Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Çanakkale Savaşında Öğretmenler ve Öğretmen Adayları
Öğretmenlerin Silah Altına Alınması
Öğrencilerin silah altına alınması eğitim ve öğretimin işleyişinde fazla bir sıkıntı meydana getirmemiştir. Asıl sıkıntı ise öğretmenlerin henüz seferberliğin başlangıcında silah altına alınmaya başlanması ile ortaya çıkmıştır. Maarif Vekâleti müfettişlerinin teftiş raporlarından anlaşıldığı üzere, ilkokullardan bazıları öğretmenlerinin silah altına alınması ile kapanmak zorunda kalırken bir kısmı da birleşerek eğitim faaliyetlerine mevcut öğretmenler ile devam etmek durumunda kalmıştır. Çarşamba Sancağı’ndaki Köprü Paşa İptidâisi’nin öğretmeni ile Ünye kazasındaki bazı iptidâilerin muallimlerinin silah altına alınması, okullarda eğitimi etkilemiştir .
Başkentte de durum bundan farklı olmamış hemen hemen bütün okullarda aynı sıkıntılar yaşanmıştır. Kabataş Sulânîsi’nin 6 Teşrinsani 1330 [19 Kasım 1914] tarihindeki teftişinde Beden Eğitimi, Hesap ve Cebir öğretmenleri ile iptidaiye kısmındaki beş muallimden ikisinin silah altında olduğu ve tayin edilmesi gereken iki muîdin tayininin yapılamamasının eğitimin düzenli bir şekilde yapılmasına engel olduğu teftiş raporlarından anlaşılmaktadır .
10 Teşrinisâni 1330 [23 Kasım 1914] tarihli diğer bir belgede ise, Kurban Bayramı’ndan sonra, muallimlerinden üçünün silah altına alınması ve mevcut olan bir muallimle de eğitimin muntazam yapılamaması nedeniyle Maarif Nezâreti’ne şifahen bildirilmek sureti ile Gelenbevî Mekteb-i Sultânîsi’nin iptidai kısmının kapatıldığı anlaşılmaktadır .
Seferberliğin ilânı ile silah altına alınan muallimlerin boşluğu, vekillerle doldurulmaya çalışılmış, Harbiye Mektebi’nde ihtiyat zâbitliği eğitiminde olan bazı muallimlerin, özel izinle mekteplerindeki vazifelerine devam etmeleri sağlanmıştır . Diğer taraftan mekteb-i sultânîlerde birçok ders, muallimlerinin silah altında olması nedeniyle boş geçmiştir. 6 Teşrinisani 1330 [19 Kasım 1914] tarihli belgede Kabataş Sultânîsi’nde Terbiye-yi Bedeniye hocasının Harbiye Mektebi’nde eğitimde bulunması ve henüz yerine bir vekil tayin edilememiş olduğundan dersin boş geçtiği anlaşılmaktadır . Gelenbevi Mekteb-i Sultânîsi’nin 14 mualliminden 7’si silah altında olup, birisinin de Selanik’te olmasından dolayı derslerin büyük bir kısmı boş geçmektedir. Zira 6 muallimle bütün derslerin muntazaman götürülmesi mümkün değildir . Davutpaşa Mekteb-i Sultânîsi’nin 20 mualliminden 3’ü silah altına alınmış, 4’ü ise bedel-i nakdî vermek sureti ile görevine devam edebilmiştir .
Çanakkale Savaşları’nın ilk günlerinde Samsun’dan gelen telgraflardan Samsun Mekteb-i Sultânîsi’nin ulûm-u diniye (Dini ilimler) ve tabiiye (Fen ilimleri) Resim ve Riyaziye (Matematik) muallimlerinin ve bir kısım iptidâi muallim-i evvel ile muîdlerinin silah altında olması ve Tarih, Coğrafya Fransızca, Almanca ve Arapça muallimleri ile muallim-i sânilerinin olmadığı ve vekil bulmakta sıkıntı çekildiği anlaşılmaktadır . Vekil bulmaktaki sıkıntılardan biri de verilen maaşın az olmasıdır .
Eğitim-öğretim faaliyetlerinde bu tarihlerden sonra öğretmen sıkıntısı giderek artmıştır. Başta İstanbul mektepleri olmak üzere memleketin birçok yerinden Maarif Nezâreti’ne öğretmen eksikliğini bildiren telgraf ve yazılar gönderilmeye devam etmiştir. Bu eksikliklerin tamamının vekillerle de giderilmesi mümkün değildi. Zira vekil olarak çalıştırılabilecek insanların da birçoğu silah altına alınmıştı.
Münim Mustafa’nın “İstanbul’daki arkadaşlarımıza tesadüf ediyor ve kucaklaşıyorduk. Avukatıyla, edîbiyle, mühendisiyle, muallimiyle, adliyecisiyle harp cephesi âdeta bir üniversiteliler merkezi hâline gelmişti.” ifadesinde de anlaşılacağı üzere Türk milletinin okumuş kesimi Çanakkale’de vatanın muhafazası için cephede buluşmuşlardı .
Bununla beraber cephenin bir üniversiteliler merkezi olmasına rağmen zâbit ihtiyacının devamlı artması üzerine, 1915 yılının yazında Dârulmuallimîn’den mezun olan muallim adayı 25 genç, Haziran imtihanlarını vererek muallim olmalarına rağmen mesleklerini icra edecek vakit bile bulamadan 12 gün sonra silah altına alınmışlardır. Zira bu sene vatanlarını ilimleri ile yükseltmek yerine silahları ile müdâfaa edecek bu gençler Tasvîr-i Efkâr’ın ifadesi ile ‘bugün orduda zabitlik, yarın memleketin genç evlatlarına mürebbiyelik’ yapacaklardır .
Medrese Sadıra Defteri’ndeki Kısm-ı Âli Müdir-i Umumisi Hakkı Efendi silah altına davet edilmiş, 4 Mart 1331’de görevinden ayrılmıştır . Yine silah altında bulunan 3. Sınıf 1. Şube İlm-i Nahiv müderrisi Ahmet Asım Efendi’nin, 4. Sınıf 3. Şube Hadis müderrisi Mehmet Salih Efendi’nin, Fatih ders-i âmlarından Mehmet Efendi’nin yerlerine vekaleten başka müderrisler atanmıştır . Yine Kısm-ı sani 5. Sınıf 1. Şube Müdürü Ekif Efendi’nin ve Kısm-ı evvel 1. Sınıf 3. Şube müdürü Erikli Mehmet Efendi’nin askere alınması üzerine yerlerine vekiller tayin edilmiştir .
Yukarıda da belirtildiği gibi sadece mekteplerdeki mualimler askere gitmemiş, medreselerdeki eğitim kadrosu da silah altına alınmıştır. Medreselerde de aynı sıkıntılar baş göstermiş, bir çok ders boş geçmiştir. Silah altına alınan müderrislerin yerine vekil bulmakta zaman zaman sıkıntı çekilmiştir.
Öğretmen Adaylarının Silah Altına Alınması
Meşrutiyet ve Kurtuluş Savaşı yıllarında (1908-1922), öğretmen yetiştirmeye önem verilmiştir. Ülkenin kurtuluşunun bir eğitim ordusu ile olunacağı anlaşıldığı için bu yüzden Balkan Savaşı’na ve Çanakkale Savaşı’na öğretmen okulu öğrencileri alınmamıştır. Ancak kaynaklar incelendiğinde bu kaidenin dışına çıkabilmiş bir öğretmen lisesinin var olduğunu görüyoruz, Çapa Öğretmen Okulu. 16 Mart 1848’de padişah Abdülmecid’in iradesiyle kurulmuştur. Ahmet Cevdet Paşa’nın öncülüğünde Osmanlı Devleti’nin ilk Darülmuallimin okulu (Erkek Öğretmen Okulu) olarak açılan Çapa Öğretmen Okulu’nun öğrencilerinin bir çoğu Çanakkale Savaşlarına hocalarıyla birlikte katılmış ve şehit olmuşlardır. Bu durum Çanakkale Savaşlarının sürdüğü sırada savaşa gönüllü katılımların hayli fazla olduğunu ve hatta bu konuda bazı okulların devletin çıkarmış olduğu kanun ve yönetmelikleri dahi hiçe sayarak devletin bağımsızlığı için savaşa katılmış olduklarının kanıtıdır. Çapa Öğretmen Lisesi’nin Çanakkale’ye katılması vatan toprağının korunmasının her şeyin üzerinde tutulduğunu gösteren manidar bir örnektir.
Kaynaklar:
BOA, MF. HTF, 2/51-2.
BOA, MF. HTF, 2/51-6.
“Birinci teftişât Terbiye-yi Bedeniye hocasının Harbiye’de tâlimde bulunduğundan yerine henüz bir vekil tayin edilmediğinden dersin açık kaldığı… Hesab ve Cebir mualliminin de silah altına alındığı… Yine mezkur mektebin ibtidâi kısmında şu an üç muallimin mevcut olduğu, diğer ikisinin silah altında olduğu… İki muallimin yokluğudan ve henüz tayin edilmesi gereken iki muîdin yoklundan dolayı “tedrisat-ı iptidâiye muntazaman icra edilemiyor” 6 Teşrinisani 1330, BOA, MF. HTF, 2/2-1.
“… Bu sene yalnız dört sınıfı ve 184 talebeyi hâvi olan ibtidâi kısmı, Kurban Bayramı’na kadar açılıp, muallimlerinden taht-ı silaha alınmayan yalnız bir efendi ile ifâ-yı tedrisât ve inzibâtın gayr-i kabil olduğu Nezâreti Celileri Tedrisat-ı Taliye İdare-i Aliyyesi’ne şifâhen bildirilerek işbu kısmın kapatıldığı..” BOA, MF. HTF, 2/5- 1.
BOA, MF. HTF, 2/5- 1.
BOA, MF. HTF, 2/2- 1.
“Hesab ve Cebir Muallimi: Kemal Bey yeni kadrosu mevcud olup İhtiyat Zâbiti mektebindedir.
Kimya Muallimi: Avni Bey İhtiyat Zâbiti Mektebi’ndedir.
Malumat-ı Tabiiye Muallimi: Fuad Bey Gümüşsuyu Askeri Hastanesi’ne tayin edilmiştir.
Riyaziye Muallimi Süleyman Sırrı Efendi İhtiyat Zâbiti Mektebi’ndedir.
Terbiye-i Bedeniyye Muallimi İsmail Hakkı Bey İhtiyat Zâbiti Mektebi’ndedir.
Kısm-ı evvel muallimi evvelî İsmail Efendi İhtiyat Zâbiti Mektebi’ndedir.
Kısm-ı evvel muallimi sanisî Rasim Bey İhtiyat Zâbiti Mektebi’ndedir.
14 Eylül 1330” BOA, MF. İMF, 42/84-2.
BOA, MF. İMF, 42/89-1.
BOA, MF. TLY, 447/20-4; BOA, MF. TLY, 447/20-3.
BOA, MF. HTF, 2/5-1.
Münim Mustafa, s. 60.
İlim Ordusun Cenk Efrâdı”, Tasvîr-i Efkâr, 25 Haziran 1331 [5 Temmuz 1915].
MDA, Medrese Sâdıra 2107, 19 Mart 1331 [1 Nisan 1915].
MDA, Meclis-i MEsalih-i Talebeye Mahsus Müsvedde Varakaları, 2068.
MDA, Meclis-i MEsalih-i Talebeye Mahsus Müsvedde Varakaları, 2069.