Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bir çiftçi, on yaşlarındaki oğlunu peşine takıp, bir iş için pazara doğru yola çıkmış. Yolda giderken atın bir eski nalını görmüş ve oğluna:
“Yavrum, şu nalı alıp heybene koyuver, lazım olur.” demiş.
Bu çocuk çok aşırı tembelmiş. Onun için sırf bu maksatla yere eğilip nalı almaktan üşenerek:
“O eski nalı ne yapacağız baba? Hadi gidelim artık.” diyerek almamış.
“Öyle deme oğlum, gerekli taşın ağırı olmaz diye söz var. Bir defacık yere eğilmekten üşenme.” demiş babası.
“Çok uzattın baba!” demiş tembel çocuk yine.
Babası sonunda nalı kendisi almış. Pazarda işlerini bitirdikten sonra aldığı eski nalı hurdacılara bir liraya satmış ve parasıyla da iğde satın almış. Yüz tane iğde almış. İğdeyi cebine koyup yürümüş. Çocuğun karnı acıktığından iğdeyi çok yiyesi gelmiş. Fakat “Babam şimdi verir nasıl olsa!” diye ses çıkarmadan yürümüş.
Biraz sonra babası iğdeleri birer birer yere atmaya başlamış.
Çocuk sevinip her iğde için bir defa eğilerek, toplayıp yiyerek yürümüş. Böylece eve varıncaya kadar çocuk yüz tane iğde için, yüz defa yere eğilmiş.
“Nasıl oğlum?” demiş babası oğluna bakarak; “Demin nalı bir defa yere eğilip almaktan üşenmiştin. Şimdi ise o nal seni yüz kere yere eğdirdi. Aklında olsun, küçücük bir şey olsa da onu önemsemeden atıvermek olmaz. İşten kaçsan da sonunda boğazına yakalanıp kalırsın.”
Uygur Çocuk Hikayeleri