Yavaş Çalışan Öğrencilere Yardım Etmek İçin Birkaç Strateji

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Tüm öğrencilerimizin kendi hızlarında çalışmalarını istediğimizi söylemek yeterince kolay ve çoğu sınıfta buna izin vermek için bazı esneklikler sağlandı. Yine de, bir öğrenci akranlarından önemli ölçüde daha yavaş bir şekilde işi bitirdiğinde , bazen herkesten üç ya da dört kez daha uzun sürdüğünde, öğrenci ve öğretmenleri için problem yaratabilir: Grup çalışması daha karmaşık hale gelir, tüm sınıf eğitimi sınırlıdır ve öğrenci sık sık başkalarının beklediği gibi rahatsız edici bir pozisyonda tutulur . Ayrıca, bu yavaş tempoda çalışmak, öğrencinin okul çalışmalarına, oynamaya, okumaya, sosyalleşmeye, rahatlamaya veya diğer ilgi alanlarını keşfetmeye harcayabileceği zamana çok fazla zaman harcadığı anlamına gelir.
Bu ebeveyne ve oğlunun öğretmenlerine yardımcı olabilecek yöntemler bulabilmek için biraz araştırma yaptım ve kendi tavsiyelerimle diğer öğretmenlerden gelen önerileri birleştirdim. İşte, uygulayabileceğiniz stratejilerin bir özeti…

İlk olarak daha ciddi bir sorun olmadığından emin olun

Öğrencinize yardımcı olabilecek yöntemi bulmak için atmanız gereken ilk adım, sorunun daha ciddi bir kaynağı olup olmadığını tespit etmek. Steven Butnik, yavaş çalışmaya sebep olan etkenleri inceleyen bir makalesinde, iki yönden istisnai çocuklara – öğrenme güçlüğü veya dikkat eksikliği bozukluğu gibi ek öğrenme zorluklarından muzdarip üstün yetenekli çocuklar – yoğunlaşıyor. Butnik, “Yavaş çalışma sürecinin rolünü anlamak büyük önem taşıyor,” diye yazıyor. “Süreç hızıyla ilgili sıkıntı yaşayan ve yanlış teşhis konulmuş ya da yanlış eğitim verilmiş üstün yetenekli çocuklar heveslerini kaybedebilir, depresyona girebilir, kapasitesinin altında eğitim görebilir ve çalıştırılabilir ya da tüm bunlardan daha kötü sonuçlara maruz kalabilirler. Buna karşın, bu çocuklar eğitimsel açıdan anlaşıldığı ve doğru şekilde hitap edildiği takdirde, benzersiz şekillerde parlama potansiyeline sahip hazineler haline gelirler.”

Öğrencinin yavaşlığına sebep olan bir kaygı bozukluğu, içeriği anlamayı zor hale getiren bir öğrenme yetersizliği, disgrafi gibi yazma eylemini zorlaştıran bir durum, tahtayı ya da kağıtları okumayı zorlaştıran bir görme bozukluğu ya da yoğun ve sesli bir sınıfta çalışmayı zorlaştıran duyusal bir bozukluğu olması ihtimallerini göz önünde bulundurun. Eğer sebep bunlardan biri ya da daha fazlasıysa, öğrenciniz için ödev tarihlerini uzatmak, sesi yazıya çeviren uygulamaları kullanmak veya konuya hakimiyetini göstermek için istenen ödev sayısında azaltmalar yapmak gibi düzenlemelerde bulunabilirsiniz.

Öğrencinin yavaş çalışmasının sebebi olarak resmi bir tanı olsa da olmasa da, aşağıdaki yöntemlerin hepsi yardımcı olabilir.

Öğrencinin kaygılarını kabul edin

Bazen, bir kişi sorunlu bir düşünceye ya da hisse kapıldığında – bir işi teslim etmeden önce onu mükemmelleştirmesi gerektiği gibi – bu fikri yok sayarak ortadan kaldırmaya çalışırız. Şöyle şeyler söyleriz: “Mükemmel olmak önemli değildir! Standartların çok yüksek!” Bu kişinin bu fikirlerden kurtulmasına yardımcı olduğumuzu zannetsek de, onun gerçek kabul ettiği şeyi düpedüz bir şekilde yok sayarak aslında bu fikre daha da sıkı sarılmasına neden oluruz.

Bunun yerine onun hislerini kabul etmeye başlarsak, bu hislerin sebep olduğu davranışları da kontrol edebiliriz. Kabul Etmenin Gücü adlı kitabında Karyn Hall ve Melissa Cook, kabul etmeyi şöyle tanımlıyor: “Çocuğunuzun, bir başkasına anlamlı gelip gelmemesine ya da mantığa uyup uymamasına bakılmaksızın, kendisi için doğru ve gerçek olan his ve düşünceleri olduğunu tanımak ve kabul etmek.” Kabul etmek, çocuğun hislerini ve bunlardan kaynaklanan seçimleri desteklemek ile aynı anlama gelmez. Kabul etmek, çocuğunuzun hislerinin sizin tarafınızdan tanındığını bilmesi demektir yalnızca. Bir işi mükemmel bir şekilde yapma isteğini görmezden gelmek yerine bu isteğin varlığını, “Mükemmel bir iş yapmak senin için çok önemli,” gibi bir şey söyleyerek kabul edin. Öğrencinin hislerini kabul ettiğinizi ona gösterdiğiniz zaman, bu hissin onda yarattığı sorunları çözmek adına adımlar atabilirsiniz.

Kendi sürecinizi modelleyin

Okulla ilgili çalışmalarda sıklıkla sorun yaşayan öğrenciler, bu sorunları aşmak için gerekli problem çözme becerilerine sahip olmayabilirler. Bu yüzden, bulduğunuz her fırsatta kendi stratejilerinizi sesli bir şekilde dile getirerek onlara model olun ve diğer öğrencilerin de aynısını yapmalarını sağlayın. Bu aynı zamanda öğrencilerin çalışmalarını sekteye uğratan, zihinlerinde oluşturdukları mükemmeliyetçilik fikrini yıkmalarına yardımcı olabilir: ‘İyi’ öğrencilerin bir işe en başından başlayıp her aşamasını ilk denemede mükemmel bir şekilde yaptığına ve sonunda işi harika bir şekilde bitirdiğine inanan bir sürü çocuk vardır. Ancak gerçekten yaratıcı bir iş bu kadar ‘düz bir çizgide’ ilerlemez. Onlara bir fikri şekillendirmeyi, bazı yönlerini düzeltmeyi, biraz daha üzerinde düşünmeyi, takıldığınız yeri atlayıp başka bir kısma geçmeyi ve sonrasında her nokta yeterince iyi hale gelinceye kadar kaldığınız yerler arasında gidip gelmeyi öğretin. Burada en önemli yer son kısım, yani her şeyi mükemmel şekilde yapmaya uğraşmayı bırakıp çalışmanın yeteri kadar iyi olduğuna kanaat getirdikleri kısım.

Durumlarıyla ilgili öğrencilerle ayrıntılı bir şekilde konuşun

İkinci sınıf öğretmeni Michael Dunlea, öğrencilerin çoğu durumda bir ödevin belirli bir yönüne takılıp kaldığını söylüyor. Bu nedenle, kafalarını karıştıran şeyin ne olduğunu fark ettiği takdirde öğrencilere devam etmeleri için yardımcı olabildiğini ekliyor. Bazen ödevle ilgili yönergelerdeki bir kelimeyi anlamadıkları için kafaları karışabiliyor, bazen de sorunun ilk bölümünü cevaplayamadıkları için. Ve bu durum ilerlemelerini engelliyor. Eğer söz konusu çocuk çekingen bir yapıya sahipse veya neyi bilmediğini bilmiyorsa, ihtiyaç duyduğu yardımı istemesi mümkün olmayabilir; o sadece yapması gerekeni anlayamadığını düşünür.  

Kendi çocuklarım benden ödevleriyle ilgili yardım istediklerinde, onlardan ilk ricam ödev yönergelerini bana sesli bir şekilde okumaları oluyor. Bunu yapmaktan hiç hoşlanmıyorlar çünkü aslında tek istedikleri, onlara ne yapmaları gerektiğini doğrudan söylemem. Ancak, yönergeleri yeniden okuduklarında ilk seferde gözden kaçırdıkları bazı ayrıntıları fark ediyorlar genellikle. Bunun üzerine bana “Neyse, boşver,” diyerek uzaklaşıyorlar.

Zaman sınırı koyun

Bazı insanların iş yaparken daha hızlı hareket etmelerini sağlamak için süre sınırı koymak yeterlidir. Bu yöntemi yavaş çalışan öğrencilerinizle denemeye değer. Ancak dikkatli olun: Bazı öğrencilerin kaygı seviyesini artırabilir ve çalışmayı tamamen durdurmalarına yol açabilir. Bu nedenle, bu yöntemi, denemek istediğiniz bir seçenek olarak sunun ve kararı öğrencinize bırakın. Eğer isterse ve siz de bu yaklaşımı daha yapıcı bir şekilde denemek istiyorsanız, Pomodoro Tekniğine göz atın. Bu çalışma yönteminde, yirmi beş dakikalık periyodlar halinde çalıştıktan sonra küçük aralar veriliyor.

Vakit alan işleri bölümlere ayırın

Kendim de dahil olmak üzere tanıdığım birçok yetişkin, zaman alacak bir işe başlama konusunda sıkıntı yaşıyor. Kişiye bağlı olarak bazı işler olduğundan büyük gözükebiliyor. Öğrencinize ödevlerini küçük, yönetilebilir bölümlere nasıl ayırabileceklerini öğretin. Bu küçük bölümleri içeren bir “yapılacaklar listesi” oluşturun ki öğrenci tamamladığı bölümleri işaretleyebilsin. Bu listeyi ilk seferde siz, ikinci seferde öğrencinizle birlikte oluşturun, ancak ardından bu sorumluluğu tamamen öğrencinize bırakın. Böylece, kendi yapılacaklar listesini oluşturmayı öğrenecektir.

“Yapılması gerekenler” ve “yapılabilecekler” listesi oluşturun

Öğretmen Lauren Bright, ikinci sınıf öğrencilerine tamamlamaları gereken çalışmaların bir listesini veriyor. Bu listedeki çalışmalardan biri “yapılması gereken” olarak ön plana çıkıyor, ne olursa olsun öğrencilerin yapması gereken ilk iş o. Bright, bu zorunlu çalışmayı tamamladıktan sonra içinden seçebilecekleri “yapılabilecek” üç faaliyet daha sunuyor öğrencilerine. İşin ucunda bu seçmeli faaliyetlerin olması, öğrencilerin “zorunlu” çalışmaları bir an önce aradan çıkarmaları için genellikle iyi bir teşvik yöntemi.

Her aktivite için tahmini bir bitiş süresi belirleyin

Bazı öğrencilerin yazılı ödevleri tamamlamalarının diğer öğrencilere oranla daha uzun sürdüğünü fark edince, lise İngilizce öğretmeni Ruth Arseneault, her bir maddenin yanına parantez içinde tahmini bitiş süreleri eklemeye başladı. Bu basit düzenlemenin, yavaş tempoda çalışan öğrencilerin çalışmalarını planlama ve her bir göreve harcadıkları vakti önceden belirleme konusunda daha becerikli hale gelmelerine yardımcı olduğunu keşfetti. Bu ilke hemen hemen tüm sınıf çalışmalarına uygulanabilir: Yazılı etkinlikler, fen laboratuarı dersleri, bir proje yapımından sonra etrafı toparlamak ya da matematik problemleri çözmek… Öğrencilerin bir işin ne kadar sürmesi gerektiğini bilmeleri, kendilerini makul bir hıza göre ayarlamalarına yardımcı olabilir.

Ev ödevleri için küçük hedefler belirleyin

Genelde öğrencilerinin ödevlerini evlerinde bitirmelerine izin verse de, lise İngilizce ve gazetecilik öğretmeni Gerard Dawson, yavaş çalışan öğrencilerinden bir ödevin belli bir kısmını bitirmelerini ve ödevin geri kalanını evlerine götürmeden önce kendisine göstermelerini bekliyor. Bu sayede, öğrenci çalışmasına evde devam etmeden önce doğru yolda olup olmadığını hızlı bir şekilde değerlendirmiş oluyor.

Basit görevlerle zorlu görevleri karıştırın

Mükemmelliyetçi öğrencilerine “yeterince iyi” algılarını genişletmek konusunda yardımcı olmak için lise İngilizce öğretmeni Jori Krulder, zorlu görevlerle basit görevleri kasıtlı olarak karıştırıyor. Öğrencilerin olabildiğince çabuk düşünmelerini sağlamak için ayrıntılı ve dikkat gerektiren aktivitelerle daha rahat bir şekilde hareket edebilecekleri serbest yazma gibi etkinlikler arasında seçenekler sunuyor.

Takıldığınız yere daha sonra geri dönün

Eğitim koçu Gretchen Schultek Bridgers, özellikle de sınavlarda bir soruya takılıp kalan öğrencilere, bu soruya daha sonra geri dönmelerini hatırlatması için bir işaret bırakmalarını tavsiye ediyor. Bu yöntem yalnızca yavaş çalışan öğrencilere değil, herkese fayda sağlayacaktır.

Ne yaparsanız yapın, ancak şunu unutmayın…

Bence önemli olan stratejileri öğrencinizle birlikte geliştiriyor olmak, bunu onun için yapan kişi siz olmamalısınız. Bu süreçten bir takım çalışması olarak bahsedin. Yukarıdaki çözümlerden birkaç tanesini sunup önce hangisini denemek istediğini sorun. Ardından işe yarayıp yaramadıklarını öğrenmek için öğrencinizden bilgi alın. Öğrencinizi problemin ve çözümün sahibi olarak gördüğünüzü belli ettiğinizde onun öz-yeterliliğini geliştirmiş olursunuz. Unutmayın, bu, öğrenciye “yaptırdığınız” bir şey değil; yalnızca onun durumunu anlamasına yardımcı oluyorsunuz.

Sizin işinize yarayan yöntemler hangileri? Yavaş çalışan öğrencilere yardım etmek için uyguladığınız etkili bir yaklaşım var mı? Lütfen yorumlarda paylaşın, hep beraber öğrenelim…

Kaynak: https://www.cultofpedagogy.com/slow-working-students/?fbclid=IwAR07HfPqniy_gRiWO5cM_G8_KaEulLP7Mwj7x8acmvCfOJAcSfwMdvyblqI

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Threads beğeni satın al

backlink Spor haberleri fen bilimleri vozol 10000 Likit

Bosna Hersekde Üniversite Okumak