Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Öğrenme, ilişkiler olmadan olmaz. Sınıfta, kurallar önemlidir, ancak birkaç yıl öğretildikten sonra çoğumuz öğrenmiş olduğumuz gibi, ilişkiler çok daha önemlidir. Öğrencilerle ilişkilerimizi derinleştirmenin bir yolu, kendimizle ilgili biraz onlarla paylaşımda bulunmak ve bizimle ve birbirleriyle paylaşmaları için fırsatlar yaratmaktır.
Elbette ne ile karşılaşacaklarını bilmeleri açısından ilk gün öğrencilerinize kuralları, rutinleri ve ilkeleri ana hatlarıyla belirtmeniz büyük önem taşır. Öğretmenler olarak, sınıf beklentileri konusunda katı ve net olmanın önümüzdeki tüm yıl boyunca ne kadar fark yaratabileceğini kariyerimizin erken safhalarında öğreniyoruz.
Kuralları ve beklentileri paylaştıktan sonra, öğrencilerinize sizi anlatan birkaç slayt ve eşya göstermeye ne dersiniz peki? Paylaşabileceğiniz genel bilgiler mevcut (ailenizle ilgili detaylar, okula nerede gittiğiniz, öğretmenlikten önce yaptığınız işler vs.), ancak isterseniz daha hassas birkaç ayrıntı ekleyebilirsiniz:
Büyürken ve öğrencilik hayatınızda ne gibi zorluklar yaşadınız?
Nelere değer verirsiniz?
Neler yapmaktan hoşlanırsınız?
İmkanınız olsaydı dünyada neyi değiştirirdiniz?
İşe yarayacağını bilseydiniz, hayatta hangi riskleri almayı seçerdiniz?
Peki ya birkaç eşya paylaşmaya ne dersiniz? En sevdiğiniz kitaplardan birkaçı mesela? 12 yaşındayken en sevdiğiniz kitap hangisiydi? 16 yaşınızda, 20’inizde neydi? Bu kitaplardan birkaçını öğrencilerinize göstermek için sınıfa getirin. Hayatınıza dair fotoğraflar göstermek her zaman sevilen bir harekettir.
Kendinizi öğrencilerinize neden bu şekilde tanıtasınız? Öğrencilere bizim de insan olduğumuzu göstermek, bizi yalnızca öğretmen olarak değil, insan olarak da görmelerini sağlar. Benim gözlemlerim ve tecrübelerime göre, eğitim verdiğiniz kişiler tarafından sevilmek için hassasiyetlerinizi göstermeniz gerekir. Bazen kim olduğunuzu, duygularınızı, yaşadığınız zorlukları, umutlarınızı, kaygılarınızı ve hayallerinizi paylaşmanız gerekir. Öğrencilerden kendi hassas yönlerini açığa çıkardıkları yazılar, şiirler yazmalarını ya da konuşmalar yapmalarını istiyoruz. Öğretmenleri olarak, sınıf topluluğunun bir parçası olarak, bizim de aynı şeyi yapmamız gerekmiyor mu?
Öğrencilerin Birbirlerini Tanıması
Kendi kişiliğiniz ile ilgili yönleri öğrencilerle paylaştıktan sonra, onları da aynı şeyi yapmaya davet edin. Ortamı hazırladınız, hassasiyet gösterip kendinizi öğrencilerinize açtınız, ve şimdi onlar da bunun sizin için önemli olduğunu görebiliyorlar. Yalnızca öğretmen ve öğrenciden oluşan bir grup değil, insanlardan oluşan bir sınıf olduğunuzu biliyorlar.
İşte, öğrencilerin birbirlerini tanımaları ve ilişki kurmaya başlamaları için birkaç işe yarar etkinlik:
İyi şeyler: Öğrencilerden eşleşmelerini ve başlarına gelen iyi bir şeyi ya da sabırsızlıkla bekledikleri bir şeyi paylaşmalarını isteyin. Büyük bir olay olmasına gerek yok, “Bu akşam evde pizza yiyeceğiz,” gibi basit bir şey olabilir. Birinin ablası evlenmiş ya da birinin doğum günü haftaya olabilir. Her güne ya da derse bu etkinlikle başlayın, öğrenciler buna alıştıkça eşleşmeleri dört-beş kişilik gruplara kadar genişletin ki topluluk içindeki etkileşimler gelişsin. Tabii, sizin de paylaşmanız gerekiyor.
“Benim Hakkımda Her Şey” Çantası: Her öğrenciye bir kağıt poşet verin. Dışını istedikleri kelimeler ve resimler ya da beğendikleri şeylerle, kısacası kendileriyle ilgili başkalarının görebileceği şeylerle süslemelerini isteyin. Poşedin üstüne kendileriyle ilgili çok bilinmeyen şeyleri temsil eden ya da simgeleyen nesneler yerleştirmelerini isteyin (kedilerine ait bir oyuncak, futbol oynarlarken bir fotoğrafları vb.). Kendiniz de bir tane yaparsanız, tanıtım için bunu gösterebilir ve öğrencilere örnek olabilirsiniz. Küçük gruplar halinde ortak çalışmaları için onlara bir ders saati verin.
Tıpkı benim gibi: Hiç modası geçmeyen bu topluluk oluşturma yöntemi, öğrencilerin birbirleriyle olan ortak noktaları ve benzer özellikleri görmelerini sağlıyor. Öğretmen bir açıklamada bulunur ve buna uyan öğrenciler ayağa kalkar. Örneğin, “Pizza en sevdiğim yiyecektir,” “Okul başladığı için mutluyum” ya da “Ailemizin en küçük üyesi benim” gibi. Öğrencilerden, açıklamanızı yaptıktan sonra kimlerin ayağa kalkıp kalkmadığına, yani kimlerle ortak özelliklere sahip olduklarına dikkat etmelerini isteyin. (Bu aktiviteyi birkaç gün boyunca ya da aralıklı olarak yapabiir, yeni ve daha detaylı açıklamalar ekleyebilirsiniz.)
Eşya paylaşımı: Sizin çocukluğunuzdaki ve ergenliğinizdeki favori kitaplarınızı sınıfa getirmeniz gibi, çocuklardan da hayatlarına dair bazı eşyaları/nesneleri – fotoğraf, kitap ya da ödül – sınıfa getirmelerini isteyebilirsiniz. Bunları birebir, küçük gruplar halinde ya da tüm sınıf içinde paylaşabilirler.
Öğrenci bilgi anketi: Yaşa ve konuya uygun sorulardan oluşan bir anket oluşturun. Öğrencilerden bunu tamamlamalarını isteyin. Onlara bu anketin sizin onları daha yakından tanımanız için olduğunu söyleyin. Anketleri toplamadan önce, diğerleriyle paylaşmak istedikleri birkaç cevabı seçmelerini isteyin. Eşleşmeleri ya da gruplara ayrılmaları için onlara zaman tanıyın. Sorular en sevdikleri müzik türünü, yemeği ya da dersi içerebilir.
Anlamlı ilişkiler, öğrenimin gerçekleşmesi için elzemdir. Uyguladığınız kurallar ve ilkeler, iyi yönetilen bir sınıfı korumak için önemlidir. Ancak, öğrencileriniz üzerinde kontrole ağırlık vermektense, topluluğu ve ilişkileri geliştirmeye çalışmanız iyi bir okul yılı geçirmenizi sağlar.
Kaynak: https://www.edutopia.org/article/relationships-matter-more-rules