Ülkede el üstünde tutulması gereken ama değer verilmeyen en temel meslek gruplarından biri Öğretmenler maalesef…
Bunda liyakati, eğitimi, ihtisası öncelemeyen karar mercileri,
Öğretmen maaşını en düşük memur maaşı seviyesine getiren sığ zihniyet,
Eğitim Fakültesi diplomasını ve Master/doktorayı yok sayan cehalet,
İdeolojik hususlarda sahaya inip mevzu özlük hakları olunca 3 maymunu oynayan sendikalar,
Ve bu sendikalara güç ve yetki veren Öğretmenler sorumlu.
Bir de görev alanına girmediği halde kutsallık adı altında her işi yapanlar,
Mesleğinin/uzmanlığının kıymetini idrak edemeyenler,
Dahası kendine değer vermeyen, mesleğini değersizleştirenler,
Görev alanına girmeyen her işi yapıp sistemin kusurlarını kapatarak sorunlar zaten çözülüyor algısına hizmet edip problemlerin mütemadiyen devam etmesine sebebiyet verenler…
Fenomenlik adı altında eğitimin ciddiyetini tarumar edenlere de ayrı bir parantez açmak elzem.
Okul idarelerince sessizce işini yapanlar değilde en küçük işi bile şova dönüştürenlere kıymet verilince ortalık fenomen öğretmenleriyle doldu.
Beğeni ve paylaşım almak için öğrencilerini kullanarak egolarını tatmin eden fenomen Öğretmenlere artık dur denilmeli.
Buna sırt üst makamlara yaranmak uğruna yaptırılan salt nicelik odaklı, show amaçlı projeler, yarışmalar, etkinlikler de dahil.
Eğitimde artık gösterişten ve nicelikten uzak eski disiplin ve ciddiyete dönüş yapılmalı.
Öğretmenlik eğitim/öğretim alanında disiplin, ciddiyet ve uzmanlık gerektiren profesyonel bir meslektir.
Bunu yapabilmek zihnen/ruhen/vicdanen zaten ciddi bir meşgaliyet gerektirirken harici işlere zaman ayırmak asli işini ıskalamaktır.
Öğretmenin otoritesini, arttırmadan, özlük haklarını iyileştirmeden, eski disiplin ve ciddiyete dönülmeden hiçbir eğitim reformu gayesine erişemeyecektir.
Eğitimci Yazar Mehmet GÜLER