Yaklaşık iki yıldır yaşadığımız ekonomik krizin topluma yansımalarından birisi de çalışan çocukların sayısındaki artış ve ev içi emektir.
2023’te 15-17 yaş grubundaki kızların işgücüne katılım oranı %11,5’ken, oğlanlarda aynı yaş grubundaki oran %32,2’dir. 14-17 yaş grubundaki kız çocukların oğlanlara kıyasla neredeyse benzer oranlarda eğitim dışında olduğu, ancak işgücüne oğlanlara kıyasla daha düşük oranlarda katıldığı düşünüldüğünde, kız çocukların nerede olduğu ve neden eğitim dışına çıktığı önemli bir sorudur. Türkiye Çocuk Araştırması 2022’ye göre, kız çocuklar; bulaşık yıkamak, ev temizlemek, yemek pişirmek, çocuklara bakmak ve çamaşır yıkamak gibi sadece ev içinde gerçekleşen ve bu nedenle “görünmez emek” olarak adlandırılan ve işgücü istatistiklerinde yer almayan faaliyetlerle daha çok meşguller.
Çocukların işgücüne katılımı artarken bir yandan da hane halkı eğitim harcamalarının da attığı görülmektedir. Türkiye’de eğitim harcamalarının önemli bir bölümü kamu kaynakları tarafından finanse edilse de, hane halkı eğitim harcamalarının tüm eğitim harcamalarına oranı sıralamasında Türkiye, OECD ülkeleri arasında Kolombiya ve Şili’nin ardından %15’le Macaristan’la birlikte üçüncü sıradadır. Türkiye’de bireysel eğitim harcamaları gelire göre %20’lik gruplara göre değerlendirildiğinde, en düşük yüzde %20’lik gelir kesiminde yer alanlar tüm hane halkı eğitim harcamalarının yalnızca %1,5’ini gerçekleştirirken orta sınıf olarak adlandırılan ve üçüncü %20’lik kesimde yer alan haneler tüm harcamaların %11,3’ünü, en üst %20’lik dilimde yer alan haneler ise tüm eğitim harcamalarının %63,1’ini yapıyor.
Bunun yanında ekonomik kriz ortamı okul terklerini ve okula karşı isteksizliği de arttırıyor. Gerek ortaöğretim gerekse üniversite eğitiminden ayrılan öğrenci sayısı her geçen yıl artıyor. Eğitime karşı isteksizlik, eğitim için gerekli masraflarda görülen artış ve eğitimin sağlayabileceği kazanımlarda yaşanan düşüş bu artışın arkasındaki önemli nedenler olarak dikkat çekiyor. 2002-2015 yılları arasında üniversite mezunlarının ortalama maaşı asgari ücretin iki buçuk katıyla üç buçuk katı arasında değişiyordu. Ancak, 2016 itibarıyla başlayan sert düşüş eğilimiyle birlikte 2022’de üniversite mezunlarının ortalama geliri asgari ücretin bir buçuk katına kadar geriledi.
Bütün bu olumsuz durumları düzeltebilmek için bazı önlemleri alınması gereklidir. Eğitim dışına çıkan öğrenci sayısının azaltılması için var olan sosyal politika uygulamalarında güncellemelere ihtiyaç var; ücretsiz ve sağlıklı okul yemeği bu konuda öne çıkan uygulamalar arasında. Gerek eğitim çıktıları gerekse eğitim ortamlarının niteliğinde bölgeler arasında önemli farklar var; dezavantajlı bölgelerde yer alan okulların önceliklendirilmesi, her çocuğun nitelikli eğitime erişimi için gereklidir. Tüm eğitim paydaşlarının iyi olma hâllerinin önceliklendirilmesi, tüm paydaşların karar alma süreçlerine katılımının sağlanması ve süreçlerin şeffaf bir şekilde yürütülmesi, krizlere karşı dayanıklı ve kapsayıcı bir eğitim sistemi için elzemdir.
Kaynaklar
Eğitim İzleme Raporu-ERG