Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Programa, YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Muammer Yay lalı'nın yanı sıra, Atatürk, Artvin Çoruh, Erzurum Teknik, Fırat, Iğdır, Karadeniz Teknik, Recep Tayyip Erdoğan ve Van Yüzüncü Yıl üniversitelerinde "YÖK 100/2000 Doktora Burs Programı" kapsamında eğitim gören yaklaşık 300 bursiyer öğrenci ve bu üniversitelerin rektörleri katıldı.
Toplantıda ayrıca Anadolu, Ağrı İbrahim Çeçen, Ardahan, Bayburt, Bingöl, Erzincan Binali Yıldırım, Gümüşhane, Kafkas, Munzur ve Muş Alparslan, Trabzon üniversitelerinin rektörleri de yer aldı.
Toplantının açılışında konuşan YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan, bütün dünyada ve Avrupa'da doktoralı insan kaynağının sayısının gittikçe arttığına işaret etti.
2018'de Avrupa genelinde bu sayının 750 bin olduğunu aktaran Gündoğan, 2006'da Avrupa'da doktora derecesi veren üniversitelerin oranı yüzde 29 iken bu oranın yüzde 90'lara ulaştığını, Türkiye'de üniversitelerde bu oranın yüzde 82 dolayında olduğunu belirtti.
Türkiye'deki üniversitelerde bugün itibarıyla 43 bin 265'i kız öğrencilerden oluşan toplam 97 bin öğrencinin doktora yaptığını bildiren Gündoğan, "Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden birisi olma hedefini önüne koymuş Türkiye için, yetişmiş doktoralı eleman sayısında çok büyük mesafe kaydetmemiz gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
Yükseköğretim kurumu sayısının 206, öğrenci sayısının 7 milyon 737 bine ulaştığını aktaran Gündoğan, YÖK olarak bu sayısal büyümeye nitelik, keyfiyet ve kalitenin de eşlik etmesi gerektiğini söylediklerini ve önceliğin kalite olduğunu ifade ettiklerini aktardı.
Doktoralı insan kaynağını artırmak şart
Gündoğan, doktoralı mezun sayısının Çin'de 1000 kişiye 2,2; Amerika'da 1000 kişiye 1,7; Avrupa Birliği ülkelerinde 1000 kişiye 1,5 doktoralı kişi düşerken Türkiye'de bu oranın 1000 kişiye 0,4 olduğunu aktararak, "Kalkınmış ülkeler arasındaki sıralamamızı yükseltebilmemiz için doktoralı insan kaynağımızı da arttırmamız şart. 100/2000 projesi de bu fikirle ortaya çıktı." dedi.
YÖK 100/2000'i sıradan bir burs programı olarak görmediklerine dikkati çeken Gündoğan, şöyle konuştu:
"100/2000 projesini biz bir Türkiye projesi, bir prestij projesi olarak görmekteyiz. Devletimizin 2023 için çizdiği vizyonda net kalkınma değerini kendi beyin gücüne dayanarak artırabilen bir Türkiye hedefleniyor. İşte tam da bu bağlamdan olmak üzere, 2016'da planlamayı yaparken bu burs programındaki doktora alanlarının ülkenin ivedilikle ihtiyacı olan öncelikli alanlardan olmasına büyük önem atfettik. Bunların hepsi tematik alanlardı ve bu programlarda kümülatif bir kitle oluşmasını sağladık."
Gündoğan, salonda bulunan öğretim üyelerinden, 100/2000 doktora burslularına gerek araştırma görevlisi statüsündeki doktora öğrencilerine yüksek mesuliyet duymalarını istedi.
Çin, Japonya ve Kore'de doktoraya, araştırmaya ve inovasyona değer veren çalışmalar yapıldığına dikkati çeken Gündoğan, "Yükseköğretim Kurulu adına politikalar yürütmekte olan sizler ve ben konunun ciddi sahibi olmalıyız." dedi.
Projenin kurgusu, amacı ve süreçleri itibarıyla ülke için bir ilk olduğuna değinen Gündoğan, bu kapsamda YÖK'ün revize ettiği 100 öncelikli tematik alanda devlet üniversitelerinin doktora programlarında öğrenim gören veya görecek olan öğrencilerin desteklendiğini anlattı.
2000'li yıllardan sonra özellikle gelişmiş üniversitelerde doktora programlarının inovatif doktora programları, endüstriyel doktora programları ve geleceğin akademiye hedeflenen doktora programları olarak sınıflandığını dile getiren Gündoğan, "Ülkemizde endüstriyel doktora programları San-Tez Projesi ile kısmen de olsa başarı elde etmektedir. Ancak inovatif doktora programları için kapsamlı araştırma laboratuvarlarında farklı araştırma ekiplerinin geniş araştırma projelerini üretmesini bekliyoruz. Sizlerden ayrıca uluslararası iletişimler kurmanızı ve bilimselliğin yanında entelektüel açıdan da gelişiminizi bekliyoruz." diye konuştu.
Üniversitelere yeni dünya düzeninde önemli bir literatür olan akıllı uzmanlaşma konusunda kapsayıcı çalışmalar yapmalarını önerdiklerini belirten Gündoğan, salondaki öğretim üyelerine, "Tam da bu noktada YÖK'ün doktora konusuna verdiği önem ve akademide ve endüstride ülkemizin geleceğinin değeri noktasında sizlere ciddi ümitler bağlamış durumdayız." ifadesini kullandı.
100 alt alanda doktora yapıyorlar
100 /2000 YÖK Doktora Burs Programı ile burs verilen alt alanların "temel bilimler ve mühendislik", "sağlık", "sosyal bilimler" ile "mimarlık ve tasarım"dan oluşan 4 ana başlık altında kurgulandığına dikkati çeken Gündoğan, bu üst alanlar altında 100 alt alanın oluşturulduğunu söyledi.
Gündoğan, programın geldiği noktaya ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Bu burs programında, 2018-2019 eğitim öğretim yılı bahar dönemi itibarıyla 5. kez çağrıya çıkılmış olup bu 5 çağrı dönemi sonucunda (feragat edenler, bursu kesilenler, kaydı silinenler hariç) hali hazırda yaklaşık 3 bin 700 öğrenci burslandırıldı. Hedef, bu yıl itibarıyla bu sayıyı 4 bine çıkarmak. Programa ilişkin farkındalık ve talep günden güne artıyor ve her yeni çağrıya daha fazla üniversite başvuruyor. Ana gayemiz geleceğe güçlü nesiller yetiştirmektir. Ülke adına sizlerle ilgili hayallerimiz, beklentilerimiz var."
"Programı tüm imkanlarla destekliyoruz"
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı ise YÖK 100/2000 Projesi'ni büyük bir heyecanla karşıladıklarını ve tüm imkanlarla desteklediklerini ifade etti.
Atatürk Üniversitesi olarak inovatif doktora programları için laboratuvar alt yapılarının geliştirilmelerine, akredite laboratuvar sayılarının çoğaltılmasına ve araştırma grupları arasındaki işbirliğinin artırılmasına özel önem verdiklerini anlatan Çomaklı, doktora yapan öğrencilerle yakından ilgilendiklerini söyledi.
Çomaklı, şöyle konuştu:
"Yükseköğretim sisteminde kalite odaklı gelişmeler, Yeni YÖK misyonu doğrultusundaki çalışmalarımız, üniversitemizi bir bölge üniversitesi olma temeli üzerinde evrensel bir dünya üniversite statüsüne taşımak yönünde çalışmalara sevketmiştir. Bu alanda önemli aşamalar kaydettik. Üniversitemiz, evrensel bilimde ön sıralarda yer alan çözüm odaklı faaliyetler yürüten, toplumsal sorunlara bilimsel çözümler getirebilen bir üniversite olarak konumlanacağı bir sürece girmiştir.
Bu doğrultuda her birimine yönelik yoğun çalışmalar, sistematik olarak yürütülmektedir. Bu çalışmalar, Atatürk Üniversitesinde yeni nesil üniversite tasarım ve dönüşüm projesi somut bir hal almıştır. Bu kapsamda, yeni nesil üniversitenin öncü birimlerini kurduk, performans sistemi oluşturduk, teknokent yeniden yapılandırıldı, toplumla entegrasyon süreçleri yapılandırıldı, uluslararasılaşma merkeze alındı."
Toplantıda, sağlıktan mühendisliğe çeşitli alanlarda doktora yapan öğrenciler, akademik çalışmalarını katılımcılarla paylaştı.
Bunlar arasında, hidrojen ve yakıt pilleri, sürdürülebilir etkin tarım, yenilenebilir enerji kaynakları, moleküler onkoloji, mikro ve nanoteknoloji gibi alanlarda yürütülen ileri bilimsel projeler bulunuyor.