Bilinçlenmenin Farkı Ne midir? Koronavirüsünü Yenen Ülke; Güney Kore

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Korona salgınında bilinçli olmanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan tek ülke Güney Kore diyebiliriz. Güney Kore Çin'in burnunun dibinde olmasına rağmen, korona salgınıdan en az etkilenen ülke oldu. 

Nasıl mı? Olaya ilk andan itibaren bilinçli bir şekilde yaklaştığı için. Yazıyı okuyun ve bilinçli olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlayın

Güney Kore...
Çin'in burnunun dibindeydi.
Virüse ilk maruz kalan ülkelerden biriydi.
2015 yılında tüm dünyada Ortadoğu kökenli Mers salgını olmuştu.
Güney Kore'de 38 kişi ölmüştü.
O salgından ders aldılar, “ulusal virüs salgını stratejisi” geliştirdiler.
Çin virüsü patlak verince, düğmeye bastılar.

Bismillah ilk iş… Ülkenin en büyük dört ilaç şirketine derhal lisans verdiler, derhal para verdiler, test kiti ürettirmeye başladılar.
Haftada 140 bin test kiti üretmeye başladılar.
Her gün 20 bin kişiye test yapmaya başladılar.
Testler ÜCRETSİZ!
Vatandaşlarından bir kuruş bile almadılar.
Şu ana kadar, Türkiye'yi zaten boşverdik, Japonya'nın 40 misli, ABD'nin 120 misli fazla test yaptılar.

Sırf bu virüs testleri için 24 saat aralıksız çalışan 96 tane dev laboratuvar kurdular.
Sadece şehir şehir değil, yoğun bulaşma görülen semtlere bile mobil laboratuvarlar kurdular, milletin gelmesini beklemediler, milletin ayağına götürdüler, 100 kadar mobil laboratuvarla, mahalle mahalle, apartman apartman test yaptılar.
Yol kenarlarına test istasyonları kurdular, otomobilinden bile inmeden, direksiyondayken teste tabi tuttular, insanlar gaza basıp gitti, ertesi gün telefonla arayıp, testin sonucu bildirdiler.
Yaşlıların evine gittiler, evlerinde test yaptılar.

Her pozitif çıkanı, kendi evinde izole ettiler, sokağa çıkmasını engelleyip, kendi evinde karantinaya aldılar.
Tek tek 24 saat takip ettiler, sadece durumu ağırlaşanları hastaneye aldılar, böylece hastanelerde yığılmayı önlediler.

Vatandaşın inisiyatifine bırakmadılar, emniyette özel virüs birimi kurdular, yurtdışından gelenleri 14 gün boyunca kredi kartlarından takip ettiler, bu 14 gün boyunca nerelere gittiklerini, oralarda başkasına virüs bulaştırıp bulaştırmadıklarını kontrol ettiler.

Vatandaşın maske peşinde, dezenfektan peşinde koşmasına gerek kalmadı, çünkü, maskeyi dezenfektanı bizzat devlet sağladı.
2015'ten beri hazırlık yaptıkları için, vatandaşın maskeye dezenfektana ihtiyacı olacağını biliyorlardı.
Devletin ücretsiz dağıttığı maskeyi dezenfektanı toplayıp stoklayanlara, 42 bin dolar para cezası verdiler, iki yıl hapisle yargıladılar.

İlk virüslü hastayı yakaladıkları anda, derhal okulları kapattılar.
Peyderpey değil, tam 136 ülkeyle uçak seferlerini şak diye durdurdular.
Yurtdışından deniz ulaşımını kestiler.
Vizeleri askıya aldılar, ülkeye giriş çıkışı tamamen yasakladılar.

Şeffaf davrandılar, virüs tespit edilen şehirleri derhal açıkladılar, hatta semt semt rakamları açıkladılar, bölgedeki vatandaşlarının daha dikkatli olmalarını sağladılar.

Virüs tespit edilen her vatandaşın cep telefonuna GPS benzeri bir program yükleyip, kimliklerini açıklamadan, sadece “nokta” olarak işaretleyerek, canlı haritayla yayınlamaya başladılar.
Herkes bu canlı haritayı cep telefonuna indirdi, böylece herkes, bulunduğu ortamda virüslü kimse olup olmadığını görebildi.

Netice?

Virüsün dünyadaki öldürme ortalaması yüzde 3.4…
Çin'deki oran yüzde 3.8
İtalya'daki oran yüzde 6.3
Güney Kore'de ise yüzde 1'in altında!
Yüzde 0.7…
Alıntıdır

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber