Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Okullar ve Eğitimde Psikoloji Biriminin aşağıda sunulan üye, eski üye ve destekçilerine eleştirmen olarak sağladıkları katkılar için teşekkür ederiz
Öğrenme çoklu etkenlerin sağladığı bireysel bir eylemdir. Dolayısıyla psikoloji biliminin öğrenme ve öğrenme süreçleriyle ilgili söyleyecek çok şeyi bulunmaktadır. Psikoloji insan bilimidir. Öğrenme ise insanın bir edimidir. Öğretme ve öğrenme insan gelişimindeki biliş, motivasyon, sosyal etkileşim ve iletişim gibi sosyal ve davranışsal faktörlerle ilgilidir.
Öğrenciler nasıl düşünür ve öğrenir? Öğrencileri neler motive eder? Öğrencilerin öğrenmesi için sosyal bağlam, kişilerarası ilişkiler ve duygusal iyi olma hali niçin önemlidir? Sınıf en iyi nasıl yönetilir? Öğrenci gelişimi nasıl ölçülür? gibi başlıklar altında toplanmış 20 ilkeden oluşan rapor, tüm öğretmenlerin yararlanacağı şekilde hazırlanmıştır. TEDMEM raporunda yer alan ilkeleri ben de tüm öğretmenlerimizin istifadesine sunuyorum…
Okul Öncesinden Lise Sona, Öğretmenler İçin 20 Temel Psikoloji İlkesi;
1. İLKE: Öğrencilerin zeka ve yetenek ile ilgili inanç veya algıları bilişsel işleyişlerini ve öğrenmelerini etkiler.
Öğretmenler, öğrencilerin kendi zeka ve yeteneklerini çabalayarak, deneyimleyerek ve farklı stratejiler uygulayarak geliştirebileceklerine inanmalarını sağlayabilir.
2. İLKE: Öğrencilerin ön bilgileri, öğrenmelerini etkiler.
Öğrenme, ya kavramsal gelişme olarak bilinen var olan öğrenci bilgisine ekleme yapmayı veya kavramsal değişim olarak bilinen öğrenci bilgisinin dönüştürülmesini veya gözden geçirilmesini içerir.
3. İLKE: Öğrencilerin bilişsel gelişimleri ve öğrenmeleri genel gelişim evreleri ile sınırlı değildir.
Öğrenciler (a) öğrenilecek bilgi için biyolojik temel (erken yeterlik) olduğunda, (b) bilgiye yönelik halihazırda aşinalık veya deneyime sahip olduklarında, (c) daha yetenekli kişiler veya zorlayıcı materyallerle etkileşime girdiklerinde ve (d) deneyim yoluyla aşina oldukları sosyokültürel bağlamlarda üst düzey düşünebilir ve davranabilirler.
4. İLKE: Öğrenme bağlama dayanır, bu nedenle yeni bağlamlara kendiliğinden genellenmez ve yönlendirilmesi gerekir.
Öğrencinin bilgi ve becerilerini aktarması veya genellemesi kendiliğinden veya otomatik olarak gerçekleşmez; yeni bağlam özgün öğrenme bağlamından ne kadar farklılaşırsa o kadar çok zorlaşır
5. İLKE: Uzun dönemli bilgi ve beceri edinimi çoğunlukla alıştırma yapmaya (pratik) bağlıdır.
Bilinçli alıştırmalar; dikkatle birlikte tekrarı içerir ve sonradan daha karmaşık bilgi ve beceriler haline gelecek yeni bilgi ve becerileri beraberinde getirir.
6. İLKE: Öğrencilere net, açıklayıcı ve zamanında verilen geri bildirim öğrenme için önemlidir.
Öğrenciler çalışmalarıyla ilgili düzenli, belirli, açıklayıcı ve zamanında geri bildirim aldıklarında öğrenmeleri arttırılabilir.
7. İLKE: Öğrencilerin öz-düzenleme becerileri öğrenmeyi destekler ve öz-düzenleme becerileri öğretilebilir.
Bu beceriler özellikle doğrudan öğretim, modelleme, destek, sınıf düzenlemesi ve yapısı aracılığıyla öğretilebilir ve geliştirilebilir.
8. İLKE: Öğrencilerin yaratıcılığı geliştirilebilir.
Öğrencilerde yaratıcı düşünme geliştirilebilir ve beslenebilir; bu da yaratıcı düşünme becerisini öğrenci ve öğretmenler için öğrenme sürecinin önemli bir çıktısı yapar.
9. İLKE: Öğrenciler başarmak için dışsal yerine içsel motivasyona sahip olduklarında öğrenmekten zevk alırlar ve daha iyi performans gösterirler.
Öğrencilerin yeterlilikleri arttıkça, geliştirdikleri bilgi ve beceriler daha karmaşık çalışmalarda başarılı olmaları için temel sağlar. Bu çalışmalar onlar için giderek daha az çaba gerektirir ve daha eğlenceli olur. Öğrenciler bu noktaya eriştiklerinde, öğrenme çoğunlukla kendisinin içsel ödülü haline gelir.
10. İLKE: Öğrenciler performans hedefleri yerine öğrenme hedeflerini benimsediklerinde, zorlayıcı çalışmalar karşısında azimli olurlar ve bilgiyi daha derinlemesine işlerler.
Bireyler başarı etkinliklerine birbirinden çok farklı iki nedenden dolayı katılabilirler: Öğrenebilecekleri kadar çok şey öğrenip (öğrenme hedefleri) yeterlik geliştirmeye çaba gösterebilirler veya kendi yeterliklerini göstermek amacıyla (performans hedefleri) başkalarını geçmek için çaba gösterebilirler. Öğrenciler arkadaşları kadar iyi performans göstermek konusunda aşırı kaygılı olduklarında, performans hedefleri öğrencilerin zorluklardan kaçınmalarına neden olabilir. Tipik sınıf şartlarında, öğrenciler zorlayıcı materyallerle karşılaştığında, öğrenme hedefleri genellikle performans hedeflerinden daha kullanışlıdır.
11. İLKE: Öğretmenlerin öğrencileriyle ilgili beklentileri, öğrencilerin öğrenme fırsatlarını, motivasyonlarını ve öğrenme çıktılarını etkiler.
Öğrenciden beklentiler bir şekilde aktarılırsa (sözel ya da sözel olmayan şekilde) öğrenci, öğretmenin gerçek beklentisini doğrulayacak şekilde performans göstermeye başlayabilir.
12. İLKE: Öğrencilerin motivasyonu; uzun dönemli (uzak), genel ve aşırı zorlayıcı hedefler yerine kısa dönemli (yakınsal), belirgin ve ortalama zorlayıcılığa sahip hedefler belirlendiğinde daha çok artar.
Öğrenciler orta zorlayıcılığa sahip yakınsal hedefler belirleme konusunda uzmanlaş- tıkça, başarı odaklı bireylerin en önemli özelliği olan orta seviyedeki riskleri göze alabilmeyi öğreneceklerdir.
13. İLKE: Öğrenme çeşitli sosyal bağlamlarda gerçekleşir.
Kültürel deneyimlerdeki olası değişimler göz önünde tutulduğunda öğretmenin, ortak anlamları, değerleri, inançları ve davranışsal beklentileri koruyan bir “sınıf kültürü” oluşturması ve bütün öğrenciler için güvenli ve emin bir çevre sağlaması çok önemlidir.
Sosyal doğaları dikkate alındığında sınıflar, iletişim ve başkalarına saygı gibi sosyal becerilerin öğretimi için çok önemli bir bağlam sağlar.
14. İLKE: Kişilerarası ilişkiler ve iletişim, hem öğretme-öğrenme süreci hem de öğrencilerin sosyal-duygusal gelişimi için önemlidir.
Sosyal doğaları dikkate alındığında sınıflar, iletişim ve başkalarına saygı gibi sosyal becerilerin öğretimi için çok önemli bir bağlam sağlar.
15. İLKE: Duygusal iyi olma hali eğitim performansını, öğrenmeyi ve gelişimi etkiler.
Duygusal iyi olma hali; sınıfın her gün başarılı bir şekilde işlemesinin ayrılmaz bir parçasıdır ve akademik performans ile öğrenmeyi etkiler. Ayrıca kişilerarası ilişkiler, sosyal gelişim ve genel akıl sağlığı için de önemlidir.
16. İLKE: Sınıftaki uygun davranışlara ve sosyal etkileşime ilişkin beklentiler öğrenilebilir ve geçerliği kanıtlanmış davranış ilkeleri ve etkili öğretimle öğretilebilir.
Öğrenmeye ve uygun sosyal etkileşime olanak sağlayan davranışlar en iyi öğretim yılının başında öğretilir ve yıl boyunca pekiştirilir.
17. İLKE: Etkili sınıf yönetimi (a) yüksek beklentiler belirlemeye ve bunları ifade etmeye (b) sürekli olumlu ilişkiler geliştirmeye ve (c) öğrenciler tarafından desteklenmeye dayanır.
Öğrenciler hem akademik başarı hem de sınıf davranışı için öngörülebilir bir yapı ve yüksek beklentilerden yarar sağlar.
18. İLKE: Biçimlendirmeye ve düzey belirlemeye yönelik değerlendirmelerin her ikisi de önemli ve kullanışlıdır fakat farklı yaklaşımlar ve yorumlamalar gerektirirler.
Biçimlendirmeye yönelik değerlendirmeler öğrenmede önemli artışlara neden olabilir.
19. İLKE: Öğrencilerin bilgi, beceri ve yetenekleri; psikoloji bilimini temel alan, nitelik ve doğruluk bakımından iyi tanımlanmış standartları olan değerlendirme süreçleriyle en iyi şekilde ölçülür.
Güvenilir ve geçerli değerlendirmeler, sınav sonuçlarını kullanan kişi ve kurumların öğrencilerin bilgi, beceri ve yetenekleri ile ilgili doğru çıkarımlar yapmalarına yardım eder.
20. İLKE: Değerlendirme verilerinin anlamlı olması net, uygun ve doğru yorumlamaya bağlıdır.
Herhangi bir değerlendirmeden elde edilen puanlar sadece hedefledikleri belirgin amaçlar için kullanılmalıdır.
Hüseyin ÖZKAN
Raporun tamamı için: https://tedmem.org/download/okul-oncesinden-lise-sona-ogretmenler-icin-20-temel-psikoloji-ilkesi?wpdmdl=2179
Kaynak: http://www.matematiksel.org/ogretmenler-icin-20-temel-psikoloji-ilkesi/