İnsanın bir konuda fikri olması ve bu fikri yaşaması kendi yaşamının anlamıdır. Var olduğunu, yaşadığını hisseder insan. Bir konuda düşünmek, yorum yapmak, değerlendirmek; üretmektir. Üretilen her fikir, bir kimsenin varlığının görünürlüğüdür. İnsanın görünmesi hayatın akışında bir rolünün olması demektir. İnsanın fikirlerini, duygularını sözlü ya da sözsüz ifade etmesi, sergilemesi ona bir duruş kazandırır ki bu insanı değerli kılar.
Hayatım boyunca farklı bir insan oldum. Hep farklı düşündüm, çevremde es geçilen durumların varlığına dair farkındalık yaratmaya çalıştım. Takdir toplamak için yapmadım ama bu davranışın takdir edilecek bir davranış olduğunu düşündüm hep. Oysa insanlar farklıyı, doğruyu arama meramında olmadı hiç. Farklı düşünen dışlandı, doğruyu söyleyen dokuz köyden kovuldu. Fikri benden farklı olsa bile hep yanında oldum dışlananın. Çünkü insanın fikri hür vicdanı hür olmalı. Doğruluğuna inandığım için de bu tavrımdan hiç taviz vermedim. Bu eşsiz fikirlerim ve eşsiz duygularımdı benim varlığım. Aynı olmak, söylenmiş sözleri tekrar etmek bugüne kadar ne kazandırdı ki bundan sonra ne kazandırsın bize. İhtiyacımız farklı bir bakış farklı bir yaklaşımdır her zaman. Çıkmazlardan fikir üreterek, henüz söylenmemiş olanı söyleyerek çıkabiliriz ancak.
Toplumda farklı olana bir tahammülsüzlük görmekteyiz. Farklıya tahammülsüzlüğün, kızgınlığın nedir nedeni? Gökkuşağını bu kadar beğenen insan çevresindeki farklı karakterlere neden tahammülsüz? Aynı yemeği yemekten aynı işleri yapmaktan bunalan insan aynı insanlarla yaşamak için mi uğraşıyor? Nedir bu ikna çabası? Herkesi aynı yere getirmek mi amaç? Herkes aynı giydiğinde herkes aynı şeyleri söylediğinde herkes aynı şeyi beğendiğinde mi güzelleşecek dünyamız? Kıyafetlerimizde farklı renkleri bulundurmayı önemseyip de fikir dünyamızdaki siyahla beyaz dışındaki tüm renkleri silmek niye? Ya siyahsın ya beyaz. Peki, gri nerede?
Fikirlerimiz asker olacak, ruhlarımız bir orduyu oluşturacak. Tep tip tek renk. Ya da şöyle düşünelim, konuşuyoruz ve bizi dinleyen kimse ne söylesek kabul ediyor. Hiç karşı çıkmıyor ve konuya bir katkıda bulunmuyor. Bu sohbet bizi mutlu ediyorsa ciddi bir sorun var demektir ortada. Oysa biz konuşurken birinin görmediğimiz bir tarafı göstermesi, fikrimizin bizim görmediğimiz olumlu ya da olumsuz etkilerini fark ettirmesi çok mu saçma olur?
Hırslarımız mı bizi robotlaştıran, egolarımız mı? Nedir bizi yok etmeye yönlendiren? Sevgiyi öldürmeyi düşündüren nasıl bir psikoloji? Oysa sevmek renkli, capcanlı bir duygu, sevmek en yüce duygu, sevmek benden olanı - olmayanı bazen karşımda duranı bazen yanımdakini… Sevmek doğayı doğa yapan her ögeyi... Kendi yerinde kendi zamanında… Şartsız çıkarsız…
Sen hep farklıydın zaten.. Olaylara bakan başka bir penceren hep vardı. Bunu herkes yapamaz.. Çünkü bu zeka, eğitim, özgüven ve deneyim kavramlarının birbiriyle harmanlanması sonucunda elde edilebilecek bir hadisedir.