Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Geçtiğimiz yıl mart ayında başlayan uzaktan eğitim süreci en iyi ihtimalle önümüzdeki mart ayına kadar devam edecek gibi görünüyor.
İlköğretim ve ortaöğretim düzeyinde eğitim öğretim gören 18 milyondan fazla öğrenci uzaktan eğitimden faydalanmaya çalışıyor.
Milyonlarca öğrencinin interneti, bilgisayarı, tableti ya da telefonu olmadığı için uzaktan eğitimden uzak kaldığı düşünülüyor. Yani milyonlarca öğrenci neredeyse 8 aydır eğitim öğretimden faydalanamıyor.
Ülkemizdeki her 10 öğrenciden birinin uzaktan eğitime ulaşamadığını düşündüğümüzde **1 milyon 800 bin öğrenci eğitim alamıyor. **Bu sayının aslında çok daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz. Yani milyonlarca öğrencinin aşağı yukarı iki yılı heba olmuş olacak.
Bunun ne kadar büyük bir tehlike olduğunun farkında mıyız?
Uzaktan eğitime ulaşamayan milyonlarca öğrenci belki de yeniden toparlanamayacak ve eğitim hayatı burada sona erecek. **Uzaktan eğitim sürecindeki 1 yıllık kesinti **başarılarını önemli ölçüde etkileyecek ve eğitimden tamamen kopacaklar.
Bu çocukların kimi 5 sene kimi 15 sene sonra toplumda hayatın tam içinde yer alacaklar. Bugün eğitim öğretim hizmeti ulaştıramadığımız milyonlarca çocuk, yarın her biri eğitimden kopmuş birer genç olarak karşımıza çıkacaklar. Genç nüfusuyla övünen Türkiye, eğitimden kopmuş milyonlarca gencin iş ve aş için verdiği mücadeleye tanıklık edecek.
UMUT VERMELİ UMUT OLMALIYIZ!
Milyonlarca çocuğun bugün eğitim öğretim hizmetlerine ulaşamıyor olması büyük bir tehlike. Peki biz bu tehlikenin farkında mıyız?
Farkında olmalıyız. Bu kutsal bir mesleğe gönül vermiş 1 milyondan fazla öğretmen her bir öğrencimizi uzaktan eğitime ulaştırma konusunda büyük bir fedakârlık ve kararlılıkla mücadele etmeliyiz.
Her birimiz bir tek öğrenciyi çekip alabilirsek bu çıkmazın içinden 1 milyon kişi yapar. Her öğretmen bir tek öğrencisini uzaktan eğitimle buluşturursa bir milyon öğrenciyi daha kurtarmış oluruz. Kurtardığımız her bir öğrenciyi 1 milyon 117 bin ile çarpacağız. Yani **iki öğrenciye ulaşırsak aslında 2 milyon 234 bin, üç öğrenciye ulaşırsak 3 milyon 351 bin öğrenciye **ulaşmış olacağız.
Değmez mi? Elbette değer…
Bütün olumsuzluklara, yapılan bütün yanlışlara, öğretmenlerin moralini bozacak bütün söylemlere ve eylemlere rağmen küsmeyeceğiz, kırılmayacağız, darılmayacağız, bıkmayacağız, usanmayacağız, geri durmayacağız.
İnatla ve ısrarla her bir öğrencimize ulaşmak için gayret göstereceğiz. Geride bir tek öğrencimizi bırakmayacağız. Bir tek öğrencimizden vazgeçmeyeceğiz.
Bu basit bir uzaktan eğitim olayı değildir. Bu bir kurtuluş mücadelesidir. Milyonlarca çocuğu bir çıkmazın içinden çıkarıp almak bizim elimizde. Eba’dan, olmadı Zooam’dan, olmadı Whatsapp’tan, olmadı telefonla… Her bir öğrencimize tek tek ulaşacağız.
Her bir öğrencimizi vatanımızın her bir karış toprağını korur gibi koruyacağız. Nasıl ki vatanımızın bir karış toprağından vazgeçmiyorsak, tek bir öğrencimizden de vazgeçmeyeceğiz.
O çocukların vatanımız olduğunu, vatanımızın geleceği olduğunu unutmadan mücadele edeceğiz.
Yatmayacağız, uyumayacağız, yılmayacağız, yorulmayacağız, bıkmayacağız… Geri dönmeyeceğiz. Hiçbir bahanenin -velev haklı dahi olsa- ardına sığınmayacağız.
Nasıl ki, kendi çocuğumuzdan, hiçbir şart altında dahi vazgeçmiyorsak, arkamızı dönmüyorsak; hiçbir öğrencimize de arkamızı dönmeyeceğiz.
Önümüze çıkarılan sayfalar dolusu engeli hep birlikte aşacak, aşamıyorsak görmezden gelecek ama illa da her bir öğrencimize tek tek ulaşacağız.
Bugünler gelip geçtiğinde hepimiz vicdanlarımızla baş başa kalacağız. O gün vicdanımızın sorularına ne cevap vereceğimizi iyi düşünmeliyiz…
Unutmayalım!
Biz uyursak, öğrencilerimiz ölür…
Öğrencilerimiz ölürse umudumuz ölür.
Umudumuz ölürse geleceğimiz ölür, vatanımız ölür…
Vatanımız ölürse hepimiz yok oluruz.
Demem o ki;
Bu bir var oluş mücadelesi.
Bugün biz; bu mücadeleyi sürdürenler ve mücadele edenleri küçümseyenler olarak iki gruba ayrılacağız.
Herkes duracağı yeri belirlerken vicdanına danışsın.
O bize durmanız gereken yeri gösterecektir.
Saygılarımla…
Ali ÇAM
Kahramanmaraş