir kapasiteye sahip olduğunu belirten Bakan Özer, "Bizim hiçbir çocuğu kaybetme lüksümüz yoktur. Okula bırakılan her bir çocuk ailelerinden bize bir emanettir. Her bir çocuğumuzun güvenliği ve sağlığı bizim için oldukça önemlidir. Sizler de çocuklarımızı korumak ve eğitimlerine sağlıklı bir şekilde devam edebilmelerini sağlamak için lütfen aşılarınızı olunuz. Türkiye'nin geleceğinin bugününden daha da parlak olması için en nitelikli eğitimi tüm çocuklarımıza sağlamaya devam edeceğiz. Çocuklarımızın akademik olarak diğer ülkelerdeki akranlarından geri kalmamalarını sağlayacağız. Çocuklarımızın sosyal ve psikolojik yönlerden gelişimlerini destekleyeceğiz. Çocuklarımızın iyi insanlar, ahlaklı bireyler olarak yetişmeleri için onlara örnek olacağız." değerlendirmesini yaptı.
Konuşmaların tamamlanmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, öğrencilerle birlikte yeni eğitim öğretim yılı zilini çaldı.