SPORCU YETİŞTİRME ÜZERİNE

Devletimiz sporun her çeşidine ve sporcularımıza inanılmaz destekler spor kompleksleri yapıyor. Uluslararası başarının gelmemesinde zannedersem zincirin halklarindan bir eksik olunca başarısızlığa mahkum oluyoruz. Bu arada ferdi spor bıranşlarından bazı uluslararası başarıya hatırlatmadan geçemeyeceğim: Mete Gazoz.
Ya spor kanallarına ne demeli VAR mı YOK mu? Saatlerce bunları konuşuyor sporumuzun problemlerini konuşmuyor sosyal medya dedikodularını hakaretlerini dile getiren mesajlarının okunduğu programlarla izleyicilerin mideleri bulandırılıyor. TV ler okul olmaktan çıkmış fiskos masalarına dönüştürülmüş malesef. . . 
Her ne kadar profesyonel futbol kulüpleri ve profesyonel futbolcu desek de, çok uzağız. Kulüplerimizin hemen hemen hiç birinde psikolog-psikyatr yok. Olmadığının en çarpıcı iki örneğini vererek yazımı sonlandırmak istiyorum.

1. Trabzonspor'da yıldızı parlayan gol kralı olan ardından Galatasaray'da ve milli takımda sayısız goller atan, Kısa da olsa bir Çin macerasına atılıp tekrar yolu Trabzonspor'a düşen, gol atsa da takımın başarısızlığıyla taraftarın tepkisini çeken tepki veren ve yol verilen bir Santrafor. Bu sezon Taraftar tepkisine rağmen (Çarşı-Karşı) Beşiktaş kulübüne ikinci yarı gelen ilk maçlarında sürekli tepki gösterilen şimdilerde takımda Kahraman ilan edilen futbolcu Burak Yılmaz dan bahsediyorum. Son dönemlerde yerli ve milli forvet oyuncusu sıkıntısı çektiğimiz düşünülürse bir kaç ayda Burak'ı Kahraman yapan Şenol Güneş ve ikisine inanan Başkan Fikret Orman'dır. Şuan yüksek sesle olmasa da Şampiyonluktan bahsediliyor. Takımı bu noktaya getiren Şenol Güneş hocanın Süperbetin Yeni Giriş ikinci yarı gönderilmesi gerek diyenleri de hatırlatmak istiyorum.
2. Galatasaray alt yapısından yetişen 2000li yıllarda takımının ve Milli Takımımızın başarıdan başarıya koşmasında büyük emeği olan Hagi nin yanında yetişen İtalya'da İngiltere'de bizleri başarıyla temsil eden ve Fenerbahçe'ye gelen şampiyonluklar yaşayan ardında Başaksehir'e gönderilen üç yıldır takımının zirvede olmasında büyük pay sahibi olan, sezon başında kovulduğu Fenerbahçe'e dönmesi gündeme gelen 38 yaşında tekrar milli takıma çağrılan Emre Belözoğlu nda bahsediyorum ben değil herkes konuşuyor. 
Neden mi takımı şampiyonluk yarışında bu hafta Göztepe ile oynadığı maçta yedikleri ikinci golde rakip takım oyuncusu tek başına gole giderken onu sadece Emre durdurmaya çalışıyordu. 38 lik Emre Belözoğlu. Bir çoğumuzun gözünde kaçtı bu sahne. Emre Belözoğlu nun futbol yaşantısında da inişler çıkışlar oldu. Malesef bunları tolere edecek futbol idarecileriniz ve uzmanlarımız olmadı. Örnekleri çoğalta biliriz. Rüştü Reçber, Sergen Yalçın, Arda Turan ...
Yetenekli bir çok fotbolcumuz var ve bu yetenekleri sayesinde kısa zamanda zirvelere tırmanıyorlar lakin çok çabuk ordan aşağıya düşüyorlar. Az da olsa alt yapıdan yetişen genç sporcularımızı mental olarak zirvelere göre yetiştirmediğimizden Dünya yıldızlarına sahip olamıyoruz. 
Değerli Paydaşlarım bir ata sözü ile bitirelim: "Bu hamur çok su götürür." Doğru asıl problem her alanda olduğu gibi "KIVAM MESELESİ" dir. Bunu çözdük mü meseleler kolaylıkla çözülecektir.
Saygılarımla 
Doç. Dr. Şevket CİVELEK