Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Sözleşmeli Memurlar Belediye seçimleri öncesi Kadro İstiyor
Yasin Erdem yüz binlerce kişiyi ilgilendiren makale paylaştı
Bu hafta vicdani bir konuyu ele alacağım. Sözleşmeli personellerin 5 yıldır sabırsızlıkla bekledikleri konu kadro. Sayıları 250 bin kişiyi bulan bu grup hem özlük hakları ve iş güvenceleri için 5 yıldır sabırsızlıkla bekledikleri kadro konusuna değinmek istiyorum. Bilindiği üzere devlet kurumlarında değişik personel rejimi altında farklı rakamlarla çalışan bir çok sözleşmeli personel bulunmakta. Bunlar 4/B, 5393 Sayılı Kanunun 49. Maddesine görev yapan personel, KİT lerde görev yapan ve vekiller olarak sıralayabiliriz. Bu gruba giren personelin aynı işi yapan kadrolu personele göre bir çok sosyal hakkı bulunmaktadır. Bu adalet noktasın da vicdanları sızlatan bir durumdur. Yerel seçimler yaklaşırken bir çok kişi Belediye Başkanlığı için heyecanla, hizmet aşkı ile siyasi partilere adaylık için başvuruyor ve projelerini anlatıyor. Bu süreçte endişeye kapılan bir grup var ki onların sıkıntılarını dile getirmek istiyorum. Evet anlayacağınız 5393 Sayılı Kanunu 49. Maddesine göre çalışan teknik sözleşmeli personeller. Bilindiği gibi her yıl sözleşmesi, belediye meclisinden geçmek zorunda olan bu memur arkadaşlar, seçimlerden sonra nasıl bir yaklaşım olacağını endişe ile izlerken iş güvencesinin keyfiyete kalmış olması konusunda endişe içinde, kurbanlık koyun gibi beklemekteler. Bir çok insan Belediye Başkanlığı ve Belediye Meclis üyeliği için seçilirken, bu sözleşmeli personelin sıkıntıları endişeleri göz ardı edilemez. Diger sözleşmeli personele nazaran iş güvencesinin pamuk ipliğine bağlı olan bu sözleşmelilerin iş güvencesi ve rahat çalışmaları için kadro alması elzem bir hal almıştır. Kamu Kurum ve kuruluşların da çalışan tüm sözleşmeli personellerin aile bütünlüğü ve iş güvencesi için kadronun verilmesi gerekmektedir. Sözleşmeli personele empati yapılıp bir nebze o insanların penceresinden bakabilmek, zorluklarını sıkıntılarını endişelerine ortak olmak vicdani bir görevdir. Bu insanlar kaybedilmemeli, el uzatılmalı, dertlerine merhem olunmalıdır. Bu noktada insan hasyetine, adalete, haklara ve toplum hassasiyetlerine önem veren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN'ın bu konuda sessiz kalmayacağını bilmek sevindiricidir. Bu konunun çözüme ulaşacağını bilen sözleşmeli personelinde umudu bu yöndedir