Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Eğitim-Bir-Sen Üniversite Şubeleri 44. Başkanlar Kurulu toplantısı Ankara’da yapıldı. Sendikal çalışmalara, üniversitelerde karşılaşılan güçlüklere, akademik ve idari personelin sorunlarının çözümüne ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı toplantı, Genel Başkan Ali Yalçın’ın açılış konuşmasıyla başladı.
27 yıllık sendikal tarihlerinde önemli kazanımlar elde ettiklerini, birçok sorunun çözüme kavuşturulmasını sağladıklarını ifade eden Yalçın, “Örgütlenerek güçlendik, güçlendikçe kazandırdık. Kol kola, omuz omuza yürüdükçe, çözemeyeceğiz sorun, alamayacağımız hak yoktur” dedi.
Ali Yalçın’ın ardından, Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı ‘teşkilat çalışmaları’, Hasan Yalçın Yayla ‘üniversite çalışanlarının sorunları ve çözüm önerileri çalıştayı sonuç raporu’yla ilgili sunum yaptılar. Daha sonra şube başkanları söz alarak çalışmalara ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 5. Dönem Toplu Sözleşme süreciyle ilgili istişarelerin de yapıldığı toplantıda şu kararlar alındı:
-Eğitim-Bir-Sen olarak, ırk, dil, din, sınıf gibi, hiçbir ayrım gözetmeksizin, devredilmez, vazgeçilmez temel insan haklarını korunması ve yaşatılması zorunlu medeniyet değerleri olarak telakki ediyor; hukukun üstünlüğüne, adalete, hakkaniyete dayalı uluslararası siyasal bir düzenin tesisini zorunlu görüyoruz. Dünyanın birçok yerinde, tahammül ve dayanma sınırlarını aşacak ölçüde ve sistemli olarak sürdürülen insan hakları ihlallerini, insanları vatanlarından koparıp sığınmacı veya mülteci durumuna düşüren sömürü düzenini, mezalimi, zulmün her çeşidini ve bunların sorumlularını telin ediyoruz.
-31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimler sonrasında bazı belediyelerdeki iş güvencesinin bütün yönleriyle ihlal edilmesi sonucunu doğuran, kamu çalışanlarına yönelik işten çıkarma, görevden alma, sözleşmesini sona erdirme, sürgün, geçici görevlendirme ve görev tanımlarına aykırı faaliyetlerde bulunmaya zorlama şeklindeki haksız ve hukuksuz karar ve uygulamalara karşı yetkilileri ve kamuoyunu sessiz kalmamaya davet ediyoruz. Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmeler tarafından teminat altına alınan hakların ayaklar altına alınmasına, iş barışı ve huzurunun bozulmasına, sendikal baskı kurulmasına, belediye çalışanlarına yönelik tehdit ve şantaja imkân verilmesine karşı çalışanların lehine duruşumuzu kararlılıkla sürdürecek, eylemlerine destek olmaya devam edeceğiz.
-5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde Kamu İşvereni sıfatıyla toplu sözleşme masasına oturacak olan siyasi irade, bütçe kısıtları mazeretini ileri sürerek kamu görevlilerinin özlük haklarına ilişkin taleplerine duyarsız kalmamalı, toplu sözleşmeyi refahın adil paylaşımı fırsatı olarak gördüğünü ispatlayacak bir anlayış ve içerikle hareket etmelidir.
-Yükseköğretimde reform yapılmasının gerekliliği konusunda toplumun tüm kesimleri arasında uzlaşma olmasına rağmen, bugüne değin YÖK’ün yapısı ve rektör atamalarıyla sınırlı kalan kısır tartışmalara saplanıp kalan reform ve değişim beklentilerini karşılayacak; siyasi, sosyal, toplumsal ve iktisadi değişim ve dönüşümlere, talep ve beklentilere cevap verebilecek bir yükseköğretim sistemi inşasının vakti gelip geçmektedir.
-Türkiye’nin iktisadi ve toplumsal kalkınmasına yeni bir soluk getirecek nitelikte bilimsel bilgi ve teknoloji üretiminde, öncü nesillerin yetiştirilmesinde aktif rol oynayacak üniversiteleri oluşturacak, özgür düşünceye sahip bireyler yetiştirecek, kalkınmaya yönelik akademik üretimin yanı sıra, iş güvencesini esas alan, katılımcı bir yükseköğretim yönetimini önceleyen yeni bir yükseköğretim kanunu ivedilikle çıkarılmalıdır.
-2547 sayılı Kanun’un 13/b-4 maddesinin üniversite rektörlerince sınırları çizilmemiş yetkiye dayanılarak bir baskı, sürgün, mobbing, hukuksuzluk, sendikal ayrımcılık aracı olarak kullanılmasına son verecek adımlar atılmalıdır.
-Üniversitelerin topluma katkıda bulunan, bilimsel bilgi üreten kurumlar hâline dönüşebilmeleri ve akademisyenlerin zamanlarını araştırmaya, bilgi üretmeye hasredebilmeleri için akademik personelin iş güvencesinin sağlandığı, mali haklarının ve çalışma şartlarının iyileştirildiği, akademik yükselmelerin objektif ve adil bir şekilde gerçekleştirildiği, özgürlüğünün ve haklarının genişletildiği, sağlam bir esasa kavuşturulduğu bir yükseköğretim sistemi elzemdir.
-Uluslararası literatürde ‘üniversite personeli’ kavramı içinde idari personel akademik personelden ayrı düşünülmemekte olup akademik personele tanınan özlük haklarından idari personel de faydalandırılmalı, bu bağlamda özlük hakları üniversite personelinin bütünlüğü ekseninde ele alınmalıdır.
-Yükseköğretim sisteminin işleyişinde zorunlu ve gerekli işleri üstlenen idari personelin; üniversitelerarası yer değiştirme, tüm üniversiteleri kapsayacak merkezi ve rutin görevde yükselme, kurum içinde idari yönetim görevlerini üstlenme, kurum içi liyakat ve kariyer esasları dâhilinde ilerleme başta olmak üzere, sosyal ve çalışma şartlarından kaynaklı taleplerinin karşılanması konusunda siyasi ve idari irade ortaya konulmalıdır.
-Son yıllarda üniversite ve kontenjan sayısındaki artış ile yerelde üretilen bilimsel bilgi ve teknolojinin uluslararası rekabetteki anahtar rolü karşısında, daha kaliteli, rekabetçi ve sürdürülebilir bir yükseköğretim sistemi için öğretim elemanı sayısı artırılmalıdır.
-Yükseköğretim sistemimizin kalitesinin artırılması, üniversitelerin başarı farklılıklarının giderilmesi ve ayrılan kaynakların daha adil ve eşit dağıtımı amacıyla, akademik ve idari personele tanınan haklar ekseninde, dezavantajlı bölgelerdeki üniversitelere pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.
-Sürdürülebilir bir bilimsel ve toplumsal bilgi üretimi ile iktisadi sonuçları olan teknoloji gelişiminin iş güvencesine sahip akademik personel istihdamından geçtiği gerçeğinden hareketle, araştırma görevlileri başta olmak üzere, öğretim elemanlarının istihdam ve akademik yükselme süreçlerinde iş ve kadro güvencesi sağlanmalıdır.