Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Öğretmen, ders yaptıkları sınıfa yeni bir gözle bakmaya karar veriyor. Sınıf, eski bir okulun bodrum katında. Hala inşaat halinde gibi bir havası var. Yerler ve duvarlar çimento, odanın her yerinde yerden tavana kadar uzanan ince uzun direkler var. Sınıftan çok sorgu odasına benziyor. Böyle bir ortamda bireye yönelik yapılan çalışmaların öğrenciler tarafından ciddiye alınmaması çok normal.
Öğrenciler Sorumluluk Alıyor
Bu yeni bakış açısıyla öğretmen tüm çalışmalarını askıya alıp öğrencilerle birlikte sınıfın fiziksel görünümünü tamamen değiştirmeye karar veriyor. Okul müdürünün de desteğini aldıktan sonra bir plan yapıyorlar. Mahalledeki dükkanlardan toplayacakları kullanılmayan halı atıklarını ve parçalarını birleştirmeye, boya dükkanlarından boya bağışı talep etmeye karar veriyorlar. Duvarların öğrenciler tarafından tasarlanan ya da bağış yoluyla gelen malzemelerle dekore edilmesini istiyorlar.
6 hafta boyunca başka hiçbir şey yapmadan sadece bu çalışmaya odaklanıyorlar. 6. haftanın sonunda ortaya bambaşka bir sınıf çıkıyor. Yerler açık ve sıcak renklerden oluşan bir halıyla kaplanmış, çimento duvarlar ve sınıftaki çirkin direkler boyanınca ortaya şahane bir tablo çıkmış. Duvarlar, resim, fotoğraf ve kumaş süslemelerle dolu. Tüm bu çalışma, öğrenciler üzerinde inanılmaz pozitif bir etki yaratmış. Öğrencilerin özgüven, dayanışma ve birbirine güven duyguları artmış. Öğrencilerin motivasyonu yükselirken ve kendi yarattıkları yerde ders yapmaktan mutluluk duymaya başlamışlar.
Bu hikayeden alınacak iki önemli ders var:
1. Bir sınıfın fiziksel yapısı, öğrencilerin moralini ve öğrenmesini etkileyen kritik bir etken.
2. Öğrencilerin içinde bulundukları ortamın yaratılması sürecine katılmaları, onları bireysel olarak güçlendirir, dayanışmayı ve motivasyonu artırır.
Sınıf Düzeni İletişimi Etkiliyor
Farklı eğitim türlerinin farklı oturma düzenleri gerektirdiğini biliyoruz. Sınıfların davetkar ve öğrencilerin içinde olmaktan mutluluk duyacakları yerler olması gerektiğini söylemeye gerek yok herhalde. Ancak sınıflar gerçek hayatta böyle mi gerçekten? Maalesef değil.
Eğer bir sınıftaki masalar, düz sıra halinde dizilmişse, en ön sırada oturanlar sınıftaki hiçbir öğrenciyi göremez. En arkadakiler ise muhtemelen çoğunlukla sadece arkadaşlarının kafalarını görürler. Eğer bu düzeni seçen bir öğretmenseniz, eğitim anlayışınızın pek interaktif olduğunu söyleyemeyiz. İletişime önem veren bir öğretmen olmanıza rağmen sınıftaki masaların ayaklarının yere sabitlendiği bir okulda öğretmenlik yapıyorsanız, muhtemelen yanlış bir okuldasınız.
Masayla dolu bir sınıfınız varsa, grup çalışamaları için harika bir ortamınız var demektir. Ancak öğrencileri farklı amaçlarla bir araya getirmek istiyorsanız, masaları sınıfın arkalarına ve yanlarına çekmek zorunda kalırsınız. Daha az sayıda masanız varsa, masaları yarım daire şeklinde de yerleştirebilirsiniz. Yarım daire, etkileşimi teşvik eder ve öğrencilerin birbirini görebilmelerini sağlar. Eğer öğrencilerin arasındaki ilişkiye, dayanışmaya ve açık bir ortam yaratmaya değer veriyorsanız bu düzen çok işe yarar.
Sınıftayken Evde Gibi Hissetmek Mümkün Mü?
Öğrenciler günlerinin büyük bir bölümünü neredeyse asla ev gibi hissetmedikleri sınıflarda geçirirler. Oysa öğrencilerin moralini düzeltecek, içinde olmaktan mutluluk duyacakları sınıflara ihtiyacımız var. Bunun için duvarların daha dolu olması gerekiyor! Bu aynı zamanda pozitif etkileşim sağlayan güzel bir ortam yaratmaya yardım etmeleri için öğrencileri teşvik etmeyi sağlar. Ve bu süreçte çocuklar özgüven kazanırlar.
Lise öğretmenlerinin tek bir sınıfı olmadığı için onların işi biraz daha zor. Yapabilecekleri en iyi şey, her girdikleri sınıfta yeni bir düzenleme yapmak olabilir. 1-2 öğrencinin gönüllü olarak yardım etmesiyle sıraların yerini kolayca değiştirebilirler. Sınıfları daha çekici hale getirme konusunda odayı kullanan diğer öğretmenlerle işbirliği yapmak da mümkün.
Tüm bu yaklaşımların sonucunda bazı genel kurallara ulaşabiliriz:
1. Sınıfın fiziksel durumu öğrencilerin öğrenmelerini ve morallerini etkiler
2. Sınıfın fiziksel yapısı eğitim hedeflerinize uyum sağlamalıdır.
3. Oturma düzeni çok önemli bir etkendir.
4. Fiziksel ortamı yaratma sürecine öğrencileri de dahil etmek, ortamı zenginleştirirken, sınıf dayanışmasını artırır ve öğrencilere özgüven duygusu verir.
Kaynak: http://www.edutopia.org/blog/the-physical-environment-of-classrooms-mark-phillips