Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
ZAMANSIZ YAZILAR-Ayşin Bozkoyunlu
Okullarımız çocuklarımız için hayatın büyük bir bülümü demek… Bu yüzden okullarımızın, onları hayattan uzaklaştırmaktan ziyade hayatla buluşturmaları önem kazanıyor. Okulda çocuklarımız birçok alanda birçok bilgiye sahip oluyorlar. Fakat aslında bu bilgileri kim, ne amaçla kullanır bilemiyorlar. Bu yüzden okulda aldığı bilgiyi tam karşılamasa da hatta okulda öğrenilen bilgilerle hiç ilgisi olmayan mesleklerde çalışan insanlarımızın okula davet edilmesi çok önemli ve değerli. Biraz daha açalım .
Örneğin okullarımızda belki de en çok davet edilen meslek grubu yazarlarımızdır. Bu konuda diğer alanlara göre daha büyük farkındalık var çünkü herkes okumanın faydalı olduğu konusunda mutabık, ve yazarlarla karşılaşmak öğrencilere büyük bir heyecan verdiği gibi aynı zamanda okudukları kitapların yaşayan yazarlarını olduğunu bilmek hem onların okumaya ilgisini artırıyor, hem yazarlık hakkında bilgi sahibi oluyorlar, hem kitaplarını imzalatıyorlar hem de en önemlisi kendilerinin de bir gün yazar olabileceğine dair kanıları güçleniyor. Bu durum yazarlarımıza ne sağlıyor? Onlar da genç okurlarının o güzel enerjilerini hissediyor ve belki de “İyi ki yazarım bu güzel çocukları ve gençleri tanıyıp onlarla sohbet etme imkanım oluyor” diyorlar ve kitaplarının daha geniş kitlelere ulaştıracak güzel bir etkinliğin içinde yer almaktan mutlu oluyorlar.
Peki diğer meslek grupları?
Örneğin bir doktor, endüstriyel tasarımcı, ressam, mimar, mekatronik mühendisi, bir sosyolog okullarımıza gelirse ne olur? Örneğin sosyoloji dersi kapsamında bir sosyolog okula geldi. Diyelim Nilüfer Göle, veya bir tarihçi İlber Ortaylı, veya hiç de meşhur olmayan bir inşaat mühendisi…
Örneğin;
-Mesleğine nasıl hazırlandı ?
-Hangi okulda okuması gerekti?
-Mesleği ile ilgili başka ne tür eğitimler aldı?
-Mesleğinin en zevkli bulduğu yönleri nelerdir?
-Mesleğin içinde bulundurduğu zorluklar ne? gibi sorulara cevap verdi, veya
-Derste öğrendikleri konunun mesleği yapmadaki işlevi ve önemi ne?
gibi sorulara cevap veren bir kişiyi karşılarında görmek ve istedikleri soruları sorabileceklerini bilmek sizce öğreniciye ne kazandırır?
İlk olarak öğrendiği konu öğrenci için anlam kazanır. Mesela bir arkeolog tarih dersine elinde arkeolojik kazıları yaparken kullandıkları aletlerle girse, arkeolojinin inceliklerinden ve bir ülkenin kültürüne olan katkılarından bahsetse, tarih dersi bir anda kanlı canlı bir hale gelir. Müzelere arkeologlar tarafından ulaştırılan eserlerin eski medeniyetler ile ilgili ne tür ipuçları verdiği çocuklar için daha anlamlı hale gelir. İşte bir anda eğitimi okul duvarlarının ötesine taşır. Bunları öğrenen çocuk bir yerde bulduğu kalıntının, ülkenin milli serveti olduğunu bilerek yetişir. İyi bir vatandaş olma yolunda bir adım atar. Arkeoloji mesleği hakkında bilgi sahibi olur. Aklının bir yerinde yeri geldikçe başvurulacak arkeoloji ile ilgili bir referans noktası oluşur. Kimbilir belki dizi seyretmek yerine tarihi belgesellere olan ilgisi artar, hele ki ailesi de meraklı ise. Turistik seyahatlerinde tarihi yerleri görmeye daha istekli olur ve bu yerler hakkında bilgi sahibi olmaya… O zaman vatandaş olmaktan öte dünya vatandaşı olmaya da bir adım atmış olur.
Diyelim ki bir biyoteknolog geldi sınıfa. Biyoteknologlar tıpla ilgili hem ilaç hem gereçler ve cihazlar üretirler. Yeni meslek gruplarından birisi… İnsan vücudunun bilinmezlerine meraklı ama doktor olmak istemeyen bir çocuk bu alana yönelmek isteyebilir. Üstüne üstlük bu alan yeni bir alan olduğu için öğrenciler için tam bir merak konusu olacaktır.
Belki de en önemli fayda çocukların meslek sahipleri ile sohbet ederek farklı meslekler hakkında bilgi sahibi olmalarının yanında bu meslekler için ne tür becerileri kazanmaya, hangi eğitimlerden geçmelerine dair fikirleri olmasıdır. Gençlerimizin lise bitip de üniversite sınavları önlerinde belirince seçim yapamamalarının en büyük nedeni meslekler hakkında bilgi sahibi olamamalıdır. Çocukların bilgi sahibi olmadan karar vermelerini beklemek ve onları kararsızlıkla suçlamak hiç doğru bir yaklaşım olmaz.
Peki öğrenciye her zaman en popüler, en üst meslek gruplarını mı tanıtmalıyız?
Hayır, bir toplum içinde varız ve para karşılığı olsa da hepimiz topluma bir şekilde yaptığımız iş yoluyla hizmet ediyoruz. Örneğin bir su tesisatçısı… Çoğumuzun evine girer çıkar ve onun yaptığı ile ilgilenmeyiz. Ama bir su tesisatçısı okula kullandığı malzemelerle gelse ve işinin inceliklerini anlatsa sizce ne olur? Çocuklar ilgilenmez mi sanırsınız? Hayır hiç sanmam. Bazı meslek grupları teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin var olacaktır. Ayrıca Amerika dahil birçok ülkede akademik eğitime bu kadar çok yönelmenin işsizliği artırdığı yönünde görüşler var ve birçok eğitim uzmanı meslek liselerinin eğitimdeki payının artırılması yönünde görüş belirtiyorlar. Hatta işsizliğe en büyük çarenin bu olacağı ileri sürülüyor. Çünkü üretimde birçok şey standartlaşırken standart dışı birçok çözümlere de ihtiyaç oluyor. Bu işin ekonomik yanı, yani çocuklar bir zanaat veya meslek lisesi grubunda bir alana yönelmek isterse hiç de kötü değil. Milli Eğitim Bakanlığı’nın meslek okullarındaki eğitim kalitesini artırmak için diğer bakanlıklarla iş birliği içinde olması ve iş garantili eğitimler planlanması ayrıca çok iyi bir gelişme…
Diğer yandan okulumuza gelecek bir marangoz, bir su tesisatçısı bir kuaför çocuklarla yeni bir karşılaşmadır. Normal şartlarda hangi çocuk bu insanlarla meslekleri hakkında konuşur. Okulların böyle girişimlerde bulunması bir sosyal hizmettir. Bu türden karşılaşmalar sosyal kaynaşmayı artırır. Çocuklarımızın her meslekten insana saygıyla yaklaşmasını ve küçümsememesini sağlar. Yani herkesin emeği ve becerisi doğrultusunda hayatını kazandığı ve aslında topluma hizmet ettiğini kavramalarına ön ayak olur, böylece derslerinde gördüğü eşitlik, ayrımcılık yapılmaması ilkelerini hayatlarında uygulamaya daha yakın hale gelirler. Öğrenci, mesleğin inceliklerini öğrenmenin ötesinde insan olmakla ilgili bambaşka şeyler öğrenir. Ayrım yapmamayı, saygı duymayı, o su tesisatçısı olmasa evini su basabileceğini ve onun emeğine saygı duyması gerektiğini, onun uzmanlık alanının bu olduğunu vs. Bunlar okulun öğrenciye katabileceği çok güzel kazanımlar…
Bunun dışında okul dışından farklı meslek gruplardan insanların okulu bu vesileyle ziyarete gelmesi başka neye hizmet eder?
Okullar dış dünya ile bütünleşmelidir. Yani okulda çocuğu olan veli okula öğretimde destek olabilmelidir. Örneğin veliler rahatlıkla okula gelip öğrencilere kitap okuyabilmeli veya başka etkinliklerin içinde yer almalı. Bu velilerin eğitime veya daha iyi bir eğitim için öğretmenlere yardımcı olmalarını sağlar ve diğer çocuklarla da iletişime geçmesini sağlar. Bunun dışında okul velilerinden olmayan ziyaretçiler de daha sonra yapılabilecek başka etkinliklerde okula gelip katkıda bulunmaktan veya birçok şekilde (maddi olarak değil) okulda üretilecek proje çalışmalarında veya organizasyonlarda kendi alanlarında okula katkıda bulunmak isteyeceklerdir. Çocuklarımız çok kıymetli ve de onların geleceği… Bunun için ben herkesi elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum ve açıkçası kimsenin de biraz fedakarlıktan kaçmayacağına eminim. Yalnızca güzel ilişkiler kurmaya özen gösterelim.
#zamansizyazilar
Not: Resim öğretmenimiz Ismail Sağır’ın izniyle kullanılmıştır.